Zaman zaman kendisinden istifade ettiğim saygıdeğer bir Abim, içinde ironi de barındıran Cuma günkü yazımızı "mütalaa"ya değer bulmuş. Telefonda biraz muhabbet ettik; yazı hakkındaki tespitlerini ve sorularını iletti.
Bana da konu hakkında birkaç kelam etmek vücubiyeti hasıl oldu. Ne yazayım diye kafa yorarken gelen bir mesaj imdadıma yetişti.
Literatüre hakim bir abimiz metne kelime kelime meal verip çözümlemiş. Bu kardeşinize de elçilik vazifesi düştü.
Diyor ki Abimiz:
1) "Seher", Müslümanlara ait bir kavramdır; sabah namazı vaktini temsil eder ve her müslüman (mazereti olanların haricinde) dışarı çıkmasa dahi o vakitte uyanık olmak zorundadır.
2) "Sünnet"; Peygamberimizin kendine has alışkanlıklarına, uygulamalarına Resulullah’ın sünneti denildiği gibi; kişilerin de kendilerine ait sünnetlerinin olması gayet normaldir.
3) "Musafaha" da Müslümanların devam ettirdiği peygamberimizin sünnetlerinden biridir.
4) Küçük bir şekerle dahi olsa hediyeleşmek, Efendimizin bizzat uyguladığı tavsiyelerindendir.
5) Sabah namazını vaktinde kılamayanlara (güneşin doğumundan 1, 2 saat sonrasına tekabül eder} "Kuşluk Vakti"ne kadar telafi etme fırsatı vermiş Rabbimiz. Geç de olsa mahcubiyetle "Huzur"a çıkanlar; "eh işte" halkasına dahil olurlar.
6) "Uyanmak" "Zeval" (güneşin öğleden önce en tepede olduğu zaman) vaktine kaldıysa; o saatte huzura çıkmak istesen de kapılar açılmaz.
Yanıp, pişip, tevbe edip gözyaşı akıttıktan sonra yeniden tıklatanlara merhamet ve af'la yeniden açılır "Zeval"de kilitlenmiş kapılar.
7) "Gargara" ile "Mazmaza" siyam ikizi gibidirler ve "abdest"e ait terimlerdir ve bu temizliği sadece Müslümanlar hakkıyla yaparlar ibadet bilinciyle.
Hadi "gargara"yı her insanın yaptığını kabul edelim; "mazmaza", sadece abdestle alakalı bir tabirdir; bununla, genzi yakacak kadar buruna su çekmek kast edilir. Bu su, gavurun dilinde de yoktur burnuna da girmez ömrü billah...
8) "Cemaat"! Müslümanlar, günde beş vakit camide-mescidde; ilaveten; dergahta, dernekte, vakıfta, düğünde, cenazede, mevlitte "cem"iyet insanıdır.
"Musalla"dan cemaatin şehadetiyle uğurlanır son durağa.
"Birey"sel takılıyor, toplumun dertleriyle dertlenmiyorsan Cemaatten de tard edilirsin, cenazeni bile omuzlayan çıkmaz.
... ve "Zeval"in bir diğer anlamı; her şeyin iş işten geçtiği bitiş anıdır
ve inatçı muhatabına sorulan soruyu da barındırır içinde: "Şimdi mi?!!!!
Bir başka arkadaştan mesaj geldi; sözü hiç dallandırıp budaklandırmadan tek bir cümleyle özetlemiş meseleyi:
"Sadece ibadetlerine riayet eden müslümanlar "İYİ"dir; "bi-namaz" bir müslüman, ya da "ecnebi ecnebi" gezen bir gavursan "Zeval Vakti"n gelmiş demektir."...