Ömer Naci YILMAZ

Tarih: 26.11.2025 16:29

BU ATEŞ ARTIK SÖNSÜN

Facebook Twitter Linked-in

Bu topraklarda her anne, her baba, her eş, her kardeş, her nişanlı ve her evlat, askere uğurladığı canıyla birlikte yüreğinin bir parçasını da göndermiştir. Anadolu’nun dört bir yanı birer şehitliktir aslında. Her dağın eteklerinde, her ovanın sessizliğinde, her mezarlığın taşında bir vatan evladının hatırası vardır. Bu millet, toprağın altına cihan değerinde yiğitler emanet etmiş bir millettir. Şehitlerimizin gölgesinde büyümüş, onların duasıyla ayakta durmaya devam eden bir büyük yürüyüşün adıdır Türkiye. Ve artık herkesin ortak duası aynıdır: Bu ateş dinsin. Annelerin gözyaşı son bulsun. Terörsüz bir Türkiye’nin sabahı doğsun.

Asker ocağı, bin yıllık devlet geleneğimizde bir yuva, bir ocak, bir dua kapısıdır. Evinden ayrılan her Mehmetçik, birliğine tek başına gitse de gerçekte yalnız değildir. Onunla yürüyen bir annenin duası, bir babanın gururu, bir kardeşin umudu, bir eşin bekleyişi, bir nişanlının sabrı, bir evladın hasreti vardır. Askerimiz yalnızca silahını değil; ailesini, çevresini, çocukluğunu, hatta mahallesindeki yaşlıların duasını bile yanında taşır. Bizim askerimiz böyle bir askerdir: Emaneti vatan olan, yükü millet olan, kalbi ise rahmet yüklü duaların gölgesinde çarpan bir yiğit ordusudur.

Fakat yıllardır bu güzel ülkenin üzerine gölge düşüren bir gerçek var: Terör… On yıllar boyunca bu milletin yüreğinden ateş eksik olmadı. Gece yarısı çalan telefonlar nice ocağın söndüğü, nice annenin dizlerinin bağının çözüldüğü, nice babanın yüreğinin ikiye ayrıldığı haberleri getirdi. Eve gelen bir askeri araç, karakoldan arayan bir komutan, kapıya konan bir siyah çelenk… İnsanlarımızın kalbinde yıllarca dinmeyen bir korkunun, bir acının adıdır bunlar. Bu millet, terörün ne demek olduğunu dünün hadiseleriyle değil; bugün hâlâ devam eden acılarla öğrenmiştir.

Fakat artık bu ülke terörün değil, huzurun hüküm sürdüğü bir Türkiye’yi hak ediyor. Çünkü bizim mayamızda birlik vardır. Bizim yüreğimizde vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi vardır. Bizim toprağımızın altındaki şehitler, üstündeki insanlar için dua eder; üstündeki insanlar altındakiler için şükranla yaşar. Bu bağ kopmaz, bu bağ zayıflamaz. Bu bağ sayesinde Türkiye, karanlıktan aydınlığa yürümüştür ve yürümeye devam edecektir.

Bugün terörün yaktığı ocakların acısı hâlâ taze olsa da milletimizin kararlılığı, iradesi ve duası daha güçlüdür. Analar artık çocuklarını sabaha kadar bekleyen gözlerle değil; geleceğe umutla bakan bir sabırla yaşamak istiyor. Babalar artık evlatlarının mezar taşlarının başında duran değil, onların mürüvvetini gören gözlere sahip olmak istiyor. Çocuklar artık babalarının fotoğrafıyla büyümek değil, onların sıcak elleriyle yürümek istiyor. Bu topraklar artık kanla değil; kardeşlikle, merhametle, birlikle sulanmak istiyor.

Terörün olmadığı bir Türkiye hayal değil; bu milletin alnında yazılı kaderdir. Çünkü bu millet her zorluktan güçlenerek çıkmıştır. Dün Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da hangi imanla direnmişse bugün de aynı imanla dimdik durmaktadır. Terörle mücadelede verilen irade, geçmişteki destanların bugünkü devamıdır. Anadolu, tarih boyunca ihanetlere, işgallere, karanlık planlara karşı her zaman bir diriliş destanı yazmıştır. Bugün de yazmaya devam etmektedir.

Bu mücadelede en büyük bedeli ödeyenler şehitlerimizdir. Onlar bu vatanın ebedi sahipleri, bu toprağın gerçek sultanlarıdır. Her bir şehidimiz, tarihin bir sayfasına değil; milletin kalbine kazınmıştır. Şehitlerimizin aileleri yalnız değildir, olamaz. Bir annenin gözyaşı, bir babanın feryadı, bir eşin sessiz çığlığı, bir evladın babasız büyümesi… Bunların her biri bu milletin ortak acısıdır. Biz onlar sayesinde nefes alıyoruz. Onlar bu ülkeyi var eden ruhun bedene yansımasıdır. Onlara sonsuz rahmet, minnet ve şükran borçluyuz.

Gazilerimiz ise bu ülkenin yaşayan kahramanlarıdır. Onlar bedenlerinde taşıdıkları izlerle, milletin hafızasına kazınmış yiğitlerdir. Her birinin yüreğinde ayrı bir hikâye, gözlerinde ayrı bir mücadele, seslerinde ayrı bir kararlılık vardır. Gazilerimiz bu millet için birer şeref madalyasıdır. Onlara sağlıklı, huzurlu, uzun ömürler diliyoruz. Onların varlığı, bu topraklarda yaşayan herkes için bir gurur vesilesidir.

Bugün artık terörün gölgesinden uzak, güvenli bir Türkiye için kenetlenen bir millet görüyoruz. Bu birliktelik, siyasi görüşlerin ötesinde, mezhep ayrılıklarının dışında, etnik ayrımların çok üstünde bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, bin yıllık kader birlikteliğinin bugünkü yansımasıdır. Çünkü biz aynı toprağın çocukları, aynı ezanın cemaatiyiz. Aynı bayrağın altında nefes alan, aynı duaya “âmin” diyen bir milletiz. Bizi biz yapan bu ruhtur.

Terörün kökü kazındığında yalnızca silahlar susmaz; annelerin gözyaşları diner, gençlerin umutları yeşerir, şehirlerimizin ufkunda huzur kapıları açılır. Türkiye, geleceğe çok daha güçlü bir şekilde yürür. Çünkü terörsüz bir Türkiye demek, daha fazla umut demek; daha fazla adalet, daha fazla kardeşlik, daha fazla huzur demektir.

Bu ülkenin evlatları, geleceğin sabahına umutla bakmayı hak ediyor. Şehitlerimizin aziz hatırası, gazilerimizin kahramanlıkları ve milletimizin kararlılığıyla inşallah o günlere ulaşacağız. Bu topraklar, gözyaşıyla değil; dua ile, merhametle, birlikle yoğrulmuş bir geleceğe kavuşacak. Ve terörsüz bir Türkiye, yalnızca bir temenni değil; bu milletin alın teriyle, duasıyla, iradesiyle yoğrulmuş bir hakikat olarak tüm dünyaya ilan edilecek.

Rabbim bu milleti bir etsin, diri etsin, kardeş etsin. Rabbim bu ülkeyi terörün karanlığından muhafaza eylesin. Şehitlerimizin mekânı cennet, ruhları şad olsun. Gazilerimize sağlık, huzur ve uzun ömürler ihsan eylesin. Bu vatanı bize emanet edenlere olan vefamız hiç eksilmesin. Ve Türkiye, her daim barışın, adaletin, kardeşliğin öncüsü olsun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —