Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Faysal Mahmutoğlu


PKK’NIN TÜRKİYE’DEN ÇEKİLME KARARI

Faysal Mahmutoğlu, h24hbr.com’da “PKK’nın Türkiye’den Çekilme Kararı” başlıklı bir yazı kaleme aldı. İlgili yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.


PKK, geçtiğimiz Pazar günü Kandil’de düzenlediği basın toplantısı ile çözüm sürecinin önünü açmak amacıyla Türkiye’den tüm güçlerini çektiğini açıkladı.

Bu hamleyle kritik bir eşik daha aşılmış oldu. 

PKK’nın bu kararı KCK yürütme konseyi üyesi Sabri ok ve Vejin Dersim tarafında bir basın toplantısıyla açıklandı. Türkiye sınırları içindeki HPG ve YJA-Star gerillalarını Medya Savunma Alanlarına çekmeye başladığını duyurdu.

Örgüt, Medya Savunma Alanlarından Irak Kürdistan Bölgesindeki Kandil, Zap, Metina, Avaşin, Hakurk ve Gara hatlarını kastediyor.

Kandil’de düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’den yeni gelen 3 komutan ve 8 kadın da dahil olmak üzere 25 silahlı militan yer aldı. Grup, geri çekilen militan sayısını belirtmese de 200 ila 300 arasında olduğu tahmin ediliyor.

Geri çekilmenin devletin bilgisi, nezareti ve kabulü altında güven içinde gerçekleştiği görülüyor. Bu sürecin sorunsuz bir biçimde gerçekleşmesi sahada devlet ile PKK yönetimi arasında bir koordinasyona işaret ediyor.

Atılan bu adımın tıkanan sürecin önünü açmak, yaşanması muhtemel çatışmaların önünü kesmek ve yolda oluşabilecek provokasyonlara karşı Abdullah Öcalan’ın devreye girmesi ve örgütünü talimatlandırması sonucu atıldığı anlaşılıyor.

 Hatırlanacağı üzere Oslo görüşmeleri devam ederken 14 Temmuz 2011’de Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 14 asker öldürülmüştü. Benzeri bir durumun yaşanmaması için bu adımın atılmış olması yerindedir.

Sabri ok, 1984 Şemdinli Eruh baskınıyla savaş başlatan aktör olarak 20 yıl hapis yattı. Bu 20 yıl zarfında PKK’nın cezaevi sorumluluğunu üstlendi. 2005’te cezasını bitirip tahliye oldu. Manisa’da askerlik görevini ifa etti. 2007’de pasaportuyla yurt dışına çıktı.

2010 yılında Oslo’da PKK adına MİT’le yapılan müzakereleri yürüten kişi de Sabri Ok’tu. Böyle önemli bir figürün bu açıklamayı yapmış olması PKK’nın sürece verdiği önemi göstermektedir.   Ok, açıklamasında Şöyle dedi: “Çok açık ki biz 12. Kongre Kararlarımıza bağlıyız ve uygulamakta kararlıyız. Ama bunların pratikleşmesi için de yine PKK 12. Kongresinin aldığı kararlar doğrultusunda sürecin gerektirdiği hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir. Bu çerçevede PKK’ya özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır.”

Kürt Hareketi geri dönüşü,  ‘demokratik entegrasyon’ süreci olarak tanımlıyor.

Sabri Ok, bu kararın gerekçesini, olası provokasyonları engellemek ve süreci “ikinci bir aşamaya taşımak” olarak açıkladı. Böylece sınır alanlarında çatışma riski ortadan kaldırılmış olduğu gibi bir yol temizliği de yapılmış oldu.

Benzer bir açıklama da KCK yürütme konseyi üyesi Mustafa Karasu’dan geldi. Medya TV’de katıldığı bir programda “Sürecin başarıya gitmesini sağlamak, bu tıkanma tartışmalarını bir tarafa bırakmak ve gerçekten çözüm irademizi ortaya koymak açışından bu adımı atmayı gerekli gördük. Tek taraflı bir adım oldu ama biz zaten bir çok adımı tek taraflı yaparak aslında devlete, AKP; MHP iktidarına adım atma imkanı sağlıyoruz.” İfadelerini kullandı.

Kürt tarafı bir kez daha sürecin arkasında durduğunu, adım adım mesafe aldıklarının altını çiziyor.  Ancak devamının iktidarın atacağı, atması gereken adımlara bağlı olduğunu da ortaya koyuyor.

Hukuk ve demokratikleşmeyle ilgili beklentilerini en net cümlelerle Ankara’ya iletiyor.

Bir kere, genel bir af beklentisi içinde değiller. İfade çok net: “PKK’ya özgü geçiş hukuku” talep ediliyor.

Muhtemelen bu kavram dağdan ineceklerin durumunu düzenleyen ve halen cezaevinde bulunanların durumları kapsayacak, iyileştirmeler sağlayacak hukuki bir düzenlemeye işaret ediyor.

Ve en önemlisi de Meclis’te çıkarılacak “umut hakkı” yasası ile Öcalan’a özgürlük sağlanması ki bu talebi daha önce Devlet Bahçeli dillendirmişti.

Açıklamanın “Kürt Özgürlük Hareketi Yönetimi” olarak yapılması PKK’nın artık tarih olduğunun ilanıydı.

Duran Kalkan da fesih kararından hemen sonra verdiği bir mülakatta “ Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi” üyesi sıfatını kullanmıştı.

İktidar iç politikadaki ihtiyaçları doğrultusunda adım atmayı tercih ediyor. Hedefleri için risk gördüğü herhangi bir adımı atmak istemiyor. Bu da sürecin ilerlemesini yavaşlatıyor.

Oysaki sürecin ivme kazanabilmesi için Öcalan’ın durumunu da kapsayacak ‘geri dönüş’ yasasının bir an evvel çıkarılması gerekmektedir.

PKK’nın bu adımlarına karşın devlet tarafından atılan adımlar yetersizdir. Komisyon vakit geçirmeden, demokratik entegrasyon ile ilgili yasa tekliflerini somutlaştırması gerekmektedir. Pazar günü yapılan açıklama ile atılan adımın Türkiye’deki siyasi atmosferi olumlu yönde etkileyerek, barış ve demokrasi yönünde etkili olacağı beklenebilir.

Silah bırakanlar dağda silahsız bir şekilde dolaştıkları bilgisi paylaşıldı. Çünkü gidebilecekleri bir yer yok. Hukuki bir zemin sağlanamadı. Bese Hozat ve arkadaşları silah bıraktıkları gün Kandil’e değil de Türkiye’deki aileleriyle buluşma imkanı sağlansaydı bugün çok farklı atmosfer oluşurdu.

Atılması gereken adımların gecikmesi nedeniyle iktidarın, bu süreçte Kürt sorununu çözmeyi değil, sadece silahlı güçlerin tasfiyesini amaçladığı kanaati gittikçe yaygınlaşıyor. Toplumun sürece karşı güvensizliğinim, sürecin başarıya ulaşacağına dair inançsızlığın kökeninde iktidar tarafından sürece dair somut adımların atılmamasıdır. Güven tesis etmenin yolu vakit geçirmeden yasal düzenlemelerin yaşama geçirilmesidir.

Kürt sorununun çözümünün eşiğine gelinmiş olması iktidar açısında tarihi bir fırsattır. Siyasal iktidarın kısa dönemli çıkarlarına feda edilemeyecek kadar değerlidir. Barış ve demokratik toplum inşası önemi kavranmalıdır.

Unutulmaması gerekir ki tüm savaşlar barışla sonuçlanır. Dünyadaki pratikler askeri başarı ilk 3-5 yıl arasında gerçekleşmezse ancak müzakere ile barış sağlanabilir.

Sonuç olarak, 70’lerine merdiven dayanmış, 20 yılını hapiste geri kalan ömrünü dağda geçirmiş bir kişi (PKK üst yönetimin tamamı 70’e merdiven dayamış bulunuyor)  bu açıklamayı yaptıysa artık geri dönüş yok. Silahlı mücadelenin devri kapandı deyip silahlarını yakan bir örgüt bir daha silaha sarılmaz.

Toplumda önümüzdeki günlerde iktidar kanadının yasal düzenlemelerle ilgi bir çerçevenin ortaya konulacağı beklentisi ağırlık kazanıyor.

 

Kaynak: h24hbr.com

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR