Mahmut Olgun

Tarih: 20.10.2025 16:47

O Aynada İnsan Yüzü Görünmüyor

Facebook Twitter Linked-in

Bazı dönemlerde toplumlar öyle bir noktaya gelir ki, artık kötülük saklanamaz. Klozet kapağı açılır… Ve yıllardır bastırılan, üzeri örtülen bütün pislikler suyun yüzüne çıkar.

İşte bugün yaşadığımız tam da budur:

Toplumun karanlık dehlizlerinde biriken nefret, şehvet, cehalet ve ahlaksızlık; artık dil olmuş, ekran olmuş, izlenme sayısına dönüşmüştür.

Bir adam çıkıp kadınlara küfrediyor, cinayetlere kurban gitmiş genç kızlara iftira atıyor, sonra da rahat bir yüz ifadesiyle özür diliyor.

Bazı sözler vardır ağızdan çıktığı anda telafisi mümkün olmayan izler bırakır.

Son günlerde sosyal medyada dolaşan o video tam da bunun örneği. Rojin’in adını ağzına alarak küfreden, yurtlardaki kız öğrencilere iftira atan, “o kızların ilacı bende” diyebilecek kadar aşağılık ifadeler kullanan bir adam… 

Ve ardından gelen o “özür videosu.”

Ama bu özür, sıradan bir özür değil.

Adam çok rahat, sanki bir tiyatro provasından alınmış gibi. Gözlerinde pişmanlık değil, senaryosunu ezberlemiş bir oyuncunun soğukkanlılığı var.

Bu kadar çirkin sözlerden sonra “pardon” diyebilmek, insanın yüzündeki deriyi kalınlaştırmaktan başka bir şey değildir.

Bu olay spontane gelişmiş olamaz. Sözcükler, hedefler, tonlama; her şey planlı bir kurgu izlenimi veriyor.

Demek ki birileri, toplumun vicdanını sarsarak kendi popülaritesini büyütmek istiyor.

Kadın onuru, gençliğin ahlakı, üniversite yurtlarındaki binlerce masum kızın itibarı; ucuz bir senaryonun dekoru hâline getirilemez.

Ve bu, sadece o adamın değil, ona bu rolü biçenlerin de ahlaki çöküşüdür.

Bir kadına, bir gence, bir mazluma dil uzatmak; insanlığın ortak değerlerine saldırmaktır.

Rojin gibi nice genç kadınların acısı hâlâ tazeyken, birilerinin bu acı üzerinden şöhret devşirmesi, kelimenin tam anlamıyla vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır.

Böyle bir zihniyetin özrü olmaz; çünkü o özür, suçu örtmek için yazılmış bir senaryo parçasıdır.

Bu adam, ne sözünde pişmanlık taşıyor ne duruşunda utanma.

O hâlde özrü değil, niyeti sorgulamak gerekir.

Oysa o sözlerin geldiği yer, bireysel bir dil sürçmesi değil; kirlenmiş bir toplumsal bilinçaltı.

Bu, sadece bir kişinin çirkinliği değil, sistematik olarak yozlaşmış bir kültürün dışa vurumudur.

Peki klozet kapağını açan kim?

Belki sosyal medya algoritmaları, belki şöhret arzusu, belki de paranın gücü.

Ama içeriden çıkan şey hep aynı: vicdansızlık, arsızlık ve utanmazlık.

Ve her seferinde “özür” adı altında o pisliği kapatmaya çalışıyorlar.

Ama artık o koku, o kir, o çürüme gizlenemiyor.

İnsan fıtratı, eğer kirlenirse doğaya, insana, inanca düşman olur.

Fıtrattan kopan insan, sadece kendi ruhunu değil, yaşadığı toplumu da zehirler.

Kadın onuruna ve namusuna saldırmak, masumiyetle alay etmek, şiddeti meşrulaştırmak; işte bu kopuşun belirtileridir.

Fıtratın yerini çıkar; vicdanın yerini reklam; utancın yerini takipçi sayısı almıştır.

Oysa insan, yaratılışında “emanet” taşır.

Ve bu emanetin en büyüğü, utanma duygusudur.

Bir toplum utanmayı yitirirse, her rezalet bir gösteriye dönüşür.

Klozet kapağı kapatılsa bile, içerideki kirlilik artık taşmıştır.

Rojin’in hatırası ve daha binlercesinin gördüğü şiddet, bize bu çürümüşlüğü hatırlatıyor.

Bir kadının onuru, toplumun aynasıdır.

O aynayı kıranlar, aslında kendi suretlerini parçalıyorlar.

Ve ne kadar özür dilenirse dilesin, o aynada artık insan yüzü görünmüyor.

Hepimiz bu faturayı — büyük bir ahlaki, vicdani, toplumsal çürüme ve ekonomik çöküş olarak — ödeyeceğiz.

Bir adamın klozetin içindekileri kusması varsa, aslında bu sadece bir mide tepkisi değil; belli bir kimliğin kusmasıdır.

Bir toplum, bir kimlik ya da bir inanç, kendi içindeki çürümeyi artık taşıyamadığında, en sonunda böyle dışa vurur.

Bir kişi kusamaz, bir millet de hemen kusamaz. Ama belli bir demografik ve ahlaki seviyeye ulaşıldığında taşar; pislik artık tutulamaz ve insanlar üzerinden kusulur.

Bu kusma, aslında içte biriken vicdansızlığın, utanmazlığın, kimlik kaybının dışavurumudur.

Ve işte o zaman, bunun bedeli hem acı hem de yıkıcı olur. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —