Tarih: 07.07.2022 16:15

Yüksek gerilim hatları

Facebook Twitter Linked-in

Günümüzdeki gerilim alanlarına bakıldığında bir kıt’alar arası mücâdelenin devam etmekte olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. ABD bir taraftan, bir Pasifik gücü olarak Asyalı rakibi Çin ile mücadele ediyor. Diğer taraftan ise, bir Atlantik gücü olarak Kıt’a Avrupası’nı kuşatıyor. Yâni burada bir Amerika Kıt’ası ile Kara Avrupa Kıt’ası mücâdelesi yaşanıyor. Bu mücâdele ilk bakışta anlaşılmıyor. Sanki ABD ve AB devletleri NATO şemsiyesi altında toplanıp, müşterek düşman Rusya’ya karşı ittifak etmiş görünüyor. Hâlbuki, bu ittifak, başta Almanya, Fransa ve İtalya olmak üzere, AB olarak teşkilâtlanmış olan Kıt’a Avrupası’nın hayat damarlarını kesiyor. Enerji, ham madde, hattâ yarı mâmûl maddelerdeki tedârik zincirlerini parçalıyor; alternatif kaynaklar olarak takdim edilen tercihler ise onu ağır mâliyet artışlarına mahkûm ediyor. Dahası, Avrupa’yı Rusya gibi büyük bir yatırım ve tüketim pazarından mâsun kılıyor. Nihâyet, daha uzun vâdede çok daha mühim olarak, onu Çin başta olmak üzere Asya’ya açılmaktan alıkoyuyor. Sanki ABD ve Brexit sonrası Birleşik Krallık ele ele vermişler, Kıt’a Avrupası’nın içine doğru çökmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Şimdilik bu oyuna gelmiş görünen Avrupa üzerinden bir Avrupa-Avrasya gerilim hattı oluşturulmuş vaziyette.

Dünyâyı Atlantik ile Pasifik arasında bir paranteze alacak olursak, bu parantezin içi, üzerinde Küresel Güç Britanya Doktrini temelinde Birleşik Krallığın başat rolü oynadığı dikkât çekici gerilim hatlarını ihtiva ediyor. Avrasya ve Asya içlerine doğru Birleşik Krallık, yâni Ada Avrupası ile Avrasya’nın şüphesiz en büyük gücü olan Rusya arasında, kitaplara konu olan meşhûr Büyük Oyun’u yeniden sahneye koyan şiddetli bir gerilim var. Birleşik Krallık, terk ettiği ve merkezinde en büyük rakibi olan Avrupa’yı, ABD’nin üstün askerî gücüyle hizaya getiriyor. Avrupa ile Avrasya ve Asya bağını kesiyor. Baltık’dan Karadeniz’e inen bir hat üzerinden, kendisine bağımlı bir başka Avrupa oluşturmaya gayret ediyor. Hidrolik temelde E-40 Su Yolu da fotoğrafı tamamlıyor. Türkiye’ye verdiği husûsî ehemmiyet de buradan doğuyor. Niyeti, Türkiye’yi Karadeniz’de Rusya’dan uzaklaştırmak, Bükreş 9’lusu’na eklemleyip Montreux’yü delmek. Türkiye, şimdilik bu oyuna gelmiyor. Rusya ile berâber bugüne kadar devâm ettiregeldiği Karadeniz Barışı’nı bozacak adımlardan uzak duruyor.

Birleşik Krallık’ın diğer odaklandığı hat ise Hazar coğrafyası. Burada İsrâil ile berâber hareket ederek Ermenistan’a rağmen Âzerbaycan’ı merkezde tutuyor. İran ve Rusya’nın oluşturduğu ittifâkın karşısına Türkiye-Âzerbaycan ittifâkını koyuyor. Daha doğuya doğru kapalı kutu Türkmenistan’ın yarın nelere gebe olduğunu tahmin edebiliyoruz. Gerek Âzerbaycan gerek Türkiye, burada çok nâzik bir yol izliyor. Rusya ile geliştirdikleri işbirliğini devâm ettirebilecekleri bir zemini kaybetmek istemiyorlar.

Türkistan coğrafyasında ilerledikçe Rusya-Birleşik Krallık gerilimi derinleşiyor. Kazakistan bu gerilimin en fazla hissedildiği coğrafya. Buna son olarak Özbekistan da eklendi. Kırgızistan-Tâcikistan gerilimi bu minvâlde değerlendirilmelidir. Rusya’nın eski Sovyet Cumhûriyetleri olan Türk devletlerine gözdağı vermesi, pek çok çevre tarafından anlaşıldığı gibi Türk Devletleri Topluluğu’na karşı değil, İngiltere’nin buralarda arttırmaya çalıştığı nüfuzuna karşıdır. Türkistan coğrafyasında Türkiye’nin atacağı adımlar Yeni Büyük Oyun’un özneleri dışarıda bırakılarak atılamaz. Türkiye ya bu taraflardan birisiyle veyâ oyuna doğrudan girmeyerek, bu çatışmanın bırakacağı boşluklardan ilerleyecektir. İlki çok sıkıntılı, diğeri ise çok daha mâkûl görünmektedir.

Asya denkleminde Hindistan-Pâkistan-Çin üçlüsü arasındaki ilişkiler son derecede kritik bir rol oynayacak. Afganistan’ı konrol eden İngiltere’nin en büyük emeli, Hindistan’ı Rusya’dan koparmak ve berâber hareket etmeye iknâ etmek. Hindistan, hâl-i hazırda Rusya’ya yakın duruyor ve Çin ile sorun yaşamak istemiyor. Ama, Hindu milliyetçisi olan Modi’nin İslâm karşıtlığı tırmanıyor. Bu da İngiltere’ye, Hindistan-Pâkistan üzerinden taşları oynatma fırsatı veriyor.

Birleşik Krallık son zamanlarda Ortadoğu’da da ağırlığını arttırıyor. İsrâil ile berâber, geleneksel İsrâil karşıtlığı siyâsetlerinden arındırdığı ve İran karşıtlığında işlediği bir Arap milliyetçiliğini güçlendiriyor. Bu hat bir hayli sorunlu. Ürdün çok gönüllü. Katar ve Mısır ise mesâfeli. Suudî Arabistan ve BAE’nin Çin ile sıkı ekonomik ilişkileri mevcût. İstikrarsız ve İran’ın nüfuzlu olduğu Irak ile Rusya’nın ağırlıkta olduğu ve savaşın devâm ettiği Sûriye’de durum belirsiz. PKK ile berâber çalışan ABD de her an devreye girebilir. Türkiye’nin bölgede geliştireceği siyâsetler bu karmaşık denklemleri dikkâte almak zorunda.

Bu yaşananlar üzerinden Birleşik Krallık, Çin’in dünyâya açıldığı yolların hâkimiyetini ele geçirmek ve yarın, ABD ile Çin arasındaki büyük hesaplaşmada her kim gâlip çıkarsa onunla pazarlığa otururken en avantajlı durumda olabilmek.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —