1988 yılında Filistin Bağımsızlık Bildirgesi’nin yayınlanmasından sonraki bir yıl içinde, Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkeden 90'ı Filistin Devleti’nin bağımsızlığını tanımıştır. İlerleyen yıllarda başka ülkeler de bu kervana katılmış ve 20 Mart 2025 itibarıyla BM üyesi 193 ülkenin 147’si Filistin’i resmî olarak devlet olarak tanımıştır.
Filistin’i tanıyan bazı ülkeler, bu tanımayı diplomatik ilişkiler kurarak ve Filistin’de diplomatik temsilcilikler açarak pekiştirmiştir. 1988’de Filistin’i tanıyan ilk ülkelerden biri olan Türkiye de Filistin’de temsilcilik açan ülkeler arasında yer almıştır.
Ancak bu ülkelerin hemen hiçbirinin Filistin üzerinde doğrudan etkisi bulunmamaktadır. Sadece Türkiye ve Yemen gibi az sayıda ülke, Filistin’e ve özellikle Gazze’ye dolaylı da olsa çeşitli yardımlarda bulunmuştur ve bu yardımlar hâlen devam etmektedir.
Bu şartlar altında, Filistin Devleti’ni tanımak elbette olumlu bir gelişme olmakla birlikte, esas mesele bugün Gazze’dir. Zira günümüzde Gazze, adeta Filistin’in dışında, özerk ve farklı bir bölge hâline gelmiştir. Filistin Devleti’ni tanıyan ülkelerin kahir ekseriyeti ise Gazze ile doğrudan ilgilenmemekte, bu bölgenin yaşadığı drama ve direnişe ilgisiz kalmaktadır.
Öte yandan, Batı Şeria’daki Filistin yönetimi (Filistin Devleti), işgalci Siyonist İsrail rejimiyle iş birliği içindedir; Gazze’nin direnişini reddetmekte, hatta imkânı olsa bu direnişi bastırmak için İsrail’in safında yer alacak bir tutum sergilemektedir.
İşgalci Siyonistler, Gazze’nin diz çöktürülmesini, ardından da tamamen teslim alınmasını istiyor. Ancak Gazze, yıllardır buna direniyor. Anlayacağınız, Filistin coğrafyasında bugün her şeyin önünde Gazze vardır. Gazze, işgalci Siyonistlere asla boyun eğmemekte, teslim olmayı zül saymakta ve yüzyıllık direnişi bugün tek başına sürdürmektedir.
Gazze için mücadele eden bu mazlum halka karşı, başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere birçok ülke hâlâ amansız bir savaş yürütmektedir. Bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un dokuzuncu ayda Birleşmiş Milletler'de “Filistin devletini tanıyacağım” açıklamasının hiçbir kıymeti yoktur. Zira mesele yalnızca Filistin Devleti değil, bugün yok olmanın ve soykırımın eşiğinde kalan Gazze’dir. Bu felakete ABD ve İngiltere’den sonra en çok Fransa neden olmaktadır.
Eğer Fransa gerçekten samimiyse, öncelikle Gazze’ye karşı İsrail’e verdiği desteği çekmeli, acilen insani yardım ulaştırmalı ve işgalci Siyonistlere karşı Gazze halkının yanında olduğunu açıkça ilan etmelidir. Aksi takdirde Macron’un açıklamaları sadece bir politik şovdan ibarettir ve bu şovun inandırıcılığı neredeyse sıfırdır.
Gazze yok sayılarak yapılan her tanıma, Filistin davasına değil, işgalin derinleşmesine hizmet eder.