Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Mahmut Olgun


Kendini Unutan İnsan Barbarlık Üretir

Mahmut Olgun'un "yeni" yazısı...


“Gerçek keşif, yeni topraklar bulmakla değil; aynı toprağa yeni bir gözle bakabilmektir.”

İnsanlık uzun zamandır büyük bir yanılgı içindedir…

Kendini tanımadan dünyayı tanıyabileceğini, tanımlayabileceğini sanıyor.

Oysa “insan” denen varlık, kendi kendini keşfetme eylemini başlatmadan, kendi kendini tanımadan hiçbir şey elde edemez. 

O insan ki kendi kendisini unutur, sadece cehalet değil, barbarlık üretir hale gelir.

Bütün bir insanlık ailesi olarak bugün tam da bu noktadayız.

Bakışlarımız çarpık, düzensiz bir şekilde büyüyor, ama bunu gelişme olarak telakki ediyoruz.

Ruh küçüldükçe barbarlık büyüyor, insanlıktan uzaklaşan bir tür haline geliyoruz.

Kendini unutan, nefsine yenilen, inançsızlıkla donmuş bir insanlık tablosu karşımızda duruyor.

İnanç ve iman ışıkları sönmüş, “İnsan = İman” denklemi bozulmuş durumda.

Oysa rehber insan şöyle demişti: ”İman insanı insan eder, belki de sultan eder. Küfür ise insanı gayet aciz, canavar bir hayvan eder.”

Bugün bu sözlerin yankısını Gazze’de, Sudan’da, Yemen’de, Suriye’de, Filistin topraklarında duyuyoruz.

Yıkılmış şehirler, paramparça çocuk bedenleri, suskun vicdanlar...

Kendini unutan, kalbini mühürlemiş insanın bıraktığı izlerdir bunlar.

Barbarlık artık sadece tarihte değil; canlı yayınlarda, sosyal medyada, dünya liderlerinin soğuk sessizliklerinde karşımızda duruyor.

Kendini “medeniyet” zanneden bir dünya, insanlığın çığlığını bile duyamayacak kadar sağır hale geldi.

Gazze’de bir anne, evladının cansız bedenine sarılırken dünya ekonomisinden, diplomasiden, stratejiden bahsediliyor.

Sudan’da açlıktan ölmek üzere olan çocuklar, büyük devletlerin çıkar hesaplarına kurban ediliyor.

Ve biz hâlâ gelişmekten, ilerlemeden, uygarlıktan söz ediyoruz...

Evet, insan kendi kendini unuttu.

Varlık sebebinin farkında değil.

Şu anda birçok bölgede insan, barbarlık üretiyor. Oluk oluk kendi kanını akıtıyor, hemcinsini vahşice boğazlıyor.

Ve o barbarlık, toprağı da, gökyüzünü de kana boyuyor.

Bir an durup kendimize bakalım:

Dün hangi yüzle göründük?

Bugün hangi yüzle görünüyoruz?

Yarın hangi yüzle görüneceğiz?

Kendimizin farkında mıyız?

Yoksa sadece varmış gibi mi yapıyoruz?

Aslında insanın ilk görevi başkasını değil, kendini tanımaktır.

Kendini tanımayan, Rabbini de tanıyamaz, başkasını da tanıyamaz.

Bu yüzden “Oku!” emri, sadece bir kitap emri değil; bir varlık çağrısıdır.

Kur’an’ın ilk emrinde bu sır(hikmet) gizlidir:

İkra/ bi-ismi rabbike-lleżî ḣalak

(Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!)

Ey insan!

Kendini oku… Yoksa kaybolursun.

Bugün dünyayı kana bulayanların unuttuğu bir hakikat vardır.

O hakikat şudur:

İnsanı yeniden insan edecek olan tek yol, İslam’ın değerleriyle yeniden buluşmaktır.

Merhamet, adalet, hakkaniyet ve vicdan; hepsi o değerlerin içinde saklıdır.

Eğer insan, imanın ışığında kendini yeniden okur, Kur’an’ın aynasında kendini görürse, Gazze’nin, Sudan’ın, Yemen’in, Suriye’nin ve yeryüzünün kanı diner.

Yoksa kamerası açık bir dünyada, biz yine karanlığa poz vermeye devam ederiz…

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR