Zohran Kwame Mamdani,1991 Uganda doğumlu Hint Müslüman bir göçmen ve aynı zamanda koyu Filistin aktivisti.
34 yaşındaki Zohran Mamdani, zamanında diktatör İdi Amin tarafından Uganda’dan sınırdışı edilen Hint bir aileye mensup. Babası Harvard mezunu ünlü siyaset bilimci Mahmood Mamdani ve annesi ünlü Hint yönetmen Mira Nair.
12 imam inancına (Şii) mensup bir Müslüman.
7 yaşında New York’a taşındı.2018 yılında vatandaş oldu. Birkaç ay önce de Suriyeli sanatçı Rama Duwaj ile evledi.
Mamdani, az tanınan bir eyalet meclisi üyesiyken Amerika’nın en liberal ve en büyük kenti New York’ta ön seçimi kazanarak Demokrat Parti belediye başkan adayı oldu. Demokrat Parti’nin adaylığını kazanmak demek bir nevi belediye Başkanlığını da kazanmak demek.
Demokrat Parti yöneticileri, ileri gelenleri ve milyarderler bağışçıları “sosyalist Müslüman” Mamdani karşısında on yıl boyunca New York valiliği yapmış seri tacizci ve rüşvetçi 67 yaşındaki Andrew Cuomo’yu destekledi. Ana akım medya çevreleri İsrail- Filistin konusundaki görüşleri nedeniyle Mamdani’yi antisemitik olarak tanıtmaya çalışmasına rağmen (Ki yüzde 12’lik Yahudi nüfusu ile New York, Yahudilerin İsrail’den sonra en kalabalık yaşadığı yer) oyların yüzde 43,51’inin alarak yarışı göğüsledi. Hem de bunu soykırıma karşı çıkarak ve Filistinlilerin haklılığını haykırarak gerçekleştirdi. Cuomo ise yüzde 36,42’de kalmıştı.
Milyarderler bu seçimi satın almak istediler ve kötü kaybettiler.
Cuomo’nun büyük kampanya bütçesine ve köklü siyasal geçmişine rağmen Mamdani’nin kazanması, birçok demokrat için hem umut verici hem de düşündürücü oldu. Bu zafer, Trump’ın kazanmasının ardından yapılan ilk ön seçimde demokratlar için bir yol haritası sunabilir. Zohran, Andrew Cuomo’nun aksine New Yorklular için yepyeni, taze ve kulis oyunları ile kirlenmemiş sahici bir hikaye.
Bu seçimin kazanmasında Zohran’ın karizmatik kişiliğinin yanı sıra Andrew Cuomo’nun antipatisi etkili olmakla beraber asıl faktör Amerika Demokratik Sosyalistleri New York örgütünün 50 bin kişilik gönüllü ordusunun yılmayan taban mücadelesiydi.
Kampanyanın merkezinde gençler vardı. New York’u yeniden sol ile tanıştıracak kolektif bir örgütlemenin eseri.
Siyonist apartheid devletine karşı duruşundan vazgeçmedi. Net bir şekilde Filistin’i ana gündem haline getirdi, İsrail ile ticari bağların kesilmesini savundu.Netanyahu New York’a gelirse “Tutuklatırım” dedi.
Her ne kadar New York’ta Filistin savunusuyla seçimi kazanmak kimileri için sürpriz olsa da New York İsrail karşıtı solcu seküler Yahudilerin güçlü olduğu bir kent. Mamdani’in ekibinde de bu nedenle birçok solcu Yahudi bulunuyor. Yarışı 100 bin oyla üçüncü bitiren Yahudi sosyalist Brad Lander’in kendi seçmenlerine “ikinci tercihinize Zohran’ı yazın” demesi önemli bir katkı sağladı.
Müslüman bir sosyalistin zaferi Yahudi bir sosyalistin omuz vermesiyle elde edildi. Brad Lander, Zohran’a yönelik “antisemit” iddialarına da kalkan oldu. Yoldaşlığın baki olduğunu gösterdi.
Mamdani’nin genç odaklı kampanyası özellikle Asyalı ve Hispanik bölgelerde daha önce siyasete ilgisiz seçmenleri harekete geçirdi ve desteğini aldı.
Zohran’ın başardığı bir şey de, 1 milyonluk nüfusa sahip olmalarına rağmen sadece yüzde 7’sinin sandığa gittiği Müslüman New Yorklulara ulaşmak oldu. Müslümanlar cuma namazında kendileriyle saf tutup ardından konuşan, destek talebinde bulunan genç bir Müslüman buldular.
Diğer önemli bir hususAmerikan kapitalizminin sembolü olan finans bölgesinde “Komünist Koridor” oluşturdu.
Kampanyasının odağına hayat pahalılığını yerleştirdi. Kira dondurma, ücretsiz halk otobüsleri, belediye tarafından işletilen halk marketlerinin açılması ve evrensel çocuk bakımı gibi politikalar sundu. Cami cemaatine sosyalizmi anlattı, gündelik hayata dokunan somut vaatlerde bulundu.
Mamdani, “Bu seçim, partimizin hangi yöne gideceğine dair bir referandumdur aynı zamanda; milyarderlerin ve büyük şirketlerin bir seçimi daha satın alıp alamayacağına ya da Trump bağışçıları tarafından finanse edilmeyen, gerçekten emekçi sınıfı için mücadele edebilecek yeni bir liderlik neslinin tercih edip etmeyeceğimize dair bir referandumdur.” Sözleri kampanyasını özetler nitelikte.
Muhafazakarlar küplere binmiş durumdalar. Trump kendisini “yüzde 100 Komünist Deli” olarak tanımladı. Sağcı kanallar Müslüman ve komünist olmakla suçluyorlar. 11 Eylül’ü hatırlatarak İslam’ı hedef gösteriyorlar. Hatta Kongre üyesi Andy Ogles “minik Muhammed” diye hitap ediyor. Eleştiriler zaman zaman İslamofobiye ve nefret söylemine dönüştü.
Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nden Corey Saylor, Mamdani’ye yapılan saldırıları değerlendirdi: “Gördüklerimizin çoğu yaygın İslamofobik eğilim içeriyor. Müslümanlar öteki ve tehdit olarak görülüyor.”
Zohran Mamdani’nin New York’a belediye başkanı seçilme ihtimali hayli yüksek. 2016’dan beri yaklaşık on yıldır Londra belediye başkanı olan Sadıq Khan gibi.
Genel seçimde Mamdani’nin işi önceki Demokrat Partili adaylara nazaran daha zor. Zira eski Demokrat Partili mevcut belediye başkanı Eric Adams bu seçimde bağımsız aday. Adams, kendi gibi siyahilerin ve İsrail yanlısı Yahudilerin desteğini almaya çalışacak. Taciz suçlamasıyla valilik görevinden ayrılmış olan Andrew Cuomo da şans görürse aday olabilir. Bu adaylar yarışı zorlu hale getirebilir.
Cumhuriyetçiler ise Özgürlük Heykeli’ni çarşaflı bir şekilde resmedip New York’a “şeriatın geleceğini” söylüyor.
ABD’de doğmadığı için başkan olması imkansız.
New York’a, Londra’ya Müslüman bir belediye başkanı seçilmesi bizleri ziyadesiyle memnun ederken İstanbul, Kahire veya Tahran’a Müslüman olmayan biri belediye başkanı seçilebilir mi diye düşünmeden edemiyorum. İmkansız değil ama çok zor. Bu, bizim demokrasi anlayışımızla mı ilgili yoksa kültürel gelişmişlikle mi?
Zohran Mamdani seçilirse birden çok ilke imza atacak. İlk Müslüman, İlk sosyalist, ilk Ugandalı doğumlu, ilk Hint kökenli ve ilk göçmen belediye başkanı.
Kaynak: h24hbr.com