Hayatımıza İz Bırakanlar
Bazı insanlar vardır, yaşarken bir milleti ayağa kaldırır; öldükten sonra ise o milletin vicdanı olurlar. Onların ömürleri kısadır belki ama bıraktıkları izler asırlara uzanır. İşte Aliya İzzetbegoviç, zulmün karanlığında imanıyla ışık yakan, mazlum bir halkın sesi, bilge bir önder ve vakur bir mücahiddi. O, sadece bir devlet adamı değil; düşüncesiyle, ahlakıyla ve vakar dolu mücadelesiyle çağımıza iz düşüren bir direniş sembolüydü.
Aliya İzzetbegoviç, 1925 yılında, bugün Bosna-Hersek’in kuzeybatısında yer alan Bosanski Šamac kasabasında dünyaya geldi. Ailesi, İslâmî duyarlılığa sahip, değerlerine bağlı bir aileydi. Ancak Aliya, Müslümanların Avrupa’ya dışarıdan gelmiş kimseler olarak görüldüğü bir çevrede büyüdü.
Saraybosna’da bir Alman lisesinde eğitim gördü. Bilime önem veren, disiplinli ve çalışkan bir öğrenci olarak tanındı. Lise yıllarında hem üstün kabiliyetleriyle hem de İslâmî meselelere olan ilgisiyle dikkat çekti. Henüz 16 yaşındayken, bazı arkadaşlarıyla birlikte dinî konuları tartışmak amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler) adlı bir kulüp kurdu. Bu kulüp zamanla bir fikir ve faaliyet merkezine dönüştü; eğitim ve hayır çalışmalarına öncülük ederek ihtiyaç sahiplerine yardım etti.
Rahmetli Aliya, kendisinden sonraki nesillere; uzun, çileli, mücadele dolu ama bir o kadar da bereketli ve örnek bir hayat bıraktı. Zorluklar, hapishane yılları ve savaşların arasından geçerek sonunda Bosna-Hersek’in devlet başkanlığına kadar yükseldi.
Hayatı boyunca, Bosna’da yaşayan bir avuç Müslüman’ın onuru, kimliği ve varlığı için mücadele etti. Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürürken, 19 Ekim 2003 tarihinde Hakk’a yürüdü.
Hayatının son günlerinde, kendisi için büyük bir anıt mezar yapılmak istendiğini öğrendiğinde, devlet yetkililerine bu projeden vazgeçmelerini söyledi. “Şehitlerin arasına, sade bir mezara defnedilmek istiyorum.” diyerek tevazusunu bir kez daha gösterdi. Vasiyeti üzerine, Saraybosna’daki Kovaçi Şehitliği’nde, şehit kardeşlerinin arasında ebedî istirahatgâhına defnedildi.
Mezar taşında yazan şu veciz söz, onun mücadelesinin ve mirasının özeti gibidir:
“Her şeye kadir olan Allah’a yemin ederim ki köle olmayacağız.”
Bu söz, hayatı boyunca özgürlüğü, adaleti ve insan onurunu savunan Aliya’nın, Boşnak halkına ve tüm insanlığa bıraktığı en önemli düsturlardan biridir.
Allah rahmet eylesin; kabri pür nur, mekânı cennet-i âlâ olsun.
“Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyor.”
(Aliya İzetbegoviç)