Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Engin GÜLTEKİN


POSTMODERN TOPLUMDA AİLE: ERKEK İKTİDARININ ÇÖKÜŞÜ

Engin Gültekin'in "yeni" yazısı...


Aile kurumu, insanlık tarihi boyunca hem biyolojik hem de toplumsal sürekliliğin merkezinde yer almıştır. Ancak modernleşme süreciyle başlayan dönüşüm, postmodern dönemde köklü bir kırılmaya evrilmiştir. Geleneksel toplumlarda aile, ataerkil bir yapı üzerine inşa edilmiş; erkek, hem ekonomik sağlayıcı hem de otorite figürü olarak merkeze yerleştirilmiştir. Erkek, ailenin yükünü omzunda taşımış; bu sorumluluk, ona doğal bir saygınlık kazandırmıştır. Ancak bugün, bu yapı ciddi biçimde sarsılmış; erkek otoritesi gerilemiş, yerini kadın ve çocuk merkezli yeni iktidar biçimlerine bırakmıştır.

Sanayi Devrimi’nden itibaren kadınların üretim alanına katılımı, eğitimdeki yükselişleri ve bireyselleşme ideolojisinin yaygınlaşması, erkek merkezli aile yapısının çözülmesini hızlandırmıştır. Modern toplumlarda erkek, yalnızca “ekonomik sağlayıcı” değil, eşit bir partner ve demokratik bir aile üyesi olarak konumlandırılmıştır. Bu dönüşüm, postmodern dönemde daha da radikalleşmiş; erkek otoritesi neredeyse tamamen sorgulanır hale gelmiştir.

Postmodern toplum, “büyük anlatıların sonu”nu ilan ederken, otorite figürlerini de hedef almıştır. Devlet, din, gelenek ve baba otoritesi gibi tarihsel kurumların çözülmesi, aile içindeki erkek otoritesini doğrudan etkilemiştir. Artık “baba figürü”, mutlak otoritenin değil; edilgenliğin, sessizliğin ve geri çekilmenin sembolü haline gelmiştir.

Erkeğin etkin konumdan edilgen konuma düşmesi, aile içindeki otorite boşluğunu beraberinde getirmiştir. Bu boşluğu dolduracak en güçlü aday ise kadındır. Kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmaları, hukuki haklarının genişlemesi ve kültürel görünürlüklerinin artması, aile içi iktidar ilişkilerini kökten değiştirmiştir.

Erkek otoritesinin zayıflaması, kadın merkezli yeni bir aile düzenini doğurmuştur. Artık kadın yalnızca “anne” değil; aynı zamanda sosyal, kültürel ve ekonomik bir aktördür. Aile içi kararlarda belirleyici rol çoğu zaman kadına geçmiştir.

Babanın bir bakışıyla yola gelen çocuk, artık bakışını anneye çevirmiştir. Ancak bu yeni bakış, “yola gelme” değil, “yeni bir yol bulma” arayışının ifadesidir.

Postmodern ailede yalnızca kadın değil, çocuk da yeni bir iktidar odağına dönüşmüştür. Çocuk artık sadece korunması gereken bir birey değil; aile yaşamının merkezine yerleştirilmiş bir aktördür.

Eğitim, sağlık, psikolojik gelişim ve mutluluk gibi kavramlar, aile politikalarının ana eksenini oluşturmaktadır. Anne-baba otoritesi, çocuğun tercihleri karşısında geri çekilmekte; çocuk, ailenin yönünü belirleyen bir “iktidar figürü”ne dönüşmektedir.

Tüketim kültürü de bu dönüşümü beslemekte; hangi eşyaların alınacağı, tatilin nasıl yapılacağı gibi kararlar çoğu zaman çocuk merkezli verilmektedir.

Bu süreç, erkeklerde “maskülen kimlik krizi”ni tetiklemiş; erkek, modern ve postmodern kültür arasında sıkışan bir kimlik arayışına itilmiştir.

İslam toplumlarında bu dönüşüm, teolojik ve kültürel açıdan tartışmalıdır. Kur’an’da ailenin reisliği erkeğe verilmiştir:

“Erkekler, kadınlar üzerinde kavvamdır (koruyup gözeticidir).” 

(Nisâ, 34)

Ancak bu reislik mutlak bir tahakküm değil, adalet, merhamet ve sorumluluk ilkeleriyle sınırlıdır. Postmodern aile anlayışı ise bu ayetin bağlamını göz ardı ederek, Batı menşeli feminist ve çocuk merkezli ideolojileri mutlaklaştırmaktadır. Bu durum, Müslüman toplumlarda otorite krizini daha da derinleştirmekte; aile içi hiyerarşiyi köksüz bir yapıya dönüştürmektedir.

Postmodern toplumda aile, erkek iktidarının çöküşü üzerine yeniden inşa edilmiştir. Kadın ve çocuk merkezli yeni otorite biçimleri doğmuş; fakat bu durum aynı zamanda otorite boşluğu, kimlik karmaşası ve kuşak çatışmalarını da beraberinde getirmiştir.

Sosyolojik açıdan mesele, ne “erkeği geri getirme” ne de “kadını mutlaklaştırma” meselesidir. Asıl ihtiyaç, aile içi otoritenin adalet, denge ve sorumluluk ilkeleriyle yeniden inşa edilmesidir. Çünkü otorite, tahakküm değil; hikmetle yönetilen bir adalet dengesidir.

 

Selam ve dua ile…

 

Engin GÜLTEKİN 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR