Selvigül ŞAHİN

Tarih: 10.05.2021 00:26

Bayram paylaşmaktır sevinci ve hüznü

Facebook Twitter Linked-in

Yaşadığımız coğrafyada, hüzün, keder, gariplik, yoksulluk, acı olsa da cennetten sağılmış arı duru tertemiz gülümseyişlerle yüreklere dokunur bayramlar…

Şimdi yaşadığımız zamanlar oysa topyekun bir imtihan zamanları. Dünyayı kasıp kavuran bir virüsle muhatap olduğumuz zamanlar. Bu günler de bayramın daha bir tesellisi olacaktır yüreklere… Kayıplarımızın, hastalıklarımızın arttığı ve ölüm haberlerinin ekranlardan naklen aktığı zamanlar…

Oysa zaman mukaddes bir mektup gibi gelir. Sonra bayram gelir… 

Neredeyse temizlenip arınmayan tek bir ev kalmaz. Temizlik ve sabun kokusuna kolonya ve tatlı kokusu sinmiştir. Bayram sabahlarının melek dokunuşlarıyla, sımsıcak selamlaşmalarla, çocuk çığlıkları ve ihtiyar dualarıyla dopdolu bayram evlerine konuk oluruz. Bu bayram seremonisi gün geçtikçe azalsa da her ev bayram sabahları gülümseyerek bakar gelen misafirlerine ve ev sahibesine… Bayramların o kutlu o mübarek havası her çehreye ve her mekâna sirayet eder. 

Bayramın cennet esintili havasını solumaya hazırlanırken, tüm telaş sarmışken çarşı pazarı, eviçlerini, kuşanmışken bayram sabahlarının arı duru havasını, çıkıp geliverir haberler. Bayramların içimizi kıpır kıpır heyecanlara sürüklediği, çocukların eteklerimize yapışıp yeni bir elbise veya ayakkabı aldırma dürtülerinin arasında, bayram temizliğiyle yorulan bedenimizi dinlendirme demlerinde gelir haberler… 

Suriye’den, Filistin’den, Mısır’dan, Arakandan haberler düşer ekranlara. Açlıktan ölümün eşiğine gelmiş sürü sürü çocuk görüntüleri, bombalamalarla birlikte ölüm haberleri, gencecik bedenlerin şehadet haberlerine karışır. Bir yandan garipliğimizin, yoksulluğumuzun, tüm acılarımızın hikâyesi, bir tarafta akan kardeşkanının derin feryadı düşer ekranlara...

Zamanın bereketli anlarına yüklenip gelen Bayramlar tüm acıları ortak duyumsamak ve dua zamanlarında topyekün bir uyanışla Allah’a yönelmek için eşsiz zamanlardır….  

Her türlü yozlaşmayı barındıran adaletsiz dünya sisteminin içinde canhıraş feryatlarla ağlayan Ortadoğu’nun, Filistin’in, Suriye’nin ve zulüm altında inleyen Doğu Türkistan’ının çocuklarıyla karşılıyoruz bayramı ve bayramın getirdiği sevinci. O zaman gülümseyişlerimize masum çocukların gözlerinden akan yaşın hüznü takılı öylece bir yanımız yaralı, kursağımıza takılan lokmalar kekremsi bir acının duraklarında bu sevinci erteliyoruz. Ertelenen sevinç, cennetten gelen bir mektup gibi oysa açılmayı ve içinden gelen haberlerle muhataplarını neşeye gark etmeyi düşünse de o meşhur dizeyi terennüm ediyoruz; “ Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime…”  

Ötelerden kutlu ve mübarek haberler gibi günlerimize gelen Bayramlar, modern zamanlara müdahale eder oysa. Modern zamanlar kendi gündemlerini ıskalamadan akıp gider bayram telaşlarının gerisinden. Postmodern ve modern zamanlar mübarek bayramları, tam da tüketim çılgınlığına dönüşen özel tüketim günlerine ayarlarken, modern muhayyileleri zaptu rapt eder. Adeta dinsel olana ve mübarek kılınmış bayramlara meydan okur.  Şifa duruluğunda akıp gelen cennet esintili kutlu bayramlara yer yoktur modern zamanlarda. Ve modernite zamanın bize kutlu ve aşkın kıldığı bayramları esenlik günleri gibi bize sunan mukaddes dinin aksine, şenlik havasıyla profanlaştırır ve tatil kültürünün ayrı bir tezahürü olarak kesintisiz zevklerle bezenmiş halde yaşatır…

 Ortadoğu coğrafyasında yaşayan tüm Müslüman halkların acılarına ve çiğnenmiş kutsallarına bir umut ve aşk sakası gibi teselli ve ümit taşıyıcısı olan mümin yürekler olmalı ülkemde oysa. Paketlenmiş tatil formatlarında tüketim çılgınlığının ayrı bir tezahürü olarak haz ve zevklerle bezenmiş bayramlardan ziyade, gerçek bayram sevinçlerini yaşayan mümin yürekler çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin hamisi olabilir. 

 Türkiye şu an tüm İslam coğrafyasında bir umut kapısı halini almıştır. Akan kanın durması, kardeş kavgasının nihayete ermesi, zulmün ve yokluğun pençesinden mazlum halkların kurtulması, çiğnenen kutsalların işgalden sıyrılması için Türkiye’ye ve bu topraklarda yaşayan her bireye büyük sorumluluklar düşmektedir.

Rabbim tüm mazlumlara, terkedilmişlere, kimsesizlere, yetimlere, inim inim inleyen hasta ve yoksullara, zulüm altındaki tüm mazlumlara ve bayramı terki diyar ederek kendi kutsallarını çiğneyerek mübarek zamanları tatil beldelerinde geçirip, zamanını katleden tüm insanlığa yaşanası bayramlar nasip etsin.

 Rabbim kendi rızasına uygun hallerde yaşayacağımız, tüm acılı coğrafyalarla beraber gülebileceğimiz gerçek bayramları yakın etsin. Rabbim gafil hallerimizden, cahilliğimizden, ihmalkârlığımızdan dolayı bizleri affetsin. 

Kudüs’ün postallarla çiğnendiği mübarek zamanlarda oradaki kardeşlerimize güç ve kuvvet ver Rabbim. Kurtuluş ve salah ver Rabbim. 

Tüm İslam Âlemine ve insanlığa kurtuluş olacak bayramlar duası ile, hayırlı bayramlar diliyorum efendim…

Kaynak: Milat Gazetsi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —