Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Maskeli Hatunlar

Fatma Tuncer, kapitalizmin kışkırtmasıyla yaşlı kadınların büyük bölümünün bilgelik ile öne çıkacağına fiziki güzelliğe önem verdiklerini, ölmeyi düşünmediklerini, ama sonunda keşke” diyeceklerini belirtiyor.

Maskeli Hatunlar

İnsanı sadece maddi özellikleri üzerinden değerlendiren kapitalist sistem bireylerin yaşlılıkla ilgili algılarını bütünüyle etkiledi. Zira yaşlılık sürecinde bireyler doğal olarak güç yitimine uğruyor ve bu durum ölümle ilgili kaygıları tetikleyebiliyor. Ancak buna karşın yaşla birlikte bilgelik gelişiyor ve kişi sahip olduğu bilgi ve birikimleri ile genç nesillere ışık tutabilecek yeterliliğe sahip oluyor. Fakat kapitalist sistem bireyin sadece maddi yanını dikkate alıyor ve onun yaşlılıkla birlikte kaybettiği güç yitimini gündeme getirerek acziyetine vurgu yapıyor. Modern kültürün hamiliğini yapan bireyler yaşlılığı bir yük ve meşakkat olarak görüyor ve yaşın getirdiği belirtileri örtmek için büyük çaba harcıyorlar. Özellikle kadınlar yaşlanma ile birlikte çekiciliklerini kaybettiklerini düşünüp kazançlarının büyük bir kısmını estetik operasyonlara harcıyorlar. Artık yetmişlik ninelerimiz yüzlerine taktıkları maskelerle yaşıyor ve gençlerle rekabet etmeye çalışıyorlar. Ninelik kavramını tarihin tozlu raflarına kaldırmak isteyen kadınlar terziye gider gibi estetisyenlere gidiyor ve maddi, manevi bütün imkânlarını bu alana sarf ediyorlar. Fakat ölüm geldiğinde maskeler düşüyor ve insanlar görünürlüğün hiçbir anlam ifade etmediği görüp ortak bir noktada birleşiyorlar.

İslam toplumlarını ayakta tutan ulvi değerleri yozlaştırma noktasında başı çeken şarkıcı, manken, oyuncu ve sosyal medya fenomenleri kendilerini daha genç ve daha çekici gösterebilmek için neredeyse yılda birkaç kez estetik ameliyatlar geçiriyorlar. Bir bakıyorsunuz asırlık teyzeler estetikli görüntüleri ile çıkmış göbek atıyor ve hâlâ çekici ve güzelim mesajı veriyorlar. Bir bakıyorsanız bütün simalar aynı şekle, aynı ebatlara dönüştürülmüş ve farklılıklar silinip gitmiş. Modern kültür bireyleri avucunun içine almış istediği gibi şekillendiriyor ve tuzağına düşürdüğü bireyler üzerinden güç elde etmeye çalışıyor.

Kapitalist sistem moda ve estetik sektörüne bağımlı hale getirdiği kadınların bütün enerjilerini fiziki görüntüleri üzerine yoğunlaştırıyor ve onları zihnen yoksullaştırıyor. Farkında mısınız bilmiyorum yüksek mevkilere gelmiş kadınlar dahi bir araya geldiklerinde sadece birbirlerinin kilolarından, yüzlerinde oluşan çiziklerden, saç modellerinden bahsediyor ve dişiliklerini öne çıkarabilmek için adeta yarışıyorlar. Ekonomik ve sosyal kaosun merkezine itilen dar gelirli bireyler evlerine ekmek götürebilmek için büyük bir mücadele verirken, kadınlarımız hâkim sistemin kölesi haline gelmiş ve esareti sindirmeye çalışıyorlar. Kadınlar cehennemden korkmuyorlar yaşlanmaktan korktukları kadar… Yüzlerinde oluşan küçük bir çizik, saç tellerine düşen aklar, görüntülerinde ortaya çıkan küçük bir pürüz morallerini bitirmeye yetiyor ve soluğu estetisyenlerde alıyorlar.

Kadınlar ölümden korkmuyor, yaşlanmaktan, beğenilmemekten, çekiciliği kaybetmekten korkuyorlar. Çünkü kapitalist sistem onlara zihinsel üretkenliğinizi kullanmanıza gerek yok, ince ve zarif bir görüntüye sahipseniz değerlisiniz mesajını veriyor ve mevcut potansiyellerini kullanmaktan alıkoyuyor. Hâkim sistemin aktardığı bu bakış açısı bir zamanlar bizim mahallede tehlike olarak görülüyor ve tenkit ediliyordu. Ama köprünün altından çok sular geçti ve her şey ters yüz oldu. Bugün bir iş başvurusu yaptığınızda dini değerlerden dem vuran beyefendiler, hanımefendiler dahi sizin işin ehli olup olmadığınıza değil fiziki özelliklerinize bakıyor ve ne kadar fit göründüğünüzü, çekiciliğinizi dikkate alıyorlar. Kapitalist sistemin empoze ettiği bu çarpık anlayış Müslüman toplumların da kabulleri arasında yer alıyor ve kadınlarımız daha güzel, daha çekici görünebilmek için adeta yarışıyorlar.

İslam toplumlarında yaşlılık bir zayıflık ya da acizlik olarak görülmemiş aksine kişinin bilgi ve birikimini paylaşarak hayata aktif olarak katılabileceği bir süreç olarak değerlendirilmiştir. Birçok âlim ve dava insanı en verimli eserlerini yaşlılık döneminde tamamlamış ve insanlığın hizmetine sunmuşlardır. Yazarlar, şairler en verimli eserlerini olgun yaşlarda hazırlamış ve asırlık birikimleri ile kalplere dokunmayı başarmışlardır. Zamanı nasıl kullanacakları noktasında bir bilince sahip olan bu kişiler hayatlarının her dönemini verimli şekilde geçirmiş yaşlılığı ise bir ürün devşirme süreci olarak görüp kazanca dönüştürmüşlerdir. İdeallerini, hedeflerini ve kendilerine bahşedilen zamanı boş işler peşinde tüketen bireylerin ise doğal olarak yaşlılıkta insanlığa verebilecekleri bir şeyleri olmayacaktır, bu mümkün değil… Teknoloji çağında insanlar yaşlılığı ortadan kaldırmak için büyük bir çaba gösteriyorlar. Öyle sanıyorum ki çok yakın bir gelecekte insanlar yaşlılığın izlerini kamufle etmek için farklı yöntemleri deneyecek ve evlerinin önünde tespih çeken ak saçlı dedeler ve nineler sadece masallarda yer alabilecekler. Yolcuğunu tamamlayanlar gemiye geçtiklerinde ise yüzlerine taktıkları maskelerin hiç işe yaramayacağını anlayıp “keşke” diyeceklerdir. Ancak zamanı geri getirmek mümkün değildir



Anahtar Kelimeler: Maskeli Hatunlar

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER