Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ülkü ARAS


Biz Seni Tanıyabildik mi Ali

Ülkü Aras'ın "yeni" yazısı;


Seni yücelten; haksızlıklar karşısında mazlum olman değildi elbet, güçlüyken merhamet eden gönlün ve İlahi şahsiyetindi.

Seni güçlü kılan; düşmanın senden korkması değildi elbet, gücün dillere destanken gücü kendi nefsin için kullanmamandı.

Bir yanda kuyulara derdini anlatırken, diğer yanda düşkünlere yardımcı olmak için hurmalıkları sulamandı.

Rükû halindeyken yüzüğünü sadaka verebilmen, gösterişten uzak ibadetin, ilimde meşale olman, yalnızlık da teslimiyetindi.

Hayber savaşını komuta etme yetkisi elindeyken askerlere hamur yapıp ekmek pişirebilmendi. 

Hem güçlü hem yetkiliyken sıradan görünen bir işi yapabilmendi.

Yetimleri geceleri ziyaret edip onları kucaklaman, ben varken babasız olmanızı unutun demendi.

Ölüm yatağında “kurtuluşu beklerken” yetimlerin son bir kez muhabbetini hissetmek için kapında dizilmeleri sende ki sırlardan biriydi sadece.

Hangi güç “adaletle, merhameti” aynı terazide denk tutabilir?

Hangi güç “bilgelikle, mütevazılığı “aynı terazide denk tutabilir?

Hangi güç “yiğitlikle, mazlumluğu “aynı terazide denk tutabilir?

Düşmanına merhamet eden sen; dostuna tahammül edemeyen benden ne beklersin?

Her soluğunda bir ”sükûnet haykırışı” varken; hangi cüretle konuşayım?

Sen konuşan Kur-an’ı Kerim iken hangi hakikatten bahsedeyim?

Sen ilimde nur iken ben cehaletimle karanlıklardan nasıl çıkayım?

Kendin için ne kimseyi sevdin ne de kimseden nefret ettin!

Nefretin, kinin, intikamın olduğu hiçbir yerde olmadın!

Senin için hükümeti idare etmek, onlarca yamağı olan bir çarıktan daha önemsizken; dünyanın değeri bir keçi aksırığı kadarken bizler bu yaklaşımın ne kadarını hayatımıza sığdırabildik?

Bazen makam sevgimiz bazen cesaretimizin olmayışından senin öğretilerini yalnız bıraktık. Seni tanımanın hakkını veremedik!

Biat etmek için evine gelen coşkulu istekli insanlardan Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan’ı ezilmekten zor kurtardığın o durumu şöyle dillendirdin.

“Halkın etrafıma sırtlanın boynundaki kıllar gibi üşüşmesi kadar beni ezen bir şey olmadı şu hayatımda”.

“Bir şey söylesem derler ki baş olmaya hırsı var sussam derler ki ölümden korkar” dedirten sessiz haykırışlarındı.

Teslimiyet bu olsa gerek, teslimiyette ki sevgi bu olsa gerek!

Teslimiyette korkusuz olmak bu olsa gerek!

Güzel ahlak bu olsa gerek!

Seni Sen yapan;

Düşmanla savaşırken “Allah’ım aramızı uzlaştır” demendi!

Boğazında kemik gözünde diken varken İslam dininin selameti için suskunluğu tercih etmendi!

Peygamberin naaşını yıkarken “sükûnetin de” dünya makamına tamah etmemendi!

Şehadet halinde And olsun Kabe’nin Rabbine kurtuldum deyişinde ki hüznündü!

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR