Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


F. Yılmaz ALTUNÖZ


PAPA NE GETİRDİ

Furkan Yılmaz ALTUNÖZ'ün yeni yazısı;


Seçilen son papanın devlet başkanı ve dini lider olarak ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesinin neden ve sonuçları iyi okunmalıdır. Bu okumayı başta devleti yönetenler olmak üzere sokaktaki insanların da yapması gerekmektedir. Şüphesiz ki her insan karşılaştığı olayları kendi seviyesi, kültürü, birikimi ve inancı çerçevesinde hatta çıkarları doğrultusunda değerlendirir. Papanın gelişi de böyle değerlendirildi…   

Elbette papanın gelişi turistik bir gezi değildi. İnanç, tarihi, sosyolojik ve hedefleri olan bir gelişti. Özellikle ziyaretin odağında İznik’in olması tarihi, siyasi ve hedefleri olan bir seçimdi. 

1700 yıl önce, Roma İmparatoru Konstantin döneminde, 325 yılında burada düzenlenen İznik Konsili, kilise tarihinin en belirleyici dönüm noktalarından biri kabul ediliyor. Bu büyük toplantı, bugünkü Hristiyan inancının temel bölümlerini şekillendirdi. "İznik, antik çağda kiliseyi yönlendiren tüm yetkili isimlerin, imparatorun başkanlığında bir araya geldiği tek konsildi."

 Amentüsü, Tanrı ile Hz. İsa arasındaki ilişkiye dair yaşanan tartışmaya son noktayı koymuş, Tanrı ile Hz. İsa’nın aynı özden geldiğini, Hz. İsa’nın Tanrı tarafından yaratılmadığını, Tanrı ile birlikte ebedi bir şekilde var olduğunu kabul etmişti. 

İznik’te toplanan din adamları, İslam’da da kabul gördüğü şekilde “Hz. İsa’nın Allah tarafından yaratıldığını savunan” Arianizm’i büyük kavgalar sonucunda “sapkın” görüş olarak ilan etmiş, bu görüşü savunan İskenderiyeli din adamı Arius aforoz edilmişti. 

 Daha sonra Arius’u destekleyen piskoposların ve din adamlarının iknası sonucu Arius affedilmiş ve kiliseye tekrar kabul edilmesine izin verilmişti. Fakat Arius kiliseye kabul edileceği gün halkın yoğun alakası eşliğinde İstanbul sokaklarında yürürken İstanbul/Çemberlitaş’ta bulunan Konstantin Forumu’nda “bağırsakları dışarı çıkarcasına” kusmaya başladı ve korkunç bir şekilde iç organlarını tükürerek boğuldu.

Papa ekümenizmin hayat bulması için tarihi, dini ve sosyolojik değeri olan İznik’i seçti. Ekümenizm, kiliseler arasında diyalog ve iş birliğini teşvik ederek tüm Hristiyan mezhepleri arasında birliği yeniden sağlamayı amaçlayan Hristiyanlık içindeki bir harekettir.

Papa’nın İstanbul’daki Kutsal Ruh kilisesi ayininde Türkiye’deki cemaatin “küçük ama bereketli” bir cemaat olmasını övdü. Konuşmasında özellikle cemaati göçmenlere sahip çıkması için cesaretlendirdi. 

Papa İznik’te Doğu ve Batı kiliselerinin liderleriyle bir araya gelerek Hristiyanlar arasında birlik için dua etti. Papa 14. Leo bu önemli uzlaşıyı yad etmek için tam 1700 yıl sonra başta Ortodoks Patriği Bartholomeos olmak üzere dünyadaki önemli kiliselerin liderleri ile Hıristiyanların savaşlar, zulümler karşısındaki birliği için dua etti.

Şimdi papanın gelişi üzerinden bir okuma yapalım. Papa’nın Türkiye/kadim İslam topraklarına gelişi korku, endişe ve komple teorileri eşliğinde değerlendirilmemelidir. Aksine insan ve tarih eksenli ele alınmalıdır. Gerçeklerle yüzleşmek adına fırsata dönüştürülmelidir:

Yıl 1080. İznik Anadolu'da ilk Türk başkentidir. Türk İslam toprağıdır. Ve öyle de kalacaktır. Müslümanlar için tarihi ve inanç değeri yüksektir.

İstanbul Hz. Peygamberin hedef şehri, Fatih’in emaneti Türk İslam şehridir. Osmanlı devletinin başkentidir. Asla Konstantinopolis olamaz.

Papanın gelişi Hristiyanlık inancının Kur’an ve sünnet eşliğinde değerlendirilmesine vesile edilmeliydi. Ve halkımıza yemek yiyen, tuvalete giden ve kendisine yapılan suikasttan kendisini kurtaramayan ve öldürülen bir varlığın asla tanrı olamayacağı anlatılmalıydı. Onların içinden biri olan Arius yeniden gündeme taşınmalıdır.

İznik ve konsil üzerinden sözde ''Tanrı'nın Yönettiği'' İznik Konsili" 400 Tane İncil 4'e indirilmiştir." Hâlbuki Allah bir İncil göndermiştir. Öyleyse mevcut 4 İncil insan yazmasıdır ilahi bir kitap değildir. Değiştirilmiştir. 

Kur’an-ı Kerim ise Allah’ın indirdiği hal üzere tek bir kitap. Asla değişmemiş ve değiştirilmemiştir. İncil ve Kur’an gerçeği topluma ulaştırılmalıdır.

Papa hem devlet başkanı hem de dini bir lider. Bu Avrupa/Amerika laiklik anlayışına aykırıdır. Ayrıca tüm Hristiyanların halifesi konumundadır. Bu hal Müslümanların neden bizim de hem devlet başkanı hem de dini lider bir halifemiz olmalı gerçeğini gündeme taşımalıdır. 

Papa eşliğinde 1700 yıl sonra bir İslam yurdunda kilise liderleri bir araya gelip dünyaya mesaj veriyorlar. Müslümanlarda başta Endülüs olmak üzere kalem ve atlarımızın nal izlerinin olduğu her yere ulaşmalı ve mesajlarımız verilmelidir. 

Batılı sömürgeci güçlerin Türkler ön Asya’dan (Anadolu’dan) Orta Asya’nın bozkırlarına sürme hayalleri vardır. İstanbul’a sahip olma hayallerinden vazgeçmediler. Bu gerçekten hareketle millet olarak yüksek bir ahlak, kuşatan bir adalet ve çağ ve çağın ötesinde yüksek teknolojiye sahip olarak; bu toprakların sahibi ve mazlumların umudu olmaya devam edilmelidir.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR