Ülkü ARAS

Tarih: 30.05.2025 18:13

Mustafa Öğretmenden Öğrendiklerimiz

Facebook Twitter Linked-in

Hepimizin çok sık duyduğu bir sözdür…

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” buyurmuştur Hz. Ali. Birçok manayı içinde taşıyan, öğretmene ve öğrenmeye anlam yükleyen bu cümle, bizlere çok şey anlatıyor aslında.

Hayatımız boyunca öğrenme süreci içindeyiz. Yaşamımızın çok önemli yerinde kesişiyor yollarımız ilkokul öğretmenleriyle. Tertemiz, kirlenmemiş çocuk ruhumuzu, zihnimizi bilgileriyle ilmek ilmek dokuyan, şekillendiren, öğrenme yolunda en iyi rehberimiz ve ışığımızdır öğretmenler. Yaşam hikayemizde çocukluk anılarımızda birçok hatıraları vardır öğretmenlerin. Bilginin her türlüsünün kıymetli olduğu günümüzde bize bilgilerini aktaran öğretmenler bizler için çok kutsaldır.

Anne ve baba olarak hepimizin arzusudur çocuklarımızın iyi öğretmenden eğitim almaları.

Bu yüzden çocukların eğitimi için memleketimiz Iğdır’dan taşınarak İstanbul gibi zor bir şehri tercih ettik.

Eşim evliliğimizin ilk yıllarından beri eğitimin önemini hep dillendirdi. İlkokulda iyi bir öğretmene denk gelmeyişinden ötürü, eğitim hayatı kötü geçmiş bundan dolayı da çocuklarının aynı sıkıntıları yaşamaması için elinden geleni yapmaya çalışıyordu.

İlkokul öğretmen arayışı diğer çocuklarda olduğu gibi kızım Meryem’de de yıllar öncesinde başlamıştı, nihayetinde bir arkadaşımız Mustafa Öğretmeni tavsiye etti. Kızımızı Mustafa Öğretmenin sınıfına aldırma telaşı günlerce sürdü, uzun uğraşlar sonucunda Meryem Mustafa Öğretmenin sınıfına kayıt oldu.

Kızım ilkokula başladığında her ebeveyn gibi bizde de heyecan vardı,  o yüzden her akşam okul çıkışında Meryem’i okuldan almaya gittik. Okulun ilk günlerinde alışık olmadığımız durumlarla karşılaşıyorduk. Öğretmen güne dair analizlerinde istisnasız her gün çocukların genelini eleştirir eğer bir öğrencisinin hatası varsa velisini mutlaka kenara çeker fırçalardı. Velilerin bu duruma canı sıkılsa da kimse yorum yapmaya cesaret edemiyordu.

En heyecanlı saatimiz okul çıkış saati olmuştu. Acaba bugün hangi ebeveyn Mustafa Öğretmenden fırça yiyecek diye korku yaşanırdı her birimizde. Kenara çekilen veliye üzülerek bakar, uyarı almayan o gün okuldan sevinerek ayrılırdı.

Bazen gerginliğin şiddeti artınca Mustafa Öğretmene görünmeden çocuğunu alıp gidebilen şanslı veli ilan edilirdi.

Her gün ayrı telaş ve merak yaşanıyordu.

Sadece 1/D sınıfı değil diğer sınıflarda rutin yediğimiz fırçaları merakla dinler, bizlere acıyarak bakarlardı.

En stresli olduğumuz anlar ise sınav günleriydi. Sınav günleri veliler telefonlara adeta yapışır, sonuçların WhatsApp veli grubunda paylaşılmasını heyecan içinde beklerdi. Eğer çocuğumuz 100 değil 99 veya 98 almışsa Mustafa Öğretmen affetmez, mutlaka anne ya da babadan birini o gün kenara çeker neden 100 almadı diye hesap sorardı. Ebeveynlerden biri veya birkaçı sırayla laf yediği için; birbirimizi üzülme bu günlerde geçecek diye telkin etmek en önemli vazifelerimizden olmuştu.

Sınıfta veliler birbirine destek olur bir sınav heyecanı bitmeden diğerine geçilirdi.

Bütün bunlara rağmen; bir yanda sürekli canı sıkılan ebeveynler, diğer yanda öğretmenlerine toz kondurmayan ve çok seven çocuklarımız.

Öğrencileriyle çok iyi anlaşır onları koruyup kollardı. Öğrencinin başarı veya başarısızlığında anne ve babanın çok etkili olduğunu düşünürdü.

Çünkü “Çocuklar anne ve babanın aynasıdır. “ derdi.   

İlk yıl anlam veremesek de sonrasında bu duruma veliler alıştı, hatta o gün Mustafa Öğretmen herhangi birimize hatırlatma yapmadıysa, şaşırır bir sorun mu var diye söylentiler veliler arasında yayılırdı.

D/Sınıfı Mustafa Öğretmeni böyle tanıdı ve çocukların onu çok sevmesinden ötürü çok sevdi.

Günler, ayları aylar, yılları kovaladı ve korku, heyecan, tatlı, acı ile geçen dört yıl sona erdi.

Herkesin imrendiği, şık giyimi, hiç sönmeyen havası, yakışıklığı, bilgisi, renkli kişiliğiyle öğrencilerini her konuda en iyi şekilde eğitmeye çalıştı.

Hani derler ya,

Bir insanı ahde vefası

Emanete sahip çıkması

Sözünde durmasıyla tanırsın. 

Kalbinin temizliği, işine verdiği önem onu bizlere sevdiren özeliklerdendi.

D/Sınıfı Mustafa Öğretmeni her hâliyle sevdi.

Belki de o kuralcı kişiliğinin altında pamuk gibi bir gönüle sahip olmasıydı onu öğretmeliğinde başarılı kılan.

Kişilik gelişimini etkileyen her türlü sosyal aktiveyi ihmal etmedi ve bu doğrultu da en iyi şekilde öğrencilerine eğitim verdi. Öğrencinin gelişiminde ihtiyacı olan her noktaya dikkat etti. Öğrencilerinin genelinin başarılı olması da öğretmen hakkındaki düşünceleri doğruluyordu. İl içinde yapılan genel sınav denemelerinde Mustafa öğretmenin öğrencileri hep listenin üst sıralarında yer aldılar.

Eğittiği öğrenciler akranları arasında bilgileriyle Mustafa Öğretmenin öğrencisi olduklarını gösterdiler.

Öğretmen sadece çocuklarımıza değil anne ve babalara da eğitimin önemini sürekli bahsede, eğitimi basite alan anne babalara hatırlatmalarda bulunurdu. 

Hayatta hiçbir şey tesadüf değildi!

Hele bir insanla hayatınızın kesişmesi kesinlikle tesadüf değildir.

Bu yüzden iyi ki Mustafa Öğretmen iyi ki Mustafa Öğretmen dedi D/Sınıfı.

İyi ki yolumuz kesişti ve çocuklarımıza öğretmenlik yaptı.

Sizi tanıdığımız için, çok şanslı çocuklarımız, sizi sevgiyle selamlıyor bundan sonra ki eğitim hayatınızda nice Mustafalar yetiştirmenizi Yüce Rabbimden diliyorum.

Mustafa Kemal’in dediği gibi “Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır”.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —