Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Faysal Mahmutoğlu


Silahları Yakmak

Faysal Mahmutoğlu, h24hbr.com’da “Silahları yakmak” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.


Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır.” Yaşar Kemal

PKK’nin 15 Ağustos 19884’te Eruh-Şemdinli’de ilk eylemini gerçekleştirerek başlattığı silahlı mücadele serüvenine, Irak Kürdistan Bölgesinin Süleymaniye kentine bağlı Dukan gölü yakınlarında yer alan Şikefta Casene (CaseneMağarası) nda düzenlenen sembolik bir törenle, silahların temsili olarak yakılmasıyla son verdi.

Böylece Türkiye ve Orta Doğu’nun son 47 yılına damgasını vuran PKK, bir ilki gerçekleştirerek tarihe not düşülecek bir sürecin başlangıcı niteliğinde sembolik bir törenle silahlara veda etmiş oldu.

Casene Mağarası bölgede önemli bir doğa turizmi mekanlarından biri olarak tanınsa da Kürtler için birçok tarihi şahsiyete ve olaya ev sahipliği yapmış olması açısından sembolik bir öneme sahip.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında bölgedeki İngiliz yönetimine karşı isyan başlatan Şeyh Mahmut Berzenci, uzun yıllar bu mağarayı sığınak olarak kullanmış. Bu mağarada bir matbaa kurmuş ve 28 Mart 1923’te Bang Hak (hakikat çağrısı) gazetesi burada basılmış.

Yaklaşık yedi metre yüksekliğindeki Casene Mağarası’nın bir zamanlar Peşmerge tarafından da merkez olarak kullanıldığı belirtiliyor.

PKK’nın bu mağaranın sembolik değerini göz önünde bulundurduğu görülüyor. Ayrıca Kürtlerin tarihine ve tarihsel mücadelesine de atıf yapıyor.

Kürtler için mağaralar savaş zamanında sığınak, barış ortamında da turistik mekanlardır.

Tarih boyunca savaşı sonlandırmak amacıyla silah yakılarak imhası önemli bir ritüeldir.

Antik çağdan günümüze değin kimi zamanlarda baş vurulan bu ritüel barışın sağlanmasının bir aşaması olarak görülmüştür. “silah öldürme” olarak da anılan bu ritüel düşmanlığın sonlandırılmasını da simgeler. Bir yenilginin, teslimiyetin veya tasfiyenin söz konusu olmadığının göstergesidir.

Ayrıca Kürt kültüründe ateş bir varoluş ve yeniden doğuşu simgeler. 

Tören güvenliği, Irak merkezi hükümeti, KDP ve YNK güçlerinin yanı sıra Türkiye Özel Hareket timlerince sağlandığı bilgisi katılımcılar tarafından açıklandı.

 Kürdistan Federal bölge yöneticilerinin, Medyanın, aydınların ve DEM heyetinin tanıklığında, aralarında KCK yürütme konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın da bulunduğu 13’i kadın, 13’i erkek ve 4 komutan ( Bese Hozat, Nedim Seven, Tekoşin Ozan ve Tekin Muş) olmak üzere toplam 30 kişilik gerilla grubu silahlarını ateşe vererek, bir dönemin sona erdiğini vyeni bir başlangıcın meşalesini yaktıkları mesajını vermiş oldular.

Bu sembolik eylemle sürecin önemli bir eşiği aşılmış oldu. 

Bahçeli ve Öcalan’ın kararlı duruşları ve çabaları sürecin yeni bir aşamaya geçilmesini sağladı.

Törendeki açıklamayı PKK’nin şahin kanadında yer alan Bese Hozat’ın yapmış olması kararlılık göstergesi açısından ayrı bir öneme haizdir.

Barış ve Demokratik Toplum Grubu imzasıyla yapılan açıklamada; “Yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 günü açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, 5-7 Mayıs günlerinde yapılan PKK12. Kongre kararları temelinde bir iyi niyet ve kararlılık adımı olarak ve bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılmasıtemelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz”denilerek sırayla silahlarını hazırlanan kazana atarak yaktılar.

Beşe Hozat’ın yazılı metin dışında yasal ve anayasal düzenlemelere vurgu yapması iktidarın da vakit geçirmeden gereğini yerine getirme talebidir.

Esasen Sürecin başarısı yasal ve anayasal düzenlemelere bağlıdır. Ciddi hukuksal reformlara ihtiyaç var.

Bugün başlayan süreç bir yol kazasına uğramazsa, en uzun Kürt ayaklanması nihayete erecek ve bizim de bir hayırlı cumamız tarihteki yerini alacak.

Yapılan açıklamalarda silah bırakma sürecinin 3-5 ay gibi kısa sayılabilecek bir sürede tamamlanacağı öngörülüyor.

Silahlı isyandan demokratik siyasete geçiş tarihi bir dönüm noktasıdır. Yansımalarını zaman içinde göreceğiz.

PKK’nin silah bırakmasının etkileri sadece Türkiye’de değil Kürtlerin yaşadığı Irak ve Suriye’de de hissedileceği gibi İran’da da olumlu yönde yansımaları görülecektir. Irak merkezi hükümeti ve  Kürdistan Federal Bölgesiyle kimi zaman yaşanan gerilimlerin son bulması bekleniyor. Türkiye’nin üsleri bölge halkına rahatsızlık veriyor. Bu sorun ortadan kalkmış olacak. Türkiye’nin Süleymaniye’ye uyguladığı uçuş yasağı kalkabilecek. Bu da bölgenin ekonomik, sosyal ve turizm açısından gelişmesine katkı sağlayacak.

Suriye’de PKK’dan kaynaklı olarak SDG ile yaşanan sorunlar son bulup müttefiklik ilişkisine dönüşebilir.

Bu sürecin kalıcılaşması için gerekli olan yeni bir toplumsal sözleşme için iktidar kanadı ağırdan alıyor ki bunun iktidar ortaklarının öncelikleriyle ilgili olduğu düşünülebilir.Ak Parti’nin önceliğinin 2028 seçimleri olduğu sır değil.

PKK’yı doğuran koşulların ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlemelerin gündeme alınıp çözüme kavuşturulması büyük önem taşıyor.

Hatta kurulması beklenen komisyon bile sonbahara bırakılmışken Öcalan’ın sitemde bulunması ve Bahçeli’nin devreye girmesiyle gündeme alındı. Sürecin adımları kurulacak komisyonca belirlenecek.

Süreç kapsamlı bir demokratikleşmeyi gerektirirken hükümet yargıyı da kullanarak iktidarda kalma uğraşında.

Sürece dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün önemli açıklamalar yapacağı açıklanmıştı. 

Erdoğan beklenen bir yol haritası açıklamadı ancak süreci sahiplendiğini vurguladı. Beyaz Toroslar, Faili meçhuller, köy boşaltmalar ve Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlara vurgu yaparak devletin geçmişte yaptığı hataları sıraladı. Hukuk ve meşruiyet dışı yöntemlerin terörü körükledi, büyüttü dedi.

Tarihsel referanslara atıf yaparak Türk-Kürt- Arap ittifakına vurgu yaptı. Malazgirt ruhu, Kudüs ittifakı yeniden şekilleniyor diyerek sürecin öneminin altını çizdi. Ve meclisin sürece katacağı katkıya değinmesi önemliydi. 

Bir müzakere, pazarlık ve al ver süreci değildir söylemi sürecin tabiatına aykırı olsa da kamuoyuna yönelik bir mesaj olarak yorumlanabilir.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR