Engin GÜLTEKİN

Tarih: 06.11.2025 12:03

GENETİĞİ BOZULMUŞ BİR TOPLUMDAN VE GENÇLİKTEN GELECEK BEKLEMEYİN.

Facebook Twitter Linked-in

Her canlı varlığın onu var eden bir genetik kodu vardır. Bu kod, biyolojik anlamda canlının fiziksel ve zihinsel özelliklerini belirler. İnsan sağlığı, kişiliği ve görünüşü çoğu zaman bu genetik kodun bir yansımasıdır. Bu yüzden hastalıkların teşhisinde ilk bakılan hususlardan biri genetik geçiş olup olmadığıdır.

Fakat burada sözünü edeceğim genetik, tıbbi değil toplumsaldır. Çünkü nasıl insanın genetiği varsa, her toplumun da bir genetiği vardır. Elbette bu, soyut ve sosyolojik bir kullanımdır; toplumun karakterini, davranış kodlarını, değer dünyasını ve kimlik aktarımını ifade eder. Toplumsal genetik nesilden nesile aktarılan bir kimliktir.

Toplumlar da insanlar gibi bir kişiliğe, bir zihniyete ve bir görünüşe sahiptir.

Bir toplumun ahlaki kodu, onun vicdanını, kültürel kodu, zihniyetini, inanç kodu, yönünü belirler.

Bu kodlar bozulduğunda toplumun sağlığı bozulur. Görünüşü, yani sosyal hayatın dışa yansıyan yüzü çirkinleşir. Hatta millet olmayı mümkün kılan temel bağlar çözülür.

Kur’an-ı Kerim bu dönüşüme dikkat çekerek şöyle buyurur:

“Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez.”

(er-Ra’d, 13/11)

Ayetin dikkat çekici yönü şudur: Allah, “insan” değil “toplum” diyor. Çünkü toplumsal bozulma başladığında bireysel çabalar da körelmeye başlar. Toplumun ortak genetiği bozulursa, fertlerin direnç noktaları da zayıflar.

Tam bu noktada önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Gençlik toplum genetiğinin taşıyıcısıdır.

Gençlik, bir milletin gelecek yazılımıdır. Bugünün gençliği; yarının öğretmeni, mühendisi, yöneticisi, lideri, annesi ve babasıdır. Bu sebeple:

Düşüncesi bozulan gençlik, kimliği aşınmış gençlik, Ahlaki direnci kırılmış gençlik taşıdığı toplumsal genetiği bir sonraki nesle aktaramaz veya eksik aktarır. Böylece bozulma katlanarak devam eder. 

Tıpkı bir DNA zinciri gibi;

yanlış kodlanan her bilgi

gelecekte büyük bir hastalığa dönüşür.

Bugün tüketimi üretimin önünde tutan, sanalı gerçeğin yerine koyan, değeri popülerlikte arayan bir gençlik yetiştirirsek, yarın söz sahipleri de aynı bakışın temsilcileri olacaktır ve olmaktadır.

Peki toplumsal genetik nasıl bozulur? Neden Bozulur?

 

1.Aile bağlarının çözülmesi. Değer aktarımı kopar.

2.Medyatik bağımlılık. Kimlik dışarıdan şekillenir.

3.Eğitimin ideallerden uzaklaşması.Bilgi var, hikmet yok.

4.İnanç ve ahlakın zayıflaması. Denetleyici vicdan kaybolur.

5.Kültürün metalaşması. Sahicilik yerini taklide bırakır.

Bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde toplum genetik hafızasını kaybeder. Aynen içinde yaşadığımız toplumda, toplumsal hafızanın kaybolduğu gibi.

Toplumsal problemlere çözüm arayan bir sosyolog olarak şu soruyu sorup cevap bulmaya çalışıyorum.

Mezkûr durumdan çıkış yolu nedir?

El cevap: Çıkış yolu asli kodlara geri dönmektir. Ali Şeriatinin ifadesiyle Öze dönüştür.

Toplumsal genetik, dışarıdan ithal edilemez; içeriden inşa edilir. Bunun için acil üç temel restorasyona ihtiyaç vardır:

1- İnanç ve Ahlak Restorasyonu: Hakikat ile bağını koparmış bir gençliğin özgürlüğü, heva ve hevesine esarettir.

2-Eğitim ve Fikir Restorasyonu: Düşünen, üreten, eleştiren ve medeniyet bilinci taşıyan bir eğitim tasavvuruna dönmek şarttır.

3- Aile ve Toplumsal Bağ Restorasyonu: Nesil, en sahici kodlarını aileden alır. Aile çökerse toplumun genetiği çöker.

Hülasa gençliği kazanmak, geleceği kazanmaktır. Bir milletin geleceğini anlamak için gençliğine bakmak gerekir. Eğer gençlik değer üretmiyorsa, sadece tüketiyorsa, istiklal değil bağımlılık peşindeyse, o milletin yarını karanlıktır. O milletin geleceği yoktur.

Genetiği bozulmuş bir nesilden gelecek beklemek, toz olmuş bir tohumdan orman ummaya benzer.

Bu yüzden en acil görevimiz şu olmalıdır: Asli genetiğimizi yeniden işler kılmak, ahlak ve imanla bütünleşmiş bir gençliği yeniden ayağa kaldırmaktır.

 

Selam ve dua ile...

 

Engin GÜLTEKİN 

Eğitimci-Yazar-Sosyolog


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —