Türkiye adeta bir yangın yerine dönmüş durumda. Her yer alev alev yanıyor. Harita yeşilden siyaha dönmüş vaziyette.
Her yaz mevsimiyle birlikte yükselen sıcaklıklar, bilinçli ya da bilinçsiz davranışlarımızla birleşince ormanlarımız, ciğerlerimizle birlikte yanmaya devam ediyor. Sadece ağaçlar değil; içinde barındırdığı kuşlar, böcekler, sincaplar, kaplumbağalar ve binlerce canlı da bu cehennemi alevlerde yok oluyor.
Orman yangınlarının tek sorumlusu ne güneş, ne rüzgâr, ne de kuraklıktır. Sorumlu, biziz.
Söndürülmeden atılan bir sigara izmariti, piknik sonrası söndürülmeyen bir mangal ateşi, ormana fırlatılan cam şişesi, bir ihmalin nelere mal olduğunu göstermek için yeterlidir.
Eğitimsizlik, sorumsuzluk, sabotajlar, rant uğruna yapılan kundaklamalar, altyapı eksiklikleri, teknik donanım yetersizliği, liyakatsizlik ve kurumsal koordinasyon eksikliği… Tüm bunlar birleştiğinde, sadece ormanlar değil, aynı zamanda insanlık da yanar.
Doğaya ve hayata olan bakışımız bu felaketleri tetiklemektedir.Eğer bir meşe ağacının, bir çalılığın, bir çiçeğin, bir arının, bir tilkinin, bir insanın, bir canın, hatta bir taşın bile yanması bizde hiçbir şey uyandırmıyorsa; ormanı sadece “piknik alanı” olarak görüyorsak; doğayı yaşanacak bir yer değil de "yararlanılacak bir kaynak" olarak düşünüyorsak, bu yangınlar kaçınılmazdır.
Çünkü yangınları başlatan da biziz, söndürmeyen de…
Peki Ne Yapılmalı?
1. Eğitim ve Bilinçlendirme:
Okullarda, köylerde, şehirlerde orman ve çevre bilinci yaygınlaştırılmalı. “Orman sadece ağaç değil, yaşamın ta kendisidir” anlayışı kazandırılmalı.
2. Yasal Yaptırımlar:
Ormanlık alanlara çöp atan, ateş yakan, sigara izmariti bırakanlara ciddi para ve hapis cezaları uygulanmalı. Rant ve sabotaj odaklı yangın çıkaranlara en ağır cezalar verilmelidir.
3. Teknolojik Takip ve Erken Müdahale:
İHA, drone ve uydu sistemleriyle ormanlar 24 saat gözetlenmeli. Yangın algılama sistemleri yaygınlaştırılmalı. Erken müdahale için yangın havuzları kurulmalı, helikopter ve uçak sayısı artırılmalı. Güçlü bir yangın filosu kurulmalı.
4. Liyakat ve Kurumsal Koordinasyon:
Orman yangınlarına müdahale eden birimlerde ehliyetli, eğitimli ve görev bilinci olan kadrolar görev almalı. Kurumlar arası koordinasyon hızlı, etkili ve önceden planlanmış olmalı.
5. Toplumsal Duyarlılık ve Gönüllülük:
Her mahallede, her köyde gönüllü yangın ekipleri oluşturulmalı. İnsanlar yangına sadece “haber” olarak değil, “sorumluluk” olarak yaklaşmalı.
Unutmayalım:
Bir orman sadece ağaç değildir. O, bir ekosistemdir. Bir canlılık alanıdır.
Ve biz, o canlılığın bir parçasıyız. Onu yaktığımızda, aslında kendimizi de yakıyoruz.
Kaynak: urfanınabzi.com