Seyit Ahmet UZUN

Tarih: 18.07.2023 00:11

GÖNÜLDEN DİLE GELEN DUALAR

Facebook Twitter Linked-in

 

Mehmet Nezir Gül- Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları

Gönül ve dua…

İnce ve zarif bir kalpten içli bir şekilde dile getirilen dualar maddi ve manevi dünyanın sorunlarına bir Umut ışığı olarak sunulmaktadır. 

Aslında yazar diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da inşirah bulmuş bir kalbin sesini, entelektüel birikimi, geniş düşünce ufkunu kalemden satırlara dökmektedir.

Kitap isminden de anlaşılacağı üzere duanın mahiyeti, adabı, şartları, kabul olunacak zamanları, günlük hayatımızda duanın önemi gibi konular üzerinde durmaktadır. 

Kitap on beş bölümden oluşmaktadır. Giriş, Allah Teala, Peygamber Efendim, İnsan, Yaratılış, Eğitim, Sosyal Hayat, Aile, İyilik, Kötülük, Alın Teri, İrfan/Tasavvuf, İbadet ve Kâinat konularıyla ilgili gönülden dile gelen sözleri içermektedir. 

Her bölüm duanın içeriğine göre belirlenmiş olup zamana, olaylara, şartlara yönelik duaları içinde barındırmaktadır. Her bölümde okuyucuya ufuk açacak duygu ve düşünceyi genişletecek ifadeler bulunmaktadır.

Kitaptaki dualara baktığımızda kadim bir geleneği iç dünyasında yaşayan bir Müslümanın sessiz feryadını, dertlerini, duyarlılığını görmekteyiz. Yazar dualarında ayetlere, hadislere yer vererek dualarının Allah ve peygamberden ilhamla dile getirildiğine atıfta bulunmaktadır. Bunun yanı sıra dualarında özellikle çağımızda görülen yanlışlara da vurgu yaparak bunların düzeltilmesini istemektedir. 

Hamdele ve salvele…

“Güzel amellerde bulunan kullarını seven Allah’a hamdolsun. Allah’ı seven ümmetini takdir eden yüce Rasul’e de salat ve selam olsun.”

Bu başlangıç okurlara hamd ve salatın ne kadar önemli olduğunu hatırlatması açısından önemlidir. Çünkü Allah’a hamd ve peygamberine salat bir Müslüman için duada en önemli başlangıçtır. Yazar bu vurguyla bizleri kadim geleneğin derin ilmi iklimine de misafir etmektedir.

Giriş kısmı duanın genel özelliklerini belirttikten sonra Kur'an’dan ve hadislerden örnek dualarla süslenmiştir. Bu dualar inanan insanların kalbi dünyasına bir nur, bir şifa, bir ufuktur.

“Onlardan bir kısmı da “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru derler.” Bakara/ 201

“Allah’ım ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul olunmayan duadan, fayda vermeyen ilimden ve bu dört şeyden sana sığınırım.” Buhari/ Deavat 38-40

Dualar isteyenin acziyetini, istenenin yüceliğini belirtmesi açısından önemlidir. Bunun için yazar duaların kime yapılması gerektiğini belirtme ihtiyacı hissetmiştir. Çünkü içinde yaşadığımız toplum ve zamanda Allah’tan başkasına yalvaran, dua eden ve istekte bulunanların olması aslında bu hatırlatmayı da gerekli kılmaktadır. Dua kitabında bu husus önemli bir yanlışı da gözler önüne sermiştir. Allah’tan başka varlıklara dua etmeyi üzücü bir durum olarak belirttikten sonra bu konudaki ayetleri düşünce dünyamızın istifadesine sunmuştur.

“Allah’ın dışında dua ettikleriniz (tapındıklarınız) ne siz yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım ederler.” Araf/97  Hac/12

Yazar Kur'an’dan aldığı ilhamla duaların sadece zorluk, sıkıntı, felaket ve musibet zamanlarında değil, bolluk ve refah, sevinç ve mutlulukta da yapılması gerektiğine vurgu yaparken ince düşüncesiyle şu hususun altını çizmektedir. 

“Bir insan rahatken hatırlamadığı Allah’ı 1Niçin zorluk anında hatırlayıp dua etti?” denemez elbette. Ancak kullara düşen görev, her an her zaman Allah’ı anıp dua etmek, O’na kulluğumuzu sunmaktır.”

Bunun yanı sıra yazar şu yanılgının da altını çizmektedir. Rabbimiz dualara icabet edip de dua kabul olduktan sonra sanki sorun kendisinin çalışmasıyla hallolmuş gibi bir tavrın içine girmenin yanlışlığını hatırlatmaktadır. 

“İnsanın bu konuda bir başka yanılgısı da sıkıntı anında rabbine yöneldiği ve Rabbinin de ondan sıkıntılarını giderdiği halde bunu kendinden bilmesidir. Kendi bulgusu, kabiliyeti, başarısı, teknik imkanları sonucu bunu başardığını iddia etmesidir.”

“İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz zaman (bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir) der. Hayır o bir imtihandır fakat çokları bilmezler.” Zümer/49

Yazar kitabın bütünlüğünde aslında duanın kullukla eş değer olduğunu belirmekte ve inanan insanları kaleme aldığı dualarla Rabbimize niyaza davet etmektedir. Bunu gündeme getirirken de duanın makbul olma şartlarının neler olduğunu belirtme ihtiyacı hisseder. Peygamberimizin bir sözüyle de haram ve günahları yaşam felsefesi haline getirenlerin dualarının makbul olmayacağının altını çizer. 

Yazar kitabında gönlünden dile gelen dualarla manevi iklime yolculuğunda bizi de yoldaş edinmektedir. Bir duasıyla birlikte kitabın gönle dokunan dualarına ulaşmanız dileğiyle.

KADİR GECESİ

Gecemiz ve günümüz hayırlı, uğurlu, bereketli olsun.

Bizlere bin aydan daha hayırlı bir geceyi lütfeden Yüce Rabbimize hamd olsun.

Bu gecede kendisine Peygamberlik tevdi edilen Hazreti Muhammed’e salat ve selam olsun.

Allah’ım!

Bu gece hürmetine hakkımızda hayırlı hükümler ver, şeref ve onurumuzu yücelt, güç ve kuvvetimizi artır, kıymeti olan kullarından eyle.

Kur’an’ı bizler için rehber, kılavuz ve hidayet kaynağı, feyiz ve arınma sebebi, cennet ve cemalullah delili eyle.

Şairin, “Bil kadrini zîrâ ki bu şehrin Şeb-i Kadr-i/Bî-şek, sebeb-i mağfiret-i âlemiyandır.”

“Bil kadrini zira ki bu Kadir Gecesi/Şüphesiz bütün evrenin bağışlanma sebebidir.” dediği gibi kıymet ve değerini Kur’an’dan alan bu geceyi hepimiz için af ve mağfiret vesilesi kıl.

Yaptığımız ve yapacağımız tüm duaları, Kâbe-yi Muazzama’da yapılan ve kabul edilen duaların arasına ilhak eyle.

İnanarak ve sevabını sadece Sen’den bekleyerek yaptığımız ibadetleri bu gece hürmetine kabul eyle, günahlarımızı mağfiret eyle.

Bizlere hayatımız boyunca her geceyi Kadir Gecesi gibi bilip ihya etmeyi, her gördüğümüz insanı Hızır gibi bilip iyi muamele etmeyi nasip eyle.

Bu gece vesilesiyle Rabbimizin izniyle, gecenin başından karanlık çekilinceye kadar, yeryüzüne inen melekler ve Cebrail’in selamladığı, dua ettiği, hüsn-i muamellerine/amellerinin güzelliğine şahitlik ettiği kullarından eyle.

“Gündüzü iyd ü gecesi Kadr ola dem-be-dem/ Bâri’ katında her dileği ola müstecab”

“Gündüzü bayram ve gecesi Kadir ola her an/Yaratan katında her dileği kabul edile” ifadesince bizlere mağfiret eyle.

“Olundu âleme müjde/ Getirir âlemi vecde,

Ağaçlar ediyor secde/ Mübârek Kadir gecesi.

Cümle âlem mesrûr olur (sevinir)/Hep günahlar mağfûr olur (affedilir),

Cümle yer gök pürnûr (nur dolu) olur/ Mübârek Kadir gecesi.”

“Allahumme, inneke afuvvun, tuhibbul afve, fa’fu ‘annî.”

“Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet.”

Âmin ve selamun alel mürselîn. Velhamdu lillahi Rabbil âlemîn.

Seyit Ahmet Uzun

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —