Ülkemizde pek çok ekonomik krizle boğuşuldu.
Devalüasyonlar atlatıldı.
İnsanların bir gecede parası yüzde 50 değer kaybetti.
Ya da fakirleşti.
Ama krizler daha kısa süreli oldu.
O dönemin iktidarları ya yeni gelmişti ya da gitmek üzereydi.
Yani siyasi bir çalkantı dönemleri yaşanıyordu.
Günümüzde ise çeyrek asırlık iktidar dönemini yaşarken neredeyse son 10 yıldır devam eden bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız.
Hem de gün geçtikçe derinleşen bir kriz.
Ekonomik kriz, sırasıyla Merkez Bankası başkanlarını yedi…
Ekonomi bakanlarını yedi.
Halkı ise gün gün kemiriyor.
Ama bu durumu perdelemeye çalışan iktidara yakın medya, sabah akşam alkış tutmakla meşgul.
“Ekonomide sorun var” diyene de çullanıyorlar.
Bunu da iktidara yaranmak için yaptıklarını düşünüyorlar ama gün geçtikçe kriz derinleşiyor, iktidara karşı sokaktan sesler yükselmeye başlıyor.
En son geçtiğimiz günlerde bu grup içerisinde yer alan Türkiye Gazetesi, “Para faizde, piyasa krizde” diye bir manşet üstü haber girerek dikkatleri üzerine çekmişti.
Ondan öncesinde ise iki kez Yeni Şafak gazetesi hem de manşetten esaslı eleştiriler getirdi.
Yeni Şafak’ın manşetlerinde “özne” olmayınca açıkçası kimse de üzerine alınmıyor.
Kimisi Mehmet Şimşek’e söylendiğini düşünüyor.
Kimisi ise “olsa olsa Merkez Bankası yönetimine demişlerdir” diye düşünüyor…
Muhalifler ise “Yeni Şafak’ın aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kast ettiğini ve piyasalarda gördükleri karşısında artık dayanacak güçlerinin kalmadığını” düşünüyor.
Aslında Yeni Şafak, iktidara yakın medya içerisinde en cesur olanı.
Yeri gelince iktidarın bakanlarına isim vererek de eleştiri yapabilir; ki yapmışlığı da var.
Merkez Bankası başkanları ise en rahat eleştiri yaptıkları makamlar.
Hatta bir Merkez Bankası başkanını da koltuğundan etmişlikleri var.
Geriye bir tek Cumhurbaşkanı Erdoğan kalıyor.
Yani dememiz o ki; Yeni Şafak eğer isim vermemeye devam ederse bizler açıkça Tayyip Bey’i hedef aldıklarını düşünmeye başlayacağız.
Medyası, iktidarı ve halkı seviyor; hatta kendini de düşünüyorsa Yeni Şafak gibi yapmalı
Aslında Yeni Şafak’ın yaptığı doğru, Akit Gazetesi’nin yaptıkları yanlış. Hatırlar mısınız bilmiyorum, Kanal A diye bir televizyon kanalı vardı. Orada sabah programı yapan iki meslektaşımız her sabah Millî Gazete’nin ekonomideki yanlış giden işlere dikkat çeken haberlerine hakarete varan eleştiriler getirirdi.
Sonra ne mi oldu?..
Maalesef söz konusu kanal, ekonomik sorunlar gerekçe gösterilerek kapatıldı.
Bizler medyada tarafsızlık sözlerinin gerçekçi olmadığını bilen insanlarız.
Ama adil olunması gerektiğini de söyleyen insanlarız.
Elbette her medya kuruluşunun bir siyasi görüşü ve desteklediği parti olabilir.
Bunları normal karşılamakla beraber, eğer iktidarı gerçekten desteklediğinizi düşünüyorsanız yöneticilerin göremediği sorunları gündeme getirin deriz.
Getirin ki, bu sorunlar düzeltilsin ve önce sizin desteklediğiniz iktidar kazanç elde etsin, sonra da halk.
Diğer durumda hem iktidarınıza hem halka hem de kendinize zarar veriyorsunuz.
Bu durumu anlayınca da iş işten geçmiş oluyor.
