Serdar ÇALIŞ

Tarih: 23.11.2017 23:29

ağlayARAKAN

Facebook Twitter Linked-in

Arakan yıllardır insanlığın iyileşmeyen yaralarından biri.

Arakan insanlığın unutulduğu bir bölge?

Arakan hepimizin gördüğü ama görmezden geldiği bir yer...

Vatansız kimliksiz yaşayan yaklaşık iki milyon insan topluluğu?

Tarihi kaynaklar 1400lü yıllardan 1800lü yıllara kadar bu bölgede bağımsız bir İslam devletinin varlığından bahsediyor.

1800lü yılların sonuna doğru Burma Budist Krallığı bu bölgeyi işgal ediyor. Bu işgalden sonra sistematik asimile başlıyor.

Son olarak Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu´nun karakollara yapmış olduğu baskınlar bu bölgedeki katliamı resmileştirdi.

Budist hükümet bunu terörist bir eylem olarak kabul ederek vatansız ve kimliksiz olan bu ümmetin mazlumlarını yakmaya, öldürmeye ve tecavüzlerle yok etmeye başlamıştır.

Birleşmiş milletler ?dünyanın en çok şiddet gören etnik gruplardan biri? olarak tanımlıyor Arakanlı Müslümanları.

İşin ilginci ülkede yüz otuş beş etnik grup olmasına rağmen sırf islam dinine nensup bu insanları kabullenmiyorlar.

Halbuki Müslümanlar ülkede azınlık ve yüzde dört gibi bir nüfusa sahip.

Yıllarca İngiliz sömürgesi olan Müslümanların yaşadığı Arakan eyaletinde, söylentiler doğru ise yoğun maden olan bir bölge olduğu ve İngiliz firmaların buraları istediğidir.

Sebep ne olursa olsun masum ve mazlumların ahı kimsenin yanına kalmaz.

Yunus Emre´ nin dediği gibi:

Olsun be aldırma Yaradan yardır.

Sanma ki zalimin ettiği kardır.

Mazlumun ahı indirir şahı

Her şeyin bir vakti vardır.

Son göç dalgasıyla yaklaşık bir milyon Arakanlı Müslüman, Bangladeş´te mülteci konumundadır.

Bangladeş nüfusu yoğun olan bir ülke, aynı zamanda ekonomik olarak güçsüz durumdadır. Yaklaşık olarak yüz yetmiş milyon insanın yaşadığı, dünyanın en fakir ülkelerinden biridir. Üstüne üstlük idarecileri de hep İngiliz olan bir ülke?

Türkiye olarak, gelen bu insanların masraflarını karşılayacağız dememizle birlikte sınır güvenliğini biraz azaltan ülkeye, Türkiye Devleti ve sivil toplum kuruluşları ciddi destekler sağlamaktadır.

Yoksa Bangladeş yönetimine kalsa bir tane Arakanlıyı ülkeye koymayacaklar.

Yeniden, gönüllerimizde olan,? komşusu aç iken, kendisi tok  yatan bizden değil? düsturuna sahip çıktık, inşallah sahip çıkmaya devam ederiz de.

Bugün kamplarda gıdaya ve ilaca ulaşmak çok zor. Barakadan derme çatma üç beş ağaç birkaç metre naylonla oluşturdukları evlerde onlarca insan bir arada kalmaktadır.

Günlük kişi başına iki dolar harcansa iki milyon dört yüz bin dolar eder. Ayda yetmiş beş milyon dolar, yılda bir milyar dolar harcanmış oluyor. Kabaca hesabını yaptığım bu işlemden anlaşıldığına göre ülkemizin nüfusunun yetmiş milyon olduğunu göz önüne alırsak bunun üçte ikisinin kadın ve çocuk olduğunu (çalışmayan öğrenci, işsiz ve ev hanımı) düşünürsek geriye kalan yirmi beş milyon insanın on milyonu?

Evet, on milyon insan günlük bir lira versek, on milyon lira demek oluyor.

Bu da yaklaşık olarak üç milyon dolar...

Bir liranın gücünü görüyor musunuz?

Bakın bir lira; bir mazlumun, bir masumun hayatına nasıl anlam katıyor.

O halde adına ne derseniz deyin, bir lira vermekten imtina etmeyin.

Ki bu insanlara bir nebze de olsa bir tas sıcak çorba, bir ilaç olalım.

Bizi biz eden insanlığımızdır, yoksa robotlardan ne farkımız kalır?

Söze Erzurumlu bir dervişin sözü ile hoşça kal demek istiyorum.

"Sanma her sûreti insanda olan insândır.

Belki hayvanları mahçup edecek hayvandır.?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —