Dün Riyad’daki diplomatik temaslar esnasında kayda geçen bu kare, diplomasi tarihinin hafızasına kazınacak en çarpıcı sahnelerden biridir. ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yan yana oturmakta. Karşılarındaki koltukta ise, bir vakitler başına 10 milyon dolar ödül konulmuş olan "Cevlani" oturuyor. Şimdi ise Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara sıfatıyla, devlet protokolünde yerini almış durumda. Daha bir yıl önce aranan bir isimken, bugün dünya sahnesinde elleri sıkılan bir aktöre dönüşmüş. Ne değişti? Değişen şu: Artık arkasında Türkiye var.
Peki, bu tarihi karede Türkiye nerede? Dikkatle bakın! Aslında Türkiye fotoğrafın tam merkezinde, görünmese de varlığı hissedilen bir güç olarak, Başkan Erdoğan yer almakta. Trump, Selman ve Şara’nın kulak kesildiği noktada, sehpanın üzerindeki telefonda Erdoğan’ın sesi yükseliyor ve Başkan Erdoğan uzun süre konuşuyor. Üçü de can kulağıyla onu dinliyor; yüzlerinde bir meselenin daha çözüme kavuşmuş olmasının huzuru var. Bu kare yalnızca bir hatıra değil, aynı zamanda coğrafyamızda taşların yerinden oynadığını, dengelerin değiştiğini haber veren güçlü bir işarettir.
Elbette bu manzaranın değerini kavrayamayanlar olacaktır. Nasıl ki, PKK’nın fesih kararını ve silah bırakışını içine sindiremeyenler olduysa, bu fotoğraf karesine de burun kıvıranlar çıkacaktır. Fakat hakikat açıktır: Bu kare, Türkiye’nin yüzyıllık zillet devrinin sonuna geldiğinin ilanıdır.