Tarihin her döneminde hakkın sesi, batılın gürültüsünü rahatsız etmiştir. Bundan sonrada edecektir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v), sadece kendi asrında değil, çağları aşan bir rehber olarak bugün de zulmün, cehaletin ve ahlaksızlığın karşısında bir sarsıntı oluşturmaktadır.
Onun getirdiği tevhid mesajı, küresel sistemlerin çıkar düzenini tehdit ettiği için, kimi karikatürlerle, mizah dergileriyle, sinema ve medya projeleriyle hedef alınmaktadır. Zira modern cahiliye, gerçek liderlerden değil; kuklalarla güdülenen kitlelerden hoşlanır. Bugün olduğu gibi...
I. Hakareti Sözde Özgürlükle Maskelemek:
Bugün Hz. Peygamber'e hakaret eden karikatürlerin, mizahın veya sözde ifade özgürlüğünün arkasına saklanarak yayınlanması, aslında acizliğin ve çaresizliğin ilanıdır.
Bu yayınlar, İslam düşmanlığını ifade özgürlüğü maskesiyle meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Buda aslında derin bir korkunun dışa vurumudur. Çünkü Hz. Muhammed’in(s.a.v) getirdiği ahlak sistemi, faizi, sömürüyü, ırkçılığı, sapkınlığı, emek hırsızlığını ve her türlü köleliği reddeder. O, bize adaleti, merhameti, iffeti ve tevazuyu göstermiştir.
Onun getirdiği mesaj, uluslararası sistemin temellerini sarsacak kadar derindir.
İşte bu yüzdendir ki, emperyal akıl onun izinden gidenleri küçük düşürmeye, O'nu sıradanlaştırmaya, O'nu itibarsızlaştırmaya ve müslümanlara örnekliğinin daimiliğini kaldırmaya çalışmaktadır.
II. Peygamber Düşmanlığı Neden Yapılıyor?
1. Zihinsel işgalin devamı için:
Tevhid mesajı, bireyi özgürleştirir, kula kulluğu reddeder. Bu da kapitalist ve seküler sistemlerin çöküşü demektir. Bu yüzden İslam, düşmanlaştırılırken; onun en yüce temsilcisi olan Resulullah (s.a.v) hedefe konulmuştur.
Bugün yaygınlaşan hadis düşmanlığının arka planında ve özel seçilmiş, Resül olma görevi verilmiş bir Peygamber için; O'da bizim gibi bir insandı, biz onun getirdiği vahyin haricinde sözlerine bakmayız anlayışında da maalesef Resülün görev ve misyonunu toplumdan dışlama vardır.
2. Müslümanları kışkırtma ve provoke etme çabası:
Birçok batılı yapı, Müslümanları sokaklara döküp “terörist” gibi göstermek için bu tür hakaretleri planlı bir şekilde servis etmekte. Böylece hem kendi iç kamuoylarını diri tutmak, hem de İslam’a yönelik ambargoları meşrulaştırmak istemektedirler.
3. Hakikatle alay ederek onu bastırmak ve hakkın sesini kısmak için:
Şeytanî düzen, gülünçleştirerek, alaya alarak hakikati bastırmak ister. Çünkü ciddi bir şekilde tartışmaya cesaretleri yoktur.
Karikatürle, karalama ile hakaretle susturmaya çalıştıkları şey; vicdanları rahatsız eden, insanlığı uyandıran son çağrıdır. Alemlere rahmet olan Resül'ün çağrısıdır.
III. Modern Cahiliyenin Yüzü: Kurumsallaşmış Günah ve İslamofobi
Bugün içki, zina, faiz, eşcinsellik, ahlaksızlık, iffet düşmanlığı ve aile karşıtlığı gibi kavramlar sistematik olarak işlenmekte; devlet eliyle desteklenmekte, medya ile parlatılmakta, eğitim yoluyla zihinlere enjekte edilmektedir.
Bu sistemin karşısında duran yegâne direniş hattı ise İslam’dır.
Ama İslam maalesef Müslümanların bilinçsizlıği, Müslüman denilen şahsiyetlerin egoları, Müslümanların dağılmışlığı ve şuursuzluğu tarafından esir alınmıştır. Öncelikle İslam’ın "Müslümanların esaretinden kurtulup" özgürleşmesi gerekir. İslam düşmanları Hz. Peygamber'in(s.a.v) müslümanlara önderliği ve İslam'ın özgürleşmesinden ödleri korkmaktadır.
İşte bu yüzden;
Namazla arınan bir genç hedef alınır,
Tesettürlü bir kadın alay konusu edilir,
Hac, kurban, cihat gibi kavramlar "gericilik" ve "radikalizm" olarak sunulur,
Peygamber (s.a.v) alçakça karikatürize edilir.
Çünkü modern cahiliye, kendi Firavunlarını yaşatmak için Musa’nın çağrısını susturmak zorundadır.
IV. Bunlara Cevabımız Ne Olmalıdır?
Müslümanlar olarak öfkemiz, gazapla değil; akılla, stratejiyle ve tebliğle yön bulmalı. Çünkü bu imtihan, sadece duygusal bir tepki değil, şuurla verilmiş bir karşı duruş gerektiriyor.
Sözümüz net olmalı:
Peygamberimiz bizim kırmızı çizgimizdir. Onun izzetini korumak, imanımızın şerefidir. Hiçbir karikatür, hiçbir küfür onun nurunu söndüremez.
Çünkü Allah şöyle buyurur:
> “Şüphesiz ki biz sana karşı alay edenlere karşı yeteriz.” (Hicr, 95)
Bu minvalde hayatımız onun ahlakına benzemeli:
Onu savunmanın en etkili yolu, onun gibi yaşamaktır. Namazımız ahlâk doğursun, ilim istikamet versin, tesettür örtü olsun, ölüm ibret, hayat emanet bilinsin.
İşte gerçek zafer, daimi galibiyet o zaman gelecektir.
Vahiy eksenli bir medeniyet tasavvuru inşa edilmelidir.
Hakikatin karikatürle alaya alınamayacak kadar güçlü olduğu bilinciyle, yeniden iman eden bir gençlik, dava sahibi bir toplum ve omurgalı bir duruş inşa edilmelidir.
Peygamber'e Hakaret, Batılın Son Nefesidir.
Bugün Resulullah’a hakaret edenler, aslında onun mesajının toplumlara ulaşmasından korkmaktadır.
O'na dil uzatanlar, sadece kendi zilletlerini ilan etmektedir.
Ve biz biliyoruz ki, ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, ne kadar çirkinleşirlerse çirkinleşsinler, O’nun adı ezanlarla yeryüzünde yankılanmaya, sünneti ise bir nur gibi gönülleri aydınlatmaya devam edecektir.
Ya Rabbi! Bizi Peygamberine (s.a.v) sadık, davasına vefalı, izine layık ümmet eyle!
Bu çağın cahiliyesine karşı tevhidin sancaktarı eyle bizleri. Amin.
Selam ve Dua ile...
Engin GÜLTEKİN
Eğitimci-Yazar-Sosyolog