Son Nebinin (S.A.V.) kutlu yürüyüşü ilk yürüyüş değildi.
Ve kendisinden sonra da bağlıları yürüyecekti. Tüm peygamberlerin yolcu olmak
ve tevhidi egemen kılmak için geldikleri yeryüzünde; tüm yürüyüşler onun (C.C.)
adına onun için olacaktı. Göklere yakın gemi yolculuğunda Nuh; Ateşin
içerisinde İbrahim; Tur dağında Musa; göğe davet edilen İsa hep bu kutlu yolun
yolcuları değil miydi. Ve bu yürüyüşleri taçlandıran son peygamber Hz.
Muhammed in göklere yolculuğu (S.A.V.) İsra ve Mirac.
Bir sorumluluk değil miydi Tevhid i ve adaleti egemen
kılmak Mekke de ve diğer beldelerde. İşte onu haykırıyordu son resul. Önce eşi
ve akrabaları sonra Mekke, sonra tüm insanlar. Ama putlaşan zihinler ve
bedenler; haz ve hızlarını birer ibadete dönüştürenler; sosyal alanlarını mabet
edinenler; küresel ve çağları aşan bu tevhidi sesi boğmak istediler Mekke nin
daracık sokaklarında. Ama öyle olmadı Allah (C.C.) o sesi değil yeryüzü göklere
duyurdu.
Ebu Leheb in kuruyan elleri ile atılan taşlar, ebucehilin
yaptığı işkenceler ve aşağılık davranışları ve dikenli yollara dönüşen Mekke
sokakları. Hayvanları susuz bırakan, çocukları aç bırakan, yetişkinleri
çaresizliğe iten, gençleri bekar kılan; ambargolar. Habeşistan hicreti. Hüzün
yılı yılların hüznü; ufku açık eş Hz Hatice, inanmasa da doğrunun yanında
bulunan amca Ebu Talip in vefatları. Sanki her muhatap olumsuzluğu işaret
ediyordu. Ve son bir umut ve direniş yolları dikenli olan yolda; Taif. Medine
olmasını istediği Taif. Taşlandığı ama hiç başına kakmadığı Taif. Her yer
çıkmaz sokak olacaktı ki tek bir yol kalsın o da göklere ona; Allah a (C.C.)
misafir eden yol; İsra ve Mirac.
Tüm zorlukların kolaya dönüşeceği bir yol olmalıydı.
Sıkıntıların rahata, üzüntülerin sevince, ağlayışların gülüşe, karamsarlıkların
umuda ve kimsesizlerin herkesin kimsesine dönüşeceği bir yol; işte İsra ve
Mirac. Mekke den başlayan, Kudüs te toplantı ve istişareye dönüşen ve oradan
göklere; bir benzeyeni olmayan taçlandırılan yürüyüş
ONURLU KENT KUDÜS
Göğsü yarılan, kalbi yıkanan, kalp ve zihinsel olarak
yürüyüşe hazırlanan Nebi (s.a.v.). Gece yürüyüşü; İsra. Sanki tüm kutlu
yolculuklar gece başlamış; Musa nın erbaine leyle yolculuğu ya da son
peygamberin Medine yürüyüşü de öyle değil mi! Kâbe den başlayan ışık hızı ile
Burak denen vasıta ile ziyaret edilen ve onurlandırılan kent; Kudüs.
Peygamberler kenti ve ilk kıble; tevhidi ve adaleti haykırma adına ateşe
yürüyen peygamberin; Yahudilerin kıblegâhı olan sermayenin sembolü altın
buzağıyı ateşe atan Musa ve Harun kardeş peygamberlerin kenti; Kudüs. Orada cemaate/cemaatle
namaz kılmayı işaret edilen ve nebilere namaz kıldırılan kent; Kudüs.
100 yıla yakındır özgürlüğü bekleyen kent Kudüs. Her
Mirac gecesi hüznü bir kat daha artan Mescid-i Aksa. Cuma namazı özgülüktür.
Özgür Cuma namazı kılmayı bekleyen Mescid-i Aksa. Yakup un Yusuf u beklemek
için inşa ettiği Hüzün Kulübesi gibi, Kudüs ün sokaklarında hüzün kulübesi inşa
eden ve bekleyen; Mescid-i Aksa. Ümmeti bekleyen; dullar, yetimler, çocuklar,
yoksullar, çaresizler; Filistinliler ve Kudüs.
BEKLEYEN VE BEKLENEN
Çağların beklediği, kâinatın beklediği, meleklerin
beklediği, kölelerin beklediği, fuhşa konu olan kadınların beklediği, Mekke de
açmaktan korkan yabani güllerin beklediği; insanlık ve onur için beklenen;
göklerde bekleyenin beklediği; beklenen rasul Hz. Muhammed (s.a.v.).
Çağlara konu olan yolculuk başlıyordu. Kur an mucizesini
göremeyenlerin Mirac mucizesi ile görmeleri isteniyordu. Ebubekirleri sıddık
kılacak ve O söylemişse doğrudur dedirten yükseliş küresel bir hal alıyordu.
fedake ebi ve ümmi annem ve babam sana feda olsun diyecek, sahabesi ve
kardeşlerim dediği kıyamete kadar gelecek Müslüman kadın ve erkeklerin,
teslimiyetini göklere çıkaran yolculuk; Mirac başlamıştı. Peygamberlerin gıpta
bakışları arasında Cebrail (as) ile devam eden yükseliş. Cennet ve cehennem
sahnelerini gören gözler. Sevinen ve sevdirilen nebi (sav). Bekleyen ve
bekleneni anlatan; İsra, Necm suresi ve Tahiyyat duası. Essalamu aleyke
eyyühennebiyyi ve ala ibadillahissalihin
BEKLEYENİN
BEKLEDİĞİNE VERDİKLERİ
Bekleyenin beklediğine sundukları vardı. Bu yolculuk
fantezi bir yolculuk değildi. Bu yolculukta aşk, gözyaşı, sorumluluk, ümit,
mücadele, cihad ve namaz vardı. Beklenenin bekleyene söyledikleri vardı;
ben/biz sana iman ettik, işittik ve itaat ettik ki dönüş sanadır. Biliyoruz ki
sen biz gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bizden istemezsin. Fakat hata edersek,
unutursak ve yanılırsak bizi hesaba çekme bizi avf et, bizi bağışla, bize
rahmet et ve sen bizim Mevla mızsın ve kafirlere karşı bize zafer nasip et.
Öyleyse bilincin, muhabbetin, onaylamanın, kararlılığın,
tövbenin, mücadelenin, çalışkanlığın ve cihadın adı; Mirac. Çünkü bu yolculuk
ta yaşananlar sıradan bir seyahati göstermiyordu. Onu (sav) değil cennette
bekleyenler, rüyalarında bile görmek isteyenlerin kuşanması gereken değerler;
ahlak, adalet, tövbe ve mücadele/cihad olmalıydı. Mirac ın çağlara üflediği
bilinç bu olmalıydı
TAKVA AYDINLIĞI
MİRAC
Bu kutlu yürüyüşün ve yükselişin öne çıkan en önemli
boyutlarından biri şüphesiz ki 5 vakit namazdır. Diğer farz ve nafile
ibadetlerin yanında Namaz ın bireysel ve toplumsal inşa edici rolü daha da öne
çıkmaktadır. Bilinç düzeyi yüksek bir namaz; köleliği, sömürüyü, zulmü reddeden
bir duruştur. Adaletten, üretmekten ve özgürlükten yana olan bir direniştir.
Yoksulluğa ve açlığa hayır diyen bir ibadettir. Ahlaktır, edeptir ve ibadettir.
Sabır, sebat/kararlılıktır. Irkçılığa hayır diyen ırk temelli tüm ideolojileri
reddeden ve ümmet bilincini öne çıkaran bir algıdır namaz. Daha da önemlisi bir toplumu dönüştüren ve Müslümanlaştıran
ibadetin/davranış biçiminin adı; namaz.
Mirac ve diğer geceler yeniden ümmetin yolunu aydınlatan
kandillere dönüşmelidir. O kandillerin yakıtı; bilgi, birikim, bilinç ekseninde
takva olmalıdır. Takvanın tanımı ise ahlak, adalet ve üretimdir.