Sağlık alanındaki bürokraside ise daha ağır sorunlar yaşanmakta. Sağlıktaki özelleştirmelerin kamu sağlık hizmetleri alanında oluşturduğu ağır vesayet her geçen gün artmakta. Sağlık hizmetlerindeki özelleştirmeyi sağlık turizmi alanında dünyada öncü olma ve ekonomik katkıları düzeyine indirgenerek değerlendirilemez.
Sosyal devlet olmanın en önemli göstergelerinden biri sağlık hizmetlerinin tüm yurttaşlara kar amacı güdülmeksizin en düşük maliyetle iletilmesi olmalıdır. Yaşanan süreçte kamu sağlık kuruluşlarında özellikle operasyon, sürekli takip ve kontrol gerektiren hastalıklarda SGK kayıtlıların ücretsiz hizmet alabilmeleri özel tanıdık ve referansalar üzerinden ancak gerçekleşebildiği, birçok kişinin de ulaşmadığı bir sağlık bürokrasisiyle karşı karşıya kalınmakta olduğunu belirtmek gerekir.
Uzmanlık gerektiren tedavi hizmetlerin de ise yurttaşların kahir ekseriyeti, randevu alamamaktan, tahlil ve teşhis için gerekli diğer test ve uygulamaların çok uzun zamanlara yayılması gibi nedenlerle özel sağlık kuruluşlarına mecbur bırakılmaktadır.
Özel sağlık kuruluşlarında belirlenen ücretler birbirinden radikal farklar göstermesi de bu aladaki bürokratik yönetim ve denetimin zayıflığını göstermektedir. Kamuda alınan bir sağlık hizmetinin, tedavin değerinin çok üzerinde fahiş fiyatlarla özel sağlık kuruluşları aynı hizmetleri vermektedir.
Kamunun dışarıdan, özel sektörden aldığı cihaz, tahlil vb. hizmetlerde dönen bürokratik lobi ilişkilerinin ise başlı başına incelenmesi gerekir. Bu cihazların kullanım limitlerini arttırmak için doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik özel sektörün ürettiği mobinglerin, teşvik rüşvetlerinin ve diğer tüm kirli ilişkiler ise sokaktaki sıradan yurttaşların konuştuğu yani herkesin bildiği bir sır(!) olarak normalleştirilmektedir.
Kamu çalışanları ve kimi kurumsal firmalar Tamamlayıcı Sağlık Sigortaları ile ilgili paketler satın alarak özel hastane ve kuruluşlardan sorunsuz, gecikmesiz ve ertelemesiz hizmet alma yoluna yönelmektedir. Bu durum sağlık hizmetlerinde sınıfsal farklılığı meşru ve kalıcı hale getirmesi sonucunu kaçınılmaz kılmaktadır.
İlaç dünyası başlı başına şaibeler, muvazaalı rant ilişkileri ile karanlık bir imparatorluk alanına dönüşmüştür. Yine ayı alanla ilgili takviye edici ürünlerin sayısı hızla artmakta ve tamamen ekonomik güce endeksli sınıfsal bir boyut oluşmaktadır. İlaç sektörünün küreselleşmiş ahtapot kulları tüm dünyayı tehdit ettiği gibi ülke bazında önlemler alınmadığında aynı sömürü ağının bir parçası olmaktan kurtarmasının mümkün olmadığını görmek gerekir. Son KOVİT salgınında aşı süreçlerinin küresel boyutlarda ortaya çıkan olumsuzlukları tüm dünya deneyimledi.
Kısaca sağlık alanı tüm boyutları ile evrensel ahlak, vicdan ve insana yararlı olmayı merkeze alan temel ilke ve değerler üzerinden ele alınmalı ve organize edilmelidir.
Yine bürokrasimizin en netameli olduğu alanlarda biride yargı alanıdır. Toplumsal vicdanın tatminliğinin devlet örgütlenmesi üzerinde görünür kılınan en stratejik alan tüm unsurları ile yargı bürokrasisidir. Bu alanda yargı bağımsızlığı ilkesi ile yargının siyasallaşması kıskacında gelgitlerin yaşanmasının oluşturduğu parçalanmışlıklar sistemde onarılması güç fay hatlarına dönüşmekten kurtulamadığının altını çizmek gerekir.
Çıkarılan yargı paketleri toplumda yaşanan suç-ceza dengesini yargı bürokrasisinde güçlü bir karşılık oluşturması beklentilerine odaklıdır. İhsas-ı rey temel evrensel insan hak ve özgürlüklerini merkeze alan duyarlılıklar üzerinden şekillenmelidir. Soruşturmadan çıkıp cezalandırmaya dönüşen uzun tutukluluk sürelerine karşın işlenen planlı kasti cinayet ve suikastların organize suç örgütlerinin rant alanlarına dönüştüğü süreçlerin yargı bağımsızlığının sistemsel ve ilkesel uygulamaları üzerinden optimize edilmesi hedefi gözetilmelidir. Bürokrasizimin en çürüten boyutu olan rüşvet, kayırmacılık ve siyasi hamilik referans ilişki ağı sistemsel travmatik bir sorun olmaktan çıkarılmalıdır.
Yargı bürokrasiziminin en temel sorunlarından bir dava süreçleri ile ilgili yüksek maliyetlerdir. Avukatların icradan, iş uyuşmazlıklarına kadar devlet sisteminin zayıf kalmış duyarlılık alanlarından yüksek karlılıklar ve belirlenen yasal hak edişlerin üstünde keyfiliklerin neden olduğu rant alanlarının önlenmesine yönelik sistemsel düzenlemelere ihtiyaç vardır. Ödeme riski yüksek dosyaların hukuk büroları tarafından değerinin çok altında bedellerle bankalardan, şirketlerden satın alınarak icra dosyaları üzerinden vatandaşa yönelik bir yasal tehdit ve soyguna dönüşmesi avukatlık sisteminin bir diğer zayıf tarafıdır. Savcılık soruşturma süreçleri ve mahkeme süreçlerinde hâkim inisiyatifleri evrensel hak ve özgürlüklerinin korunması ve yaşatılmasına odaklı güçlü bir empatik yaklaşıma dayandırılmalıdır.
Tüm yargı metinlerinin kadim medeniyet değerlerimizin ikliminde düzenlenmesi tüm toplumsal kesimlerin devlet sistemi ile ilgili, güçlü, güven ikliminde bir buluşmayı beraberinde getirir. Bugün artık kurucu devlet koşullarının çok üstünde bir ülke hasılası var. Dolayısıyla temel bir sorun olan yargısal tüm metinlerin eklektik, ithal yapısallığının kendi medeniyet iklimimize uyumlu buluşmasını sağlayacak değişim dönüşüm ve düzenlemelere ihtiyaç olduğu yaşana deneyimler göstermektedir.
Bürokrasizm ile devlet sisteminin seçilmiş iktidar yönetimi ile niteliksel ilişkileri evrensel temel değer ve erdemler temelinde tüm toplumsal kesimlerin yarar ve menfaat odaklı şekillenmelidir. Devlet temelde bir hizmet organizasyonudur. Bu niteliğini asla kaybetmeyecek bir bürokratik sistem paradigması üzerine odaklanılmalıdır. Aksi durumlarda bürokrasizimin ahtapota dönüşen kolları devlet aygıtını bir zulüm mekanizmasına dönüştürdüğü gibi özel sektördeki tüm devasa örgütlü yapıları da aynı pervasızlığa dönüştürerek insanın değersizleştiği, evrensel erdem ve değerlerin kaybolduğu bir statükonun insafsızlığına yaşamın tüm alanları mahkûm kalacaktır

