Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Engin GÜLTEKİN


NEDEN İRAN'IN YANINDA OLMAK ZORUNDAYIZ?

Engin Gültekin'in "yeni" yazısı...


Zulüm kimden gelirse gelsin karşısında durmak, mazlum kim olursa olsun onun yanında yer almak bir iman meselesidir. Bu çağda, hak ile batılın, küfür ile İslam’ın, zalimle mazlumun savaşında saflar berraklaştıkça, tevhid ehli Müslümanların durduğu yer daha bir anlam kazanıyor. Bugün bu saflardan biri İran-İsrail çatışmasıdır. Ve bu çatışmada, meselelere akide ve adalet merkezli bakan bir Müslüman olarak, her türlü ihtilafa rağmen İran’ın yanında durmak, zorunluluk değil, imanî bir sorumluluktur.

Evet, İran'ın mezhebi tercihleri, tarihi politikaları ve coğrafi çıkarları sorgulanabilir. Evet, İran’ın iç politikasında adalet terazisinin zaman zaman saptığı, kendi halkına karşı baskıcı tavırları olduğu da bilinen gerçeklerdendir. Ancak mesele bir devletin iç işleri veya siyasi tercihleri değildir. Mesele, Allah'ın düşmanlarıyla olan cepheleşmede nerede durduğumuzdur.

Bugün Gazze'de çocuklar, kadınlar, yaşlılar Siyonist İsrail’in bombaları altında paramparça ediliyorsa, bu ateşin karşısında duran her güç –kim olursa olsun– İslami vicdanın yanındadır. İran, bu zulme karşı fiili direnişi besliyor, destekliyor ve İsrail’in hesaplarını alt üst ediyor. Bu gerçeği yok saymak, sırf mezhebi ayrılıkları öne sürerek İran’a karşı tarafsız kalmak, zalimin dolaylı olarak safında yer almaktır.

Tevhid ehli olmak, sadece “La ilahe illallah” demek değildir. Aynı zamanda tağutlara karşı tavır almaktır. Ve İsrail, çağın en büyük tağutlarından biridir. Amerika, İngiltere, Fransa gibi emperyalist odaklar onun hamisidir. Bu zalim yapının karşısında duran herkes, tevhid eksenli bir duruşun doğal müttefikidir.

İran, Hamas’a, Hizbullah’a ve direniş eksenine lojistik ve stratejik destek vermektedir. Bugün Ortadoğu’da direnişin maddi damarlarından biri İran’dır. Bunu inkâr etmek, düşmanı küçümsemek ve dostu yalnız bırakmaktır.

Elbette İran’ın mutlak anlamda haklı, masum ya da ideal bir model olduğunu iddia etmiyoruz. Ancak İslam ümmetinin gözleri önünde işlenen Gazze soykırımı karşısında susanlar değil; bir şeyler yapanlar değerlidir. Bu bağlamda, İran’ın fiili duruşu, Siyonizm’e karşı verilen mücadelede asgari bir onur hattıdır.

Sözün özü şudur: Mezheplerin, mezraların, sınırların, bayrakların, çıkarların ötesinde bir kardeşlik vardır. O da tevhid kardeşliğidir. Mesele Sünnilik, Şiilik meselesi değil; hak ile batıl meselesidir. Ve hakikatin safında durmak, kimi zaman sevmediklerimizle aynı safta durmayı da gerektirir.

Bugün İran, İsrail’e karşı hakikatin safında bir mücadele yürütmektedir. Bu yüzden, muvahhid ve adil bir vicdanla konuşmak gerekirse, bizler o safın yanında yer almak zorundayız.

Zira susmak ihanettir. Tarafsızlık, zalimin lehinedir. Ve biz, mazlumun duasına, zalimin lanetine talibiz.

 

      Engin GÜLTEKİN

Eğitimci-Yazar-Sosyolog

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR