Mustafa KOLCU

Tarih: 20.10.2025 14:41

İNSAN FİDAN MİSALİ

Facebook Twitter Linked-in

Bakarsan Bağ Olur

Bağı olan bilir ki korunmayan, bakımı yapılmayan bağ, zamanla dağ olur. Sürecin başında, önce bir fidanın etrafında masumca biten diken, yeşil ve sevimli görünüşüyle selam verir. Sanki fidanın dostu gibi doğası gereği büyümeye devam eder. Zaman içinde yanında beslendiği fidanı sarar; sanki sever gibi. Müdahale edilmedikçe büyür, gelişir ve güçlenir. Sonunda yanında beslendiği dalı kuşatır ve fidanı kurutur.

Doğanın kaderinde ilahi ölçüler bellidir. İnsanda buna şahittir. Artık fidan kurumuş, orman hakimiyetini göstermiştir. Bir zaman bakanlara bağ olan doğa, dağa ormana dönüşmüştür. Artık yeniden fidanlar dikilinceye ve ormana müdahale edilinceye kadar durum devam eder.

Bu görünen köyün hikayesidir. Bağından ümit kesen veya bağına değer vermeyen çiftçinin hikayesidir. Kuruyan fidan ziyan olmuş, korumayan kaybetmiştir. Dibi delik kap su tutmaz misali, sonuç kaçınılmaz olmuştur.

 

İnsanda Doğa Gibi

İnsanın yaratılışı ve yaşayışı fidan misalidir. İnsan, hem çevresi eliyle hem de kendi iradesi ile bağının da dağının da sorumlusudur. Bir bağ dağ olsa da o dağda insana fayda sağlar. İnsanın gönül bağı amacından koparsa, dağda ziyan olur bağda ziyan olur.

İnsan, biyolojik yapısını sağlıklı kılan gıdalar misali, manevi yapısını da sağlıklı kılacak bilgiye muhtaçtır. Yabani otlar gibi etrafını kuşatan her hali bilmeli ve gereği olan bakımı akıl ve vicdan üzerinden yapmalıdır. Yirmi birinci asırda en çok kirlenen akıllar ve vicdanlardır. Elbiseler, arabalar evler sokaklar temiz iken, bunları kullanan akıllar vicdanlar boyutları farklı farklı olsa da kirlenmişlerdir. "Allah kalbi ve fiziki temizlenenleri sever"( Bakara Suresi, 2/22)

Vicdanı fikirleri hayalleri günaha bulanmış insan, ilahi sınırları yok sayarak, onlarca yabani ot misali, yanlışlara karşı gereken önlemi almaz ise gün gelir, koruyacak bir akıl kalmayabilir. Sevgili peygamberimizin buyurduğu gibi: "Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalptir.” (Buhârî, Îmân 39)

Ağacın kökü gibi insanın kalbide korumaya kollanmaya muhtaçtır. Kökü sağlam ağacın kırılan dalı, dökülen yaprağı yerine gelir. İmanın yeşerdiği kalp, her türlü ifsadı ortadan kaldıracak güçtedir. İman, fidanın kökü gibidir. Şeytanın amansız rakibi, günahların sancısını hissettiren değerdir. Vahyin bilgisiyle sulanmalıdır. Kurumasına sebep her şeyden sakınılmalıdır.

Günahlarına gülenler, günahları ile barışık yaşayanlar, kalbinde günaha sevgi taşıyanlar, dikenlerin sardığı ağacın misali kurumaya yok olmaya mahkum olurlar. Bu kaderin istisnası yoktur. Günaha bulaşmanın hüznünü taşıyıp pişman olanlara ise rahmet umudu her zaman vardır.

"Onlar, doğru yoldan saptıklarını anlayıp yaptıklarına pişmanlık içinde kıvranarak: “Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa, yemin olsun ki biz elbette büsbütün kaybedenlerden oluruz” dediler.( A'raf Süresi, 7/149)

Evvel toplumlarda meydana gelen çürümelerin ve her alanda kokuşmuşluğun sebebi günahlara olan duyarsızlıktır. Onlarca Kıssaların anlatımında ve resullerin mücadelesinde, vahiy penceresinden hayata bakacak akıllar ve vicdanlar inşa etmek vardır.

 

Aklın Önündeki Perde

Bir şeyi örtünce o şey görünmez olsa da varlığını korur. Ancak onun varlığı, var oluş gayesine hizmet edemez. Akılda böyle vicdanda böyledir. Kendi kendimize 'ah aklımı kullansaydım şimdi böyle olur muydu' dediklerimiz olmuştur. 

Bir zamanlar firavunun zulmünden, Allah'ın yardımı ile kurtulma imkânı bulan İsrailoğulları, işlerine içselleşmiş olan zulmün yansımalarından bir türlü çıkamamalarından dolayı yıllarca, ilahi müdahale ile ıslahları için çölde kalmışlardır. 

Bugünün de olumsuz yanlışları yüzünden kalpleri, akılları çöle dönüşmüş insanların, yaratılışın amacı dışında hayatlara nasıl gülümsedikleri görülmektedir.

Bakımsızlıktan ormanın içinde kalmış fidanlar misali, günahların çemberinde kalan akıllara uzanan eli tutmak, gösterilen yola çıkmak gerekir.

“Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” (Nur sûresi, 24/ 31)

Demek oluyor ki, sağlıklı bireyler olabilmek için günahların ördüğü ormanlardan çıkmak gerekir. Sağduyulu toplumu oluşturmanın yolunun ilk şartlarından biri, günahlarından kurtulmayı arzu eden ve bu maksatla Allah’a yönelen fertler olmaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —