Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Mahmut Olgun


Davut’un İzinden Gidenler Kısır Döngüde

Mahmut Olgun'un "yeni" yazısı...


Tarih boyunca savaşlar sadece kılıç ve mızraklarla değil, semboller ve hikâyelerle de yürütülürdü. Talut ordusunu yönetirken genç Davut, basit bir sapan taşıyla Calut’u yenmişti. O taş, mazlumun zulme karşı zaferinin simgesiydi. Bugün Filistinli çocukların elinde tuttuğu taş da aynı mesajı taşıyor: Basit olan bir şey adalet uğruna direnirken zalime karşı etkili olabiliyor. Ama bugün modern savaşın acı gerçeği değişti; Calut artık füzeler, tanklar ve savunma sistemleriyle temsil ediliyor. Ölenler ne Calut ne de yandaşları; ölen masum çocuklar, anneler ve bebeklerdir.

Bugünün Calut’u artık sadece savaş meydanında değil; laboratuvarlarda, üniversitelerde ve üretim tesislerinde silahlanıyor. Yapay zekâ, çip teknolojisi ve biyoteknoloji ile hakimiyet kuruyor, ahlaklı bilim insanı yetiştirmeyi engelleyerek beyin göçü oluşturuyor. Kısacası, Calut artık fiziksel güç değil; bilgi ve teknoloji hâkimiyetini kurmuş durumda.

Davut ise, hâlâ kendi sapanıyla bekliyor, ama dönüşemediği için Calut cirit atıyor. Ne yazık ki, çekişmenin bedelini hep çocuklar, kadınlar ve masum siviller ödüyor. Sorun sadece Netenyahu Calutu’nda değil; birçok ülke de ahlaki cesaret göstermediği için Calut istediğini yapıyor.

Evet!

Davud’un sapanı olmalı, hem de basit ama stratejik araçlar şeklinde. Bu sapan teknolojik ve bilimsel alanlarda kullanılmalıdır. Yazılım ve siber teknolojili sapan taşı...

Düşük maliyetli yüksek etki yaratan, çip üretimi ve bağımsız teknoloji ile dışa bağımlılığı kırmak, ilaç ve biyoteknoloji ile sağlıkta adaleti sağlamak, bilim insanı yetiştirmek.

Teknolojik üstünlük zalimin elindeyse masumlar acı çeker. Hak ve adalet mücadelesi sadece savaş meydanında değil; bilim, eğitim ve teknoloji alanlarında da sürdürülmelidir. Bugün ölenler Calutlar değil; ölen, Davud’un torunları ve küçük kardeşleridir. İnsanlık sessiz kaldıkça, yalakalık yapanlar ve Calut’un yanında saf tutanlar, mazlumun karşısında kendi utançlarını saklayamayacaklardır.

Peygamberlerin kutsal yürüyüşlerini ve o dönemin kültürel öğelerini doğru ayırt etmeden Davutlar ortaya çıkamaz. Bugünün Davud’unu arıyorsak, önce o peygamberlerin yürüyüşlerini ve yaşam tarzlarını, günlük yaşam biçimlerinden ayrı olarak anlamalıyız. Zamanla bu yürüyüşe Arap kültürü, Yahudi ve Hristiyan kültürü ve hurafelerle dolu tarih katıldı; saf olan çizgiyi bilerek bulanıklaştırdılar ve direnişin netliği bozuldu. Hakikat olmayan bu eklemeler çıkarıldığında, yürüyüşün asli ve berrak çizgisi ortaya çıkar; işte o zaman Davud’un sapanı işlevini fazlasıyla yerine getirir. Direniş ve adalet mücadelesi daha çok etkili olur.

Mazlumun zaferi artık, basit bir taşın gücünde olduğu kadar, akıl, vicdan ve bilimin ışığında şekillenecektir. Ahlaki üstünlüğe sahip olanlar parmaklarını kıpırdattığında, Netenyahu Calutu’nun ve yandaşlarının devasa orduları bile taşın ve adaletin karşısında duramaz. Belki o gün, masumların bedeli daha az ödenir; fakat o gün, hak ve vicdan galip gelecek, iyiler kazanacaktır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR