İsmail Hakkı Güleç

Tarih: 09.09.2025 11:44

HİLFÜ’l-FUDÛL GAZZE

Facebook Twitter Linked-in

Câhiliye döneminde Araplar arasında yapılan ittifak; dostluk ve dayanışma yemini. Sözlükte “antlaşma, akid ve yemin” anlamlarına gelen hilf (çoğulu ahlâf), terim olarak Câhiliye Arapları'nda kabilelerin veya şahısların yardımlaşma, dayanışma ve himaye amacıyla yaptıkları antlaşma ve ittifakları ifade eder.

Arapça'da "kararlılık" veya "azimli" anlamına gelen "Sumud" Filistinlilerin, İsrail işgaline karşı, şiddet içermeyen gündelik direnişini tanımlamak için kullanılan yaygın bir terimdir... 

Hz. Peygamber (as) daha Peygamber olmadan evvel, Mekke'de yabancı bir insan alışverişe geliyor. Malını satıyor, ama parasını alamıyor. Parasını vermeyen zorba insan hem malını hem de yanında getirdiği kızına el koyuyor... Bu olay karşısında hiçbir şey yapamayan çaresiz insan, Mekke'nin ortasında, feryadı figan ediyor... Ey kutsal Kâbe’nin bulunduğu kutsal şehrin sakinleri...! 

İçinizde bir insaf, vicdan sahibi, zalimden mazlumun hakkını alacak kimse diye feryat ediyor... Bunun üzerine içlerinde Hz. Peygamber (as) de bulunduğu bir grup insan, bir araya geliyor ve o günkü erdemliler hareketini başlatıyorlar... O zalim, mütecaviz insandan mağdur ve mazlum insanın hakkını alıyor, kızını da teslim ediyorlar...

Bu menfur olaydan sonra ahitleşiyor bu erdemli insanlar...Bu yaşadığımız bu kutsal şehir Mekke'de herkesin canı, malı ve namusu bizim gözetimiz altında ve güvendedir... 

Hılful Fudul, dayanışma, yardımlaşma, zulme, zalime, muktedirlere karşı koyma, mağdur ve mazlumun yanında yer alma ve de hakkın yanında, zalime karşı örgütlü olarak mücadele eden, kişi, grup ve kurumlar demektir...

Bu birlik, beraberlik ve dayanışma eylemi, onur, erdem, ahlak, vicdan sahibi insanların yapmaları gereken, insani ve İslami bir görev ve sorumluluktur... 

Erdemli, ahlaklı, karakter sahibi, yüreğinde hak, adalet ve vicdan taşıyan herkesin, yapılan her türlü haksızlık, hukuksuzluk ve zulme hayır deyip, baş kaldırması ve zalimlerin zulmünü durdurması için, elinden geleni yapması hem insani hem de İslami bir insanlık ve kulluk vazifesidir... 

Zulüm, tarihin her döneminde, farklı isim, boyut ve bölgelerde var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir... 

 

Zulüm ve zalimler, her dönemde, insanların haklarını gasp etme, emeklerini sömürme ve onları baskı, şiddet, soykırım vb. yöntemler ile pasivize etme, etkisiz kılmaya çalışmışlardır...

Yine, tarihin her döneminde, bu zalim ve tağutlar, toplumun özellikle düşünen, araştıran, sorgulayan, duyarlı ve iyi organize olmuş birey, ve toplumları baskı ve şiddet yoluyla sindirme, susturma, etkisiz kılma, asimile ve pasivize etme vb. yollara teşebbüs etmiş ya da onları satın alma gibi yollara başvurmuşlardır... 

Ama, bu zalim ve tağutların karşısında, her zaman insani, vicdani vasıfları taşıyan duyarlı, karakter sahibi, ahlak ve adalet duyguları son derece üst safhada olan insanlarda var olmuştur... Zalim ve Adil insanlar arasındaki mücadele, tarih boyunca olduğu gibi, bundan sonra, kıyamete kadar da var olacaktır... İnsanlar var ise, orada hak, hukuk adalet de vardır... Zulüm, işkence, baskı terör de vardır...

İnsanlık tarihi boyunca, her daim önemini koruyan birçok Peygamberin (as) yaşadığı ve Tevhid mücadelesinde bulunduğu "Kudüs ve Mescidi Aksa" yine birçok işgal, zulüm ve baskılara maruz kalmış, soykırımlar yaşanmıştır...

Yüz yıldır, Mescidi Aksa'nın korunması ve kurtarılması için, canla başla mücadele eden, bu uğurda binlerce şehit veren, Filistin halkı bu konuda sınavını vermiştir... Ancak Kudüs ve Mescid-i Aksa sadece Filistinlilerin davası değildir...Mescidi Aksa tüm ümmetin ortak davasıdır... 

Ama ne yazık ki, Ümmet bu konuda duyarlılığını yitirmiş ve üzerine düşen vazifeyi yerine getirmemiştir... 

20. yüzyılda ise, ümmetin gafleti, ihaneti, sorumsuzluğu, dağınıklığı birazda duyarsızlığı sonucu, neredeyse bütün İslam beldeleri yıkılıp, yakılmış, işgal edilmiş, zulme ve büyük soykırıma maruz kalmıştır...

Yine aynı süreçte, İslam ümmeti benlik, kimlik, kişilik, tarih, inanç, düşünce, yaşam tarzı ve adil yönetimlerinden mahrum bırakılmıştır...

