Nedense düğünler haramları helal kılıyor. Nedense düğünler günahları sevap kılıyor. Nedense düğünler yatak odası kıyafetlerini düğün pistlerinin vazgeçilmez elbisesi kılıyor. Nedense düğünler kadınları defileci mankenler haline getiriyor. Nedense düğünler çılgınca eğlenilen gazinolar haline geliyor. Nedense düğünler nikâhın çizgilerini silen çizgisiz alan halini alıyor.
Nedense düğünler dindarların (istisnalar hariç) aşamadığı bir engel haline geliyor. Düğünlerin beraberinde getirdiği İslam’a aykırı engeller bir türlü aşılamıyor. Düğün haricinde suyu üfleyerek içenler düğün kanalında boğuluyor. “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır” diyen dindarlar düğüne gelince İngiliz Yahudilerine benziyor. Neden sakallı takkeli erkekler, çarşaflı abiyeli kadınlar, din eğitimli! Okul mezunları; düğünlere gelince takkelerinden, abiyelerinden ve aldıkları eğitimin felsefesinden yüz çevirirler. Ya da kariyer sahibi beyler, dindar nesli dillerinden düşürmeyen yöneticiler; dindar olmayan düğünlerden dindar nesil bekliyor.
Dindar babalar ve anneler veya ebeveynler kendilerinin yapamadıkları, gözlerinde kalan şeyleri damat ve gelin üzerinden gerçekleştirdiklerini sosyo-psikolojik açıdan söylemek sanırım abartılı olmaz. Yani içlerde kalan bir uhde gibi. İslami hayat bir tercih değil de mahalle baskısı gibi zorunluluk sonucu dindar olanlar veya miras sonucu dindar olanlar, fırsat buldukları yerlerde kendilerini sekülerce ifade edebiliyorlar. Eleştiri gelince mazeret hazır gençler istiyor. Gücümüz yetmedi!
Çok korkunç ve ilginç yanı da var bu düğünlerin. Dansıyla, oyunuyla, ahlaksızlığıyla, israfıyla, günahıyla, el gördüğüyle başlayan ve devam eden bu düğünlerin; sonunun dindarca bitmesi yani Kur’an-ı Kerim okuyarak ve dua ederek sona ermesi. Theend. Finish. Yani isyanı Kur’an ve dua ile taçlandırmak. Hoca ünvanlı insanların günaha ortak olması ve düğünü icra etmesi gerçekten anlaşılan şey değildir. Dindarların dillerinden düşürmedikleri peygamber yaşayışında böyle bir uygulama var mı? Yok! O halde kendi isyanlarına neden kutsalları alet ederler…
Kendilerini değiştiremeyenlerin başkalarını değiştirmesi mümkün değildir. Gazze günah ve isyan üzerinden özgürlüğe kavuşturulamaz. Mazlumların beklentisi haz ve hızların tatminiyle gerçekleştirilemez. Düğünlerde, mezuniyet törenlerinde günah ve isyan engelini aşamayanların; dindar bir hayat beklentilerinin olduğunu söylemek inandırıcı bulunmayacaktır. Söylemleri din olmasına rağmen yaşantıları Fin olanların mesleği inanç hırsızlığı adını alacaktır.
Dindar dini dar eden değildir. Dindar dinini ev/yaşam haline getirendir. Yeni bir dindarlık türü gelişiyor; tam olarak ifade edilmese de seküler dindarlık!