Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Mahmut Olgun


Allah’ı Merkeze Koymadıkça, Her İnsan Kendi İlahını Kendisi Yaratır

Mahmut Olgun'un "yeni" yazısı...


İnsanoğlunun geçmişine baktığımızda şöyle bir gerçekle karşılaşıyoruz; Evrenin yaratıcısını merkezden uzaklaştırma meselesi.

Yaratıcıyı merkezden uzaklaştırdığımız her dönemde, onun boşluğunu doldurmak için kendi ellerimizle ilahlar ürettik. Bu ilah bazen bir lider, bazen bir ideoloji, bazen para, statü veya kibir oldu. Bazen de insanın, kişinin kendisinin büyütülmüş şeklini tanrı ilan etmesi oldu. Ve her defasında bu “sahte ilahların” etrafında kesinlik inşa ettik; bu kesinliğin içinde tekçiliğin doğması meydana geldi ve bunu kutsadık; bütün bunların gölgesinde ise adalet, hoşgörü ve ahlak yavaş yavaş çürüdü.

Allah’ı merkeze koymayan her kişi, kişi tanrı yaratır. Yani kendi büyütülmüş şekline tapmaya başlar. Buna Allah adına ahkam kesilmek de diyebiliriz. Yani kendisini Allah yerine koyarak, kendi kendisinin büyütülmüşünü merkeze almasıdır.

Kişi tanrının gölgesinde kesinlik ortaya çıkar, tekçilik doğar ve bunun sonucunda hoşgörü başta olmak üzere toplumların maddi, manevi çöküşü ve esareti meydana gelir. Merkezden Allah çıkarılınca makara hep başa sarılır ve sefaletten çıkış bir türlü gerçekleşmez.

Kesinliğin kıskacı ise mutlak benlik olarak karşımıza çıkar, yani enaniyet.

Ben, ben, ben..... ve bir sürü ben...

İnsanın kendi ürettiği ilahların ortak bir yönü vardır:

Hepsi insanı, insanın kendisine tapmaya davet eder. Kendi büyütülmüş şeklini ilah olarak görür.

Bir düşünün…

Bir makamı merkezine alan, o makamı eleştirilmez kılınca “Ben olmazsam düzen çöker” diyen bir yönetici…

Kendi yaşam tarzını mutlak doğru kabul edip herkesi küçümseyen bir birey…

Toplumsal statüsüyle bütün doğruların ölçüsünü değiştirebileceğini sanan bir zengin…(Bu aynı zamanda paradan put yapar acıkınca da yer)

Aslında hepimiz aynı yanılgının içindeyiz veyahut bir yangının içerisindeyiz:

Kendi benliğini ilahlaştırmak ve kendi kendini ilahlaştırmak.

Bu noktada kesinlik duygusu vardır ve bu  kök salar.

Artık insanlar “böyle inanıyorum” demez;

“Böyle olmak zorunda” der.

Çünkü merkezde Allah olmayınca, kendi kurduğu küçük tahtın sarsılmasını istemez.

Bu cümlenin anlamı şudur:

Bir insan hayatının merkezine Allah’ı değil de kendi egosunu, çıkarını, makamını veya gücünü koyarsa, kurduğu bu küçük düzenin bozulmasından çok korkar.

Yani:

Allah merkezde olmadığında hakikat değil, kendi çıkarı kutsallaşır.

Bu yüzden kişi eleştiriye, farklı fikre veya değişime tahammül edemez.

Çünkü tüm düzeni kendi “küçük tahtı”, yani benliği üzerine kuruludur.

O tahttaki oturuşu sarsılırsa, kimliğini ve gücünü kaybedeceğini sanır.

Yani:

Allah merkezden çıkınca, insan kendi oluşturduğu küçük gücün tiranı olur ve onu kaybetmemek için her şeyi yapar.

Ve bu nedenle kişilerde tekçiliğin yükselişi meydana gelir akabinde dünyayı kendinden ibaret sanan bir anlayış gelişir.

İnsan kendi ilahını ürettiğinde, kaçınılmaz olarak “tekçiliğe” yönelir.

Çünkü merkezdeki ilah ne kadar küçükse,

onun etrafındaki duvarlar o kadar yüksek olmak zorundadır.

Kendi doğrularını mutlaklaştıran birey, toplum, devlet veya ideoloji; yaşamın çoğulluğunu tehdit olarak görür.

Bu yüzden:

Farklı konuşan susturulur,

Farklı düşünen afaroz edilir,

Farklı yaşayan dışlanır.

Yani “tek bir doğrunun” gölgesinde, toplum yavaş yavaş kendi kendini tüketir.

Hoşgörünün çöküşü merkezin kaymasıyla beraber kenarlar da kavga etmeye başlar.

Çünkü hoşgörü, insanın insana tahammül etmesi değil, yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmesiyle mümkündür.

Bir bahçeyi düşünün…

Merkezde bir kaynak suyu var.

Su akıyor, ağaçları besliyor, çiçekleri canlandırıyor.

Gün geldi; insanlar kendi kuyularını açmaya başladı.

Kendi suyunu bulan, diğerinin suyunu kirli ilan etti.

Kendi kuyusunu tek doğru sanan, tüm bahçeyi kendi etrafında döndürmek istedi.

Sonunda ne oldu?

Bahçenin suyu kesildi, ağaçlar kurudu.

Çünkü asıl kaynak unutulmuştu.

Toplum da böyle kurur gider. O(Allah) ise yerlerine başka toplulukları getirmeye kadirdir.

İnsanın kendi ilahını üretmesi modern bir putperestliktir.

Bugün kimse dağlara, taşlara tapmıyor belki…

Ama modern çağın putları var aramızda, kendi ellerimizle yapıp ettiklerimiz...

Bunlar daha tehlikelidir, çünkü görünmezler:

“Ben bilirim” putu,

“Ben haklıyım” putu,

“Ben merkezim” putu,

“Benim grubum kutsaldır” putu,

“Benim ideolojim tek gerçektir” putu…

Bunlar, insanın kendi ürettiği ama kendisini esir aldığı küçük ilahlardır.

Ve bu ilahların gölgesinde:

Kesinlik,

Tekçilik,

Hoşgörü kaybı,

Yok etme,

Öldürme,

toplumu çepeçevre sarar.

Merkeze ne koyduysan ona dönüşürsün.

İnsan neyi merkeze koyarsa, yavaş yavaş ona dönüşür.

Eğer Allah merkezdeyse:

İnsanda merhamet oluşur,

Adalet güçlenir,

Hoşgörü genişler,

Öfke azalır.

Eğer insanın kendi elleriyle yaptığı küçük ilahlar veyahut kendisinin büyütülmüş şeklini ilah olarak merkeze aldıysa,

Kibir büyür,

Bencillik artar,

Tahammül azalır,

Sadakat çöker,

Sevgi,saygı bağları yırtılır,

Toplum parçalanır.

Bu yüzden başlığımız sadece bir cümle değil, bir uyarıdır:

“Allah’ı merkeze koymadıkça, her insan kendi ilahını kendisi yaratır.”Ya da kendi büyütülmüşünü ilah ilan eder farkında olmadan.

Eğer ilahı kendimiz üretirsek, gölgesi de karanlık olur.

Ama merkezde Allah olursa, gölgesi merhamet olur, adalet olur, insanlık olur.

“İşte tam da bu yüzden, Allah’ı merkeze koymadığımız için; adına İslam dünyası dediğimiz binlerce yapı, mezhep, meşrep, tarikat ve fırka kendi merkezlerini kutsayarak birbirleri ile uğraşmakta, coğrafyalarını kan ve gözyaşı içinde bırakıp sefalet üretmektedirler. Buna karşılık ‘kâfir’ veyahut “emperyalist” dediğimiz yapılar ise yüzyıllardır bu zaafımızı bir koz olarak kullanmakta ve adeta vampir gibi kanımızın son damlasına kadar bizleri sömürmektedirler.

Allah’ın merkeze alınmadığı her toplumsal düzende parçalanma, kaos ve sömürü kaçınılmaz hâle gelir. Çünkü teolojik merkez kayması, sosyolojik çözülmeyi tetikler; ilahî ilkenin boşluğunu hiçbir beşerî yapı dolduramaz.”

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR