Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Mahmut Olgun


Suriye'den Gazze'ye Körlüğün İki Gözü

Mahmut Olgun'un "yeni" yazısı...


Tevbe Suresi 24. ayet, bize sarsıcı bir ölçü sunar:

“Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, zarara uğramasından korktuğunuz ticaretiniz ve beğendiğiniz meskenler Allah’tan, Resulünden ve O’nun yolunda mücadele etmekten daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.”

Bu ayet bir aynadır; kişinin önceliklerini, değerlerini ve zaaflarını gösteren bir ayna…

Bugün bu aynaya baktığımızda manzara ürkütücüdür. Bir zamanlar içki yasağı indiğinde Müslümanlar ellerindeki içki testilerini hiç bir endişe ve tereddüde kapılmadan sokaklara dökmüşlerdi. Oysa bugün oluk oluk kan akıyor, Gazze yanıyor, çocuklar açlıktan ölüyor; biz ise camlı buzdolaplarının önünde rengârenk şişelere iştahla bakıyoruz. Siyonizmle bağı açıkça bilinen içecekler hâlâ Müslüman sokaklarında serin serin satılmaya devam ediliyor. Bırakın büyük şirketleri, küçük bakkal dükkânlarında bile bu ürünlerin satışı durdurulamadı.

Bu tablo, muhafazakâr/dindar bilincin zaafını ortaya koyuyor. Çünkü bu bilinç, boykotun gerçek mantığını idrak etmekten uzak. Ona göre boykot yalnızca “bir ürünü almamak”tır; oysa boykot, bir bilinç inşasıdır, ahlaki ve siyasi bir duruştur. Bir vicdan muhasebesi ve kimlik testidir. Ne var ki muhafazakâr/dindar bilinç, bu derinliği kavrayamadığı için meseleye sadece yüzeysel bir tüketici tercihi gibi bakmaktadır.

Aynı bilinç, Suriye sahasında da benzer bir açmaz içindedir. Kudüs yanlısı söylemleri ve Netanyahu karşıtlığını kolayca sahiplenir; çünkü bu, yüzeyde görülen net bir karşıtlıktır. Ancak İslam ülkelerinin Suriye sahasında oynadıkları rollerin, İsrail’in güvenlik mimarisiyle kesiştiği ve hatta onu güçlendirdiği çelişkiler fark edilmez. Retorikte mazlumdan yana olan dindar bilinç, sahadaki gerçek politik çıkarlarla yüzleşmekten kaçınmaktadır.

Dolayısıyla sorun yalnızca içecek şişelerine uzanan ellerimizde değil; aynı zamanda zihnimizin ve bilincimizin çelişkileri görememesindedir. Boykotun mantığını kavrayamayan bu bilinç, jeopolitik alanda da aynı körlüğü tekrar etmektedir.

Bugün Müslüman dünyanın en büyük imtihanı işte buradadır: Kapitalist tüketim kültürü ile iman arasındaki gerilimi çözememek, siyasi retoriğin cazibesine kapılıp yapısal çelişkileri görememek…

Unutmayalım ki boykot yalnızca ekonomik bir tercih değildir; bir iman testidir, bir ahlak sınavıdır, bir vicdan yoklamasıdır. Gazze’de oluk oluk kan akarken bir yudum içecekle serinlemek, yalnızca ticaretin değil, imanımızın da kaybıdır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR