Bu üniversite mezunları da gerçekten çok olmaya başladı. Adamlar üniversiteyi bitirmekle kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor. Bunlar yüzünden eşimize dostumuza gidemez, çarşıya pazara çıkamaz, ağız tadıyla ülkeye yaptığımız güzel hizmetleri anlatamaz olduk.
Ebu Cehil karpuzu gibi her yerde bitip, olur olmadık her yerde karşımıza çıkıyorlar. “Açız aç!” diyerek iş istiyorlar bizden. Açsanız açsınız, ne yapalım yani? Sanki olan ekmeğinizi biz çalmışız gibi ne çemkiriyorsunuz? Ananız mıyız, babanız mı? Her açım diyenin kursağına biz mi koyacağız lokmasını, Allah, Allah! Sizin bu sözde iş talebiniz yüzünden kendi işimize bakamaz, çoluk çocuğumuzla vakit geçiremez, yeni çılgın projelere imza atmaya zaman bulamaz olduk yahu.
***
Ben bunların gerçekten bir üniversite bitirdiklerine de inanmıyorum. Varsayalım ki gerçekten bitirmişler. Ama üniversite bitirmekle meslek sahibi olunamayacağını öğrenememişler. Bunlar üniversite bitirse nolur, allame-i cihan olsa nolur? Adam olmayı öğrenemedikten sonra.
Adam dediğin, ne kadar zor durumda kalırsa kalsın, ne tür sıkıntılar çekerse çeksin ülkesinin itibarını korumak için de olsa, kan kusup kızılcık şerbeti içer, yine de açım, işsizim diyerek ortalığa düşmez.
Ayaklarının dibinde kurulan üniversitelerin kıymetini bilip teşekkür edeceklerine, “Üniversite geldi de ne oldu, hangi bir derdimize derman oldu diyerek höykürüyorlar. Bu ne terbiyesizlik, bu ne aymazlık, bu ne kendini bilmezlik. Sayemizde diploma sahibi oldukları yetmiyormuş gibi bir de kalmış diplomalarını küçümsüyorlar. Sizi gidi nankörler sizi.
***
Kimse “Ben neden üniversitede okuyamıyorum, benim neden bir diplomam yok?” demesin diye, kimse “Oxford vardı da biz mi okumadık?” demesin diye, kimse üniversite okumadığı için aşağılık kompleksine kapılmasın, kendini hakir görmesin diye, kimse, “Benim de bir çukulatam olsa, benim de bir püskevitim olsa, anne bana niye püskevit almıyorsun?” demesin diye
0 “sıfır” netle kazanılacak onlarca üniversite, yüzlerce bölüm açtık; hem de ayaklarının dibinde ama yine de yaranamadık. Anlaşılan o ki bu diplomalı nankörlerin nezdinde püskevit sahibi olmak diploma sahibi olmaktan daha önemli
***
Anlaşılan o ki bu gençlerimiz üniversitenin ne olduğunu, üniversitede okumalarına rağmen öğrenememişler. Diploma sahibi olmaları yeterli değilmiş gibi bir de utanmadan sıkılmadan kalkıp iş arıyorlar.
İş aramalarını bir yere kadar hoş görebiliriz ama iş aramakla işsizlik oranını arttırıp hain emellerini gerçekleştirmek için fırsat kollayan işsizlik lobisiyle işbirliği yaparak darbeye kalkışmalarını af edemeyiz.
Buna müsaade edemeyiz.
Biz bunların amacının iş bulmak değil bu ülkenin temeline dinamit sokmak olduğunu biliyoruz. Zamanı gelince hepsinin kirli çamaşırlarını tek tek ortaya serecek, kimler kimlerle beraber tek tek ifşa edeceğiz.
Hâlbuki biz onların tek başlarına hareket etmediklerini biliyoruz. Onların hangi dış güçlerin oyununa geldiğini, ne tür dış mihraklarla dirsek temasına geçtiğini, bağlantılı oldukları bütün taşeron örgütleri çok iyi biliyoruz.
Biliyoruz ama kendi vatandaşımıza piyon muamelesi yapmak bize yakışmadığından şimdilik bilmezden geliyoruz. Vakti saati geldiğinde hepsini tek tek açıklayacağız.
İş arama bahanesiyle ortalığa düşen o sibop kafalılara ülkelerini zor duruma düşürüp, ekonomimizi küçük düşürmenin bedelini ödeteceğiz. Gerekirse, “işsizlik oranını arttırmaya sebebiyet vermekten” haklarında tek tek dava açıp ömür billah süründüreceğiz.
Herkes müsterih olsun, bu can bu tende durdukça kimsenin gücü bizi zayıf göstermeye yetmeyecektir. Yedi düvel yetmiş iki millet de bir araya gelse bu ülkede işsizlik olduğuna beni inandıramaz.
***
Halbuse eskiden hayatı filme çekilen onlarca diplomalı hıyarcı vardı bu ülkede. Ne çabuk unutuldu o günler? Şimdi bunlara geçmişi hatırlatıp, “Hazır diplomanız varken hıyar satın ulan hıyarlar!” desem, kendilerine hakaret ettiğimi iddia ederek yeni bir sun’i gündem oluşturmaya çalışacaklar. Bilakis ben milyonlarca diploma sahibinin içinde bulunduğu bir gerçeği dile getiriyorum.
Hakaret edecek olsam direkt ederim yani; o üniversite mezunu olmasına rağmen cebinde çay parası olmayan çapulcu takımından mı çekineceğim?
***
Bu kendini bilmez, haddini bilmez, kadir kıymet bilmez, büyük küçük hatırı bilmez, vatan millet aşkı bilmez nankör cahiller yüzünden kâğıt üstünde de olsa işsizlik oranı her geçen artıyor. Neden? Çünkü bu iş arayan her üniversite mezunu iş aradıkça işsizlik hanesine artı bir işsiz olarak ekleniyor da ondan.
Bundan daha büyük bir haksızlık olamaz ya. Yani ben bunu hiçbir şekilde içime sindiremiyorum. Onca devasa hizmetimiz, onca çılgın projemiz bu sözde iş arayan üniversite mezunu işsizler yüzünden hak ettiği değeri görmüyor ya en çok ona yanıyorum inanın.
Neymiş efendim her biri bu ülkede bir ilk olan bunca devasa hizmete rağmen işsizlik nasıl oluyor da artarak çoğalıyormuş? Ters orantı diye bir şey kardeşim, bilmiyorsanız öğrenin? Çok merak ediyorsanız ateistlere sorun. Nasılsa onların her konuda bir söyleyecekleri vardır.
Bana soracak olursanız eğer, bu iş arayan işsizlerin işsizler kategorisinde değil, iş arayanlar kategorisinde değerlendirilmesi gerekiyor. Hiç iş arayanlarla iş bulamayan işsizler bir olur mu? Akıl var mantık var. Yani istatistik kurumları, onca ekonomi tahsili yapmış kerli ferli adam ne işe yarar anlamış değilim; bu kadar basit bir şeyi de ben mi öğreteceğim kendilerine.
***
Eskiden böyle miydi ya?
Eskiden üniversite mezunları okullarını bitirir, efendi efendi otururlardı evlerinde. Şimdi her üniversite bitiren başka da işi gücü yokmuş gibi ortalığa düşmüş iş arıyor. Acelen ne olum? Tabakhaneye bok mu yetiştireceksin? Dün bir bugün iki. Hele bir dinlen, soluklan, kendine gel. İş dediğin bir yere kaçmıyor ki. Hem madem iş yok, olmayan şey nasıl kaçsın?
Hayır, iş aramasınlar demiyoruz, hobi olarak yine arasınlar. Ama bunu yaparken sanki bu ülkede işsiz varmış, üniversite mezunları bile iş bulamıyormuş gibi bir algı yaratmasınlar, bunu söylüyoruz. Yanlış bir şey mi söylüyoruz?
Anneniz babanız yememiş yedirmiş içmemiş içirmiş sizi bir güzel okutmuş. Siz ne yapıyorsunuz? Halinize şükredeceğinize, anne babanızın dizinin dibinde kuzu kuzu oturup hasret gidereceğinize, üniversite hatıralarını anlatıp onların sizinle gurur duymalarını sağlayacağınıza, kalkmış üniversite bitirdim ayağına kale fethetmiş kumandan edasıyla ortalığa düşmüş iş arıyorsunuz.
Siz ne utanmaz arlanmaz ahlaksız insanlarsınız ya? İş bulup da ne yapacaksınız? Başınız göğe mi erecek iş bulunca? Ya bulduğunuz işi beğenmeyecek ya aldığınız ücreti az bulacak, ya çalışma koşullarını bahane ederek yine başa döneceksiniz. Hayır, başa dönseniz neyse ne. Sonunda baş belası olacaksınız. İş aradıkça umudunuzu yitirecek, umudunuzu yitirdikçe aklınıza kötü kötü şeyler getirecek sonra ya canınıza kıyacak ya komünist ya anarşist ya da Zerdüşt ya da ateist olup çıkacaksınız.
Değer mi be evladım? Kıçı kırık kıytırık bir iş için ortalığı velveleye vermeye, bölücü, hain, anarşist olmaya değer mi? Daha gençsin, güzelsin, yıllar da geçse belki bir iş bulamayacaksın ama istesen çok güzel günler, güneşli günler göreceksin; hem de motorları maviliklere sürerek; ışıklı maviliklere. Yeter ki iste, yeter ki hayal et? Yani işsiz olabilirsin ama koskoca üniversite mezunu olarak hayal kurmanın güzelliğini de biz mi öğreteceğiz sana.
***
Bu ülkede yaşayan herkesin gerçekleştirmek için eyleme geçmemek kaydıyla dilediği şekilde hayal kurma hakkı var. Ki biz buna dile getirilmeyen her türlü düşünceye tanınan sonsuz özgürlük hakkı diyoruz. Hayal kurmanın da en çok üniversite mezunlarının hakkı olduğunu ve en çok onlara yakışacağını düşünüyoruz. Yani hainlik etmeseler onlara daha nelerin yakışacağını da söyleriz ama şımarıp başka haklar da istemesinler diye şimdilik düşüncelerimizi kendimize saklıyoruz.
***
Bak güzel kardeşim, çevrende bir işi olduğu halde işinden memnun olmayan bir sürü mutsuz insan var, görmüyor musun? Üstelik çoğu da senin gibi üniversite mezunu. Sen de onlar gibi iş bulup mutsuz mu olmak mı istiyorsun ha, bunu mu istiyorsun? Eğer ki, “Evet, işsiz kalıp annemden harçlık istemekten utandım, iş bularak, çalışarak mutsuz olmak istiyorum” diyorsan, o zaman benden günah gider.
Ben de sana derim ki;
İnsanda biraz ar namus haysiyet şeref olur. Koskoca üniversite bitirmişsin ama onurunu ayaklar altına alarak ilkokul mezunlarıyla İŞKUR kuyruklarına giriyorsun. İŞKUR’un sana iş bulmak için kurulduğunu mu sanıyorsun? Okuma yazman yok mu senin? Bir de üniversite bitirmişsin. Ne diyor sana İŞKUR? Bana iş için gelme git kendin bir İŞKUR diyor.
Hadi o cahil kafanla İŞKUR ‘a sana bir iş bulması umuduyla başvurdun diyelim, bununla yetinmiyorsun ki. Nerede bir taşeron alımı olsa ilk sen koşuyorsun, nerede karın tokluğuna bir iş olsa ilk sen başvuruyorsun. Hani iş var ama beleş deseler yine ilk sen koşacaksın.
Asgari ücretin yarısına, hatta sosyal güvencesiz bir işte bile çalışmaya rıza gösteriyorsun. Yazıklar olsun sana. Yazıklar olsun ki üniversite mezunusun. Gerçek bir üniversite mezunu diplomasının hatırı için de olsa kendini bu kadar ayağa düşürür, bu kadar rezil kepaze eder mi? Soruyorum. Sormakla da kalmıyor itham ediyorum. O diploma sahibi olmakla kendini feriştah sanan ipsizlerden mi korkacağım sanki?
***
Eskiden böyle miydi ya? Eskiden üniversite mezunu gençler burnundan kıl aldırmaz öyle olur olmadık her işe elinde tuzlukla koşmazlardı. Ama biz işsiz güçsüz çapulcu ayak takımının derdinin iş aramaktan çok bizi zor durumda bırakmak olduğunu biliyoruz. Diploma sahibi olmak kimseyi itibar sahibi yapmaz. Ülkesini, bayrağını milletini seven herkese bu ülkenin itibarı bin yıl da yaşasalar yeter de artar bile.
***
O üniversite bitirmekle kendini bir şey oldu sananlara sesleniyorum: Her şeyden önce efendi olacaksınız. Sonra haddinizi bileceksiniz Sonra efendi efendi evinizde oturup, ya nasip ya kısmet diyerek bekleyeceksiniz. Ortalığa düşüp ne kendinizi rezil edecek, ne de ülkeyi yöneten bizleri zor durumda bırakacaksınız.
Evet, bizleri zor durumda bırakıyorsunuz; çünkü her iş arama bahanesiyle evden çıktığınızda bir yerlerde çay içiyor, sonra da acıktım bahanesiyle dürüm -kebap yiyerek enflasyonu azdırıyorsunuz. Yediklerinizin içtiklerinizin yanınıza kâr kalacağını sanıyorsanız gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içindesiniz demektir.
İşsiz olduğu halde iş arama bahanesiyle ortalığı velveleye veren kim varsa bilsin ki terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmekle kalmayıp aynı zamanda onlara yardım ve yataklık da ediyordur. Onlara uslu uslu evlerinde oturup yapılan çılgın projelerin tadını çıkarmalarını tavsiye ediyorum. Akıllarını başlarına alıp tavsiyeme kulak asarlarsa kendileri için iş aramaktan daha hayırlı bir iş yapmış olurlar.
Aksi takdirde başlarına geleceklerden sonra, aman ben ettim siz eylemeyin diyerek nedamet getirip kapımızı aşındırmayacaklar; bu ülkenin kapıları yanından geçmek kaydıyla bütün kullarına açıktır ama iş arama bahanesiyle önünde günlerce yatıp işsizlik varmış algısı yaratıp ülkemizi küçük düşüren vatan hainlerine kıyamete kadar kapalıdır.
Bunu bilsinler de ona göre iş arasınlar derim.