Bu duruma karşı, çok cılız sesler çıkmış, ama bunlar da çözüm olmamıştır... Osmanlı'nın yıkılması, ümmetin başsız kalması sonucu, dünyaya o dönemde hakim olan, İngiliz siyaseti ve İngiliz aklı sayesinde, İslam coğrafyası paramparça olmuştur... 

Bölgede yeni ve suni sınırlar çizilmiştir...İngilizler başta olmak üzere, tüm emperyalist ülkeler kendi batıl inanç, kültür, ilke, değer, yaşam tarzı ve idaresini bu toplumlara zorla kabul ettirmiş, her türlü entrika, yol ve yöntemi kullanarak, İslam alemini köleleştirip, işgal etmişlerdir... 

İngilizler, Kudüs ve Filistin topraklarını Siyonistlere peşkeş çekmiş ve orada bir Siyonist devletin kurulmasını 1948 yılında sağlamışlardır... O gün bugündür, Filistin topraklarında huzur, yerini işgal, baskı, terör, hicret, kan, gözyaşı ve soykırıma bırakmıştır...

Şehit Şeyh İzzettin Kassam Tugayları, Şehit Hasan El Benna ve dava arkadaşları, Filistin'de birçok bedeller ödeyerek, Siyonistlere karşı savaşmışlardır... 70'li yıllardan sonra ise laik, solcu gruplar intifada'da başlatmışlar ve Siyonistlere karşı mücadele etmişlerdir...

1987 yılında, Şehit Şeyh Ahmet Yasin ve birkaç arkadaşının kurmuş olduğu ve bugün de Siyonistlere kan kusturan İslami direniş hareketi "HAMAS" kurulmuştur... 

Hamas hareketi ile birlikte, Müslümanlar daha bilinçli, şuurlu, plan ve programlı bir şekilde örgütlenmişler ve Siyonistlere Filistin'i dar etmişlerdir... 

Son iki yıldır, 7 Ekim 2024 tarihinden itibaren, özellikle Gazze’de Siyonist İsrail, büyük bir vahşet, abluka, katliam, baskı, zulüm, tehcir ve soykırım yapmaktadır... Gazze halkı ise, imanından almış olduğu güçle, bu zulme teslim olmamış, boyun eğmemiş ve tüm toplum olarak, zulme, zalimlere, Siyonistlere karşı sabır, sebat, metanet ile karşı koymuş ve bu mübarek toprakları canları ve malları ile kahramanca savunmaktadırlar...

Dünyanın, çeşitli bölgelerindeki (44 ülke) duyarlı insanlar ki, bunlar çok farklı etnik, siyasi, din, ırk ve mezheplere sahip bu güzel insanlar, bu zulme tepki göstermiş ve harekete geçmişlerdir...

Yine bu duyarlı, yiğit, cesur ve güzel insanlar, Gazze’de iki yıldır süren zulüm ve soykırıma karşı çıkmış ve zulmü durdurmak için ki, dünyadaki 300'e yakın devlet hiçbir şey yapmazken, bu sivil insanlar, Siyonistlere karşı mağdur ve mazlumun sesi soluğu olmuş, dünyanın her yerinde eylemler yapılmış ve bu olay dünya gündemine taşınmıştır...Bu sayede, Gazze konusu, dünyanın bir numaralı gündemi olmuştur... 

Buna benzer bir eylemde, 2009 yılında, Mavi Marmara Gemisi ile yapılmıştı...O dönemde, Siyonistlere karşı ilk defa, Müslümanlar ve diğer dinlere mensup duyarlı insanlar bir araya gelip, Filistin ve Gazze’ye insani yardım götürmüşlerdir...Bu gemiye operasyon düzenleyen Siyonist rejim, 10 Türkiyeli mücahit kardeşimizi şehit etmiştir... 

7 Ekim 2024 sonrası ise, birçok sivil insani yardım gemisi Gazze’ye gidip Siyonist abluka, baskı, zulüm ve soykırıma dur demişlerdir...

İşte, bunlardan bir tanesi de dünya çapında organize olmuş, duyarlı İnsanların oluşturmuş olduğu, "SUMUD" insani yardım filosudur... 

Bu hususta, önemli olan zulüm ve zalimlerin ne yaptığından daha ziyade, biz insanların ve özelde ise, Müslümanların bu zulme ve zalime karşı nerede kimlerle ne şekilde tavır alıp karşı çıktığımızdır... 

Bizler, karşı çıkma ruhumuzu, inancımızı, düşüncemizi sahaya yansıtmamızdır... Zulme seyirci kalmak, zulmü kabul etmektir ve zulme destek olmaktır... Zulme sessiz, seyirci kalıp, rıza gösterme zulümdür... 

En büyük cihat ve insani eylem, zulme, zalimlere hak ve hakikati haykırmak, zulmü defedip hak, hukuk ve adaletli muhafaza etmek için örgütlü bir çaba ve gayret göstermektir... 

Önce yüreklerimizdeki Kudüs'ü işgal ettiler ... 

Kudüs ruhumuzu, ufkumuzu, umudumuzu, aşkımızı, sevgimizi işgal ettiler... Kudüs bir özgürlük, direniş, bir miraç, bir gönül idi... 

Hiçbir zaman, ümitsizliğe, karamsarlığı, kötümserliğe hayatımızda yer vermemeliyiz... Her zaman, imanımızdan ve insanlığımızdan aldığımız özgüven ile yolumuza ki, bedeli ne olursa olsun devam etmeliyiz... SELAM VE DUA İL


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —