Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ZEYNEP KILIÇ


Hadi Kepler Havaya

Zeynep Kılıç'ın "yeni" yazısı...


Daha dün annemizin kollarında yaşarken. Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken, şimdi okullu olduk. E sınıfları da doldurduk Sevinçliyiz hepimiz Hadi yaşaaaasııın okuluuuumuuuz. Ya işte bu kadar. Bu ilk okullarda öğrenilen ilk şarkıdır. 1761’de yayınlanan “Ah Vous dirai-je Maman” adlı Fransız melodisine dayanır bu melodi daha sonra Mozart tarafından tema olarak kullanılmış ve varyasyon formunda bestelenmiştir. Bu varyasyonlar oldukça ün kazanmıştır. Ahmet Muhtar Ataman tarafından bu varyasyonlara Türkçe sözler yazılmıştır. İlk okula başlayan hemen hemen her öğrencinin dilindeki ritimdir bu. Dedim bu melodide bir tuhaflık bir acayiplik yani bir ecnebilik var. Sonradan anladım ki Fransız melodisine dayalıymış. Malum biz modernlerin her yolunun sonu bir Fransız’a ya da ecnebiye çıkmazsa çıkmazımızdır. Çünkü modern medeniyetler can suyunu hep somut bir belgeden, maddeden, materyalden alır. Yani bir nebze onun tüm eylemleri, söylemleri aksiyonu maddecidir ruhu bile materyalisttir. Tüm çabası pragmatisttir. Güce tapar bilgiye değil (siyantizm) bilginin gücüne değil gücün bilgisine tapar. Kar ve kazancı sağlamayan hiçbir bilgiyi bilgiden, değerden saymaz. Hikmet eksenli ilmi metodolojiyi ter keder. Rasyonel aklın hesapçı aklın kulu kölesi kesilir. Mecaz olanla aşkın olanla işi olmaz. Geleneksel eğitim usullerinin yerine modern okulu koyar icazet ehliyet ve liyakat yerine noter onaylı diplomaya bakar. Kopyala yapıştır usulü kursların sertifikalarına tapar. Takım elbiselilere, armalara, rütbelere, itibar eder. Öyle değil mi yoksa ben mi modern medeniyete çok yüklendim. Bence biraz öyle. Örneğin ünlü Fransız dilbilimci Emile Benveniste yanılmıyorsam 27 dil biliyordu ama adamın ölümüne kadar doğru dürüst bir arabası olmamış kendi ayaklarıyla gezmiş tozmuş. İşte ama hangi birimiz aç karnına bedavadan lillah billah bir maneviyat adına kültür ya da değer adına bir iş işler oldu. Adama deli muamelesi yaparlar.  Yani ne bunca sene dolaştın, durdun, okudun da okudun ne oldu. Hani onun karşılığı cepleri ısıtacak eli avucu, en önemlisi de gözleri dolduracak birkaç banknot isterler ya. Ya da yaldızlı noter onaylı bir kâğıt parçası bir diploma vs. Öyle değil mi ki örneğin yaşadığımız devleti 20 yıldır iyisiyle, kötüsüyle, eğrisiyle, doğrusuyla yöneten bir kadro var bu kadronun bir hükümeti bu hükümetin bir başı hatta ve hatta bu devletin başı, eski tabirle bir reisi var.  Demokratik seçimi ile yasaması, yürütmesi, yargısı ile doğrumu doğru. Bu reis, bu başkan bütün bir dünya ile muhatap mı muhatap. Bu reis müttefikliğimize rağmen ahanda daha da Davos’a gelmem dedi mi dedi. Mavi Marmara küskünlüğü bir yana One munite one munite dedi mi dedi, demedi olmasın. Demokratik açılım sekteye uğramış olsa da Aylan (Alan) bebeğin fotosunu BM’ye karşı sundu mu sundu. Zikzaklar da olsa Batı doğu blokları arasında hala kalas gibi durmaya çalışıyor muyuz çalışıyoruz. Esad ile muhabbeti başa kakanların, bugün daha Esatçı kesilenlerin Suriye’ye girilmesin, girilmesin itirazlarını aldırmadan Suriye’ye girdimi girdi. Nerdeyse Lale devrinden beri kaybedilen Osmanlı topraklarına bir karış bile eklenmezken Afrin’de, İdlip’te, Kobani’de, Kandil’de, nerdeyse Erbil’e varacak dereceye misakı milli haritası genişliyor mu genişliyor. Moskofun demir yumruğuna yumruk Osmanlı tokattı hazır olda duruyor mu duruyor. Şii hilalinin önünü bir Türk armasındaki yıldızlarla kapatıyor mu kapatıyor. İki devlet bir millet kampanyasını başarıyla yürütüyor mu yürütüyor. İngilizlerin Osmanlıyı yıkan nüfus yoğunluğu dolaplarına karşı rabia işaretini yapar gibi parmaklarıylan üç çocuk yapın dedi üç çocuk, he sen mi bakcan dediler. Gülüyorum ağlanacak hallere ama bir Kürt olarak bir şey diyim mi galiba Türk gardaşlara iyilik de yaramıyor.  Erimeyin diyor çoğalın diyor. Bunun onlara cazip gelmesi için illa Elon Musk’ı mı bekleyecekler. Hani Elon Musk (Teslanın sahibi) ironik bir şekilde robotlara karşı insan doğurun diyor ya. Evet seçim malzemesi olsa bile olsun alın size size emlak, konut, arsa. Kürtler İstanbul’u zapt etti sandık meğerki Zeytinburnu olmuş Persistanbul, Fatih olmuş Arabistanbul, yani İstanbul olmuş Hindistanbul. Aman aman muhalefet duymasın ifrat ve tefrite kaçarlar kaş yapalım derken bu sefer göz çıkartırlar İstanbullu insanbuldan ederler. Beyazıt meydanı gibi daha tamamlanmadı ama ben çok sevinmiştim Beyazıt meydanının yeniden düzenlenmesine. Böyle güzel tarihi ve merkezi bir meydan nasıl bakımsız olabilirdi. Üniversite girişinin taşları yani merdivenlerinin düzeni baya hoşuma gitti ama gel gör ki ana meydana yerleştirilen taşlar giden taşları aratır tarzındadır. Düm tek, tek bata çıka yürünüyor. Oradaki elemanlara ya usta bu taşlar öylemi kalacak törpülenme olayı falan filan yok mu diye sordum. Yok kardeş bu böyle kalacak o taşları kim seçmişse artık dedi. Yazık dedim keşke hiç değişmeselerdi daha iyiydi.   D.  8’le Şangay fotoğrafı karşılaştırılması yapılıyor. Aslında budur liderlik evet Hocanın liderliğine ceketlerin düğmesi iliklenir fakat Talebesi Millî görüş gömleğini çıkardığını söyleyeli çok olmadı mı?  Globalleşen, küresel bir köye dönen bir dünyada siyasetten milli kalmak ne derce doğrudur o da ayrı bir soru.

Evet bütün bunları niye anlattık enerjimizi boşa harcamaya bayılan bir milletiz. E neymiş derdimiz efendim, 20 yıldır başkanın diploması niye yokmuşu tartışıyoruz. Aman da dünyanın sonu. Diploma olsa ne çıkar olmazsa ne.  Diplomayı ne yapacaksınız kiraya mı vereceğiniz ne? Yahu nerden geliyor bu diploma aşkı bu bir rant-taht kavgası mı yoksa gerçekten bilginin bilgeliğin aşkı mı?  Eğer içimizden Musevi kökenli bir vatandaş çıkıp da başkan benim sıra arkadaşımdı demeseydi içimize hiç su serpilmeyecek miydi? Sus pus olmayacak mıydık? Diğer bir muhalif adam inadına parazit yapıyor o zaman da ekonomist miydi diye, yok o zamanda siyasetçiydi diyesi geliyor insanın. Aldık mı şimdi ağzımızın payını oldu mu şimdi hadi başımız göğe ersin. Hepsini geçtik de başka bir sahnede birisi devletin başına muhalefeti hatırlatmaya çalışırken olan nerdeyse tarafsız bölgeye olacaktı. Açıkçası bu sahneyi izlerken refleks olarak eyvah eyvah Reis ne yaptın da dedim.  Ama olan olacağına varır. Siyaset adamı hiç affeder mi heeç.. Muhalefetin başı ise yine yandaş medyaya çattı meğerki muhalefette her şey güllük gülistanlıkmış yandaş medya bozuyormuş. Peki yandaş medyayı geçtik fondaş medyaya ne diycen. Üstelik Hükümet kadın da medyada öne çıkan ve kendilerini CHP’nin sözcüsü gibi gören bazı isimlerin özensiz bir dil kullandıklarını görüyorum diyor. Bu durum neye benzer biliyor musunuz? Yunan takımı AEK Atina stadyumuna Ayasofya adını verip açılışta kemençe çalıp horon tepmesi gibi bir şeydir. Yine gündem o kadar karışık ki galiba insanların kafaları gündemden de karışık birisi çıkmış diyor ki Türkiye de Euro’nun geçerli tek para birimi olmasını ve habire değer kaybedip hepimizi mahfeden TL’nin tarihe karışmasını istiyorum demiş.  Altına da şöyle yorum yazmışlar, Tl yerine sen ve senin gibiler tarihe karışsa..  Halimiz İstanbul-Ağrı yolcu seferini yapan nerdeyse amuda kalkarak direksiyon başında Kürtçe halay şarkısı eşliğinde halay çeken otobüs şoförünün hali gibidir. Allah sonumuzu hayr eyleye.

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR