Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


“Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol”: bir filmin Kürt Sorununun çözümüne katkısı ne olabilir?

Sait Alioğlu'nun "yeni" yazısı...


Belki eskiden de böyleydi. Hayat algılarla yürüyor. Bir kişi, bir toplumsal grup, iktidar ya da devletin bizzat kendisi, karşısında konumlanmış bulunan insan grupları, toplumları “elde bulundurulan” yasal araçlarla; ‘haklılık içeren’ argümanlar, söylemler; iktidarlar ve devlet ise anayasalar  ve yasaya uygun düşecek yönetmeliklerle toplum bir şekilde idare etme yolunu tercih ederler.

Argümanı kuvvetli olan her zaman toplumun kendi etkisi altına alıp yürüyüşüne devam eder. 

Bu genel bir kaide olmakla birlikte, o saydığımız mahfiller, günümüzde olduğu gibi medyal araçları da sıkça kullanırlr.

Bu medyal araçların protipi, geçmiş asırlarda, Firavun yönetimi örneğinde olduğu üzere sihirbazlar ve onların, halkı manipüle etmek istedikleri oyunlardan ibareti.

Şimdi ise, Firavunlara ve sihirbazlara nazire yaparcasına medyal araçlar eliyle o işler yapılmaktadır. Ör. Amerikan sineması, dijital ortamlar vb.

Bu durum, alışıldığı üzere, her zaman kötülüğe ve yanlış işlere yönelik olarak değil, mütekâmil anlamda toplumsal birliğin yeniden dizaynı içinde kullanılmaktadır.

Bu yolu, en çok, devletler, ya kendi uhdesinde olan medyal araçları,ya da, yine “yasallık içerisinde” sivil medya araçları üzerinden denemekteler.

Bu durum, genellikle de siyasi durumlarda söz konusu olmaktadır.

Elbette dünyada bunun sayısız örneği mevcuttur.

Konumuza gelince, malum, geçmişi yüz yıla dayanan Kürt sorunu ve bu sorunun bir yansıması sayılan kırk yıllık ‘terör sorunu’u çözme adına Devlet Bahçeli’nin inisiyatif aldığı görülen Kürt sorununun nihai çözümü adına siyasi çevreler ve iktidar kanadı üzerine düşeni yapmak için çalışıp çabalıyor, üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.

Görüldüğüm kadarıyla süreç, devletin konuyu aceleye getirmeden enine boyuna tartılmak ve bir hal yoluna koymak için yavaş ilerliyor.

Bir şeylerin olacağı görülenlerden dolayı tahmin edilebilir.

Yukarıda bazı yol ve yöntem ile argümanlardan bahsetmiştik. Bu yollardan birisi –mutlaka dünyada da örneği olduğu üzere- bir başka diyarda var olan toplumsal bir sorunun varlığına işareten, konuyu sinema filmi üzerinden Türkiye topluma aktarmak; halkı olası bir çözüme, o çözümün olası getirisine, götürüsüne karşı uyanık ve hazırlıklı hale getirme adına filmler tv üzerinde izleyiciye sunulmaktadır.

En son –bizde yürütüldüğü bilinen çözüm sürecinin bir benzeri kabilinden- Güney Afrika’daki beyaz üstünlükçü yönetime karşı, özgürlük ve kardeşlik mücadelesi vermek için Nelson Mandela’nın  kurduğu Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) vermiş olduğu mücadelenin anlatıldığı; “Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol” adlı film, 28 Ocak 2025 Salı günü TRT 2’ni (TRT Okul) akşam kuşağında seyirci ile buluştu.

 “Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol” filmi…

Bendeniz, tv kanalların zamping yaparken, daha doğrusu bir belgesel, tartışma programı arar iken, bu filme denk geldim ve filmi, başladığım andan itibaren sonuna kadar izleme imkânına sahip oldum.

İyi  ve aynı zamanda, filmi teknik ve kurgusal açılardan eleştirecek bir durumumda olmadığımdan maada, orada verilen mesaja yoğunlaştım.

Daha, filmi izlemeye başladığın ilk dakikalarından itibaren ve adı geçen kanalında bir devlet kanalı olduğundan dolayı, böyle bir filmi, ancak ve ancak, böyle bir çözüm sürecinde –toplumsal birlik ve dirlik adına- ancak ve ancak devlet yapabilirdi. Daha doğrusu hiçbir kanalın aklına gelmese dahi, devlet olma saikiyle onun uhdesinde bulunan bir kanalda böyle bir film izleticiye sunulabilirdi.

Senaryosunu William Nicholson’ınyapımcılığını  Anant Sihgh ve David M. Thompson’ın, yönetmenliğini Austin Chadwick’in üstlendiği ve başrolde ise İdris Elba (Nelson Mandela) ve Mandelanın karısı (Winnie Mandela) rolünü ise Naomie Harris’in üstlendiği dram-tarih türünde olan “Mandela; Özgürlüğe Giden Uzun Yol” adlı 146 dakikalık film, ABD ve Güney Afrika yapımı olup 2013 yılında çevrilmiş ve 4 Nisan 2014 tarihinde gösterime girmiş bulunmaktadır.

Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız üzere, sinema dünyasında buna benzer filmler çevrilmiş ve izleyiciye sunulmuştur.

Bizim de kısmetimize bu film düştü!

Yine yukarıda belirttiğimiz üzere, biz acizane olarak söylersek, iyi bir film izleyicisi ve eleştirmen değiliz, ama orada verilen, verilmekte olan ve verileceği hissedilen şeylerin mahiyetini, ne içerdiğini de az çok biliriz.

Bu film üzerinden verilen  -daha doğrusu bizim anladığımız, anlamaya çalıştığımız- birçok alanda birbiriyle örtüşmesi pek de söz konusu olmayan mevzular hariç tutulduğunda- verilmek istenen mesaja bakıldığında, sinema tekniğiyle değil de, az çok bir birine benzeyenler açısından, nasıl ki, orada özgürlük mücadelesi verdiği için, bir grup arkadaşıyla yirmi bir yıllık bir cezaya çarptırılan Mandela’ın, ceza süresi içerisinde birkaç yer değiştirdiği, bu arada halkın umudu olmaya devam ettiği, içeride dahi silahsız ve şiddetsi bir mücadeleden taraf olduğu gerçeğini bize uyarladığımızda, gelinen süreçte verilen beyanlara, demeçlere bakıldığında, farklılık içerse de aynı şeylerin Kürt sorununu ya da terör sorununu- dile getirildiği görülecektir.

Burada, bu sorunun çözümü için özellikle de resmi ağızlardan çıktığı üzere süreç ve izlenen/izlenecek yol açısından kamuoyuna yansıyan haberlere bakıldığında, bir nevi Güney Afrika’daki ile bir benzerlik kurulabilir.

Bu filmin gösterime girmesi, anlaşıldığı kadarıyla, gösterime giren kanalın ilgili yönetiminin hem sinema estetiği vb. açıdan, hem de TRT gibi bir kurumun ilgili kanalında görev almış olmanın ağırlığıyla olacak ki, mevcut iktidarın bir tarafı olduğu gerçeğine binaen, herhangi bir kanalın yapmayacağı, belki de aklına getirmeyeceği savıyla bu işi devletin bizzat kendisi üstenmiş denilebilir.

 

 

Filmde, bize yakın olduğunu görebildiğimiz bazı sahnelere baktığımızda; 

>Mandela, kendisine atfedilen birçok eylemden dolayı birçok arkadaşıyla tutuklanıp hapse atlıyor.

>Uzun bir süre cezaevinde (21 yıl) kaldıktan sonra, dönemin devlet başkanı tarafından başka bir cezaevine naklediliyor.

>Var olan “ırkçı ve beyaz üstünlükçü” Apardheid rejiminin, var olan bu sorunun çözümü sadedinde, devletin yetkilendirdiği bir heyet, Mandela’nın, yeni yerleştirildiği cezaevinde onunla birkaç kez baş başa görüşme yapıyor ve ilk görüşmelerden pek bir sonuç elde edilemiyor.

>Mandela’nın yerleştirildiği yeni mekânı –bir ada- aynı zamanda, kendi ailesinin fertleri ile ara sıra bir araya gelip hasret giderdiği bir mekân olarak öne çıkıyor.

>O burada kalırken, bir torunun kendi güvenliklerini sağlayan “beyaz” askerlere karşı umarsız ve yanlış tutumuna karşı, torununu güzel barışçı bir dille uyarma sahnesi tek başına filme damgasını vuruyor denilebilir.

>Sonunnda,Mandela “beyaz” devlet başkanı Frederik Willem de Klerk tarafından, onun emriyle koşulsuz olarak serbest bırakılıyor.

>Bu arada ANC adına,orantısız eylem yapanlara karşı Mandela karşı çıkıyor. Bunun yanlış olduğunu söylüyor.

>Bu arada, eşini yirmi bir yıldır göremeyen, onun serbest kaldığına sevinen bayan Mandela, ANC’nin, o da eşinin isteğine binaen koşulsuz bir şekilde silah bırakmasına karşı çıkıp ona içerleniyor.

>Bu sebepten dolayı araları açılan ve duygulu halleri sona eren Mandelalar, mahkemeye başvurup evliliklerini sonlandırıyorlar.

Filmden “cümleler sadedinde” aktarabildiğimiz sahneler geçek ya da kurgu olabilir. Bu film, bizim deneylediğimiz ve akim kalan birinci çözüm süreci döneminde çevrilip gösterime girdiğinde dolayı, bizim süreçlerle pek bir ilgisi olmayabilir, ama aklın yolunun bir olduğu düşünüldüğünde, onların yaptığı ve sonuç aldığı konularda, bizimde sonuç almamamız içten bile değildir.

Burada önemli olan ‘devlet dışı yapılar’ın katkısı ve etkisi ne yönde; ona da bakmak gerekir.

Devlet dışı yapılar, özellikle de medya alanda var olan birçok güç. Bu güç bazı sebeplerden dolayı var olan süreci sulandırabilirde, ama hem de böylesi kritik bir süreçte; hem kamuoyuna iyi bir mesaj vermek ve hem de bu mesaj üzerinden olası istifhamları izale etmek herkesten ziyade devletin işi olmalıydı.

Sanırız o da onu yaptı.

Adı geçen filmi izlemek için…

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR