Hep merak etmişimdir, nasıl gerçekleşti acaba bu göç diye.
Nasıl başardılar, nasıl planladılar, neler düşündüler? Çok mu zorluk çektiler, tahmin ediyorlar mıydı gelebileceklerini? Gelirken neler hissettiler, nasıl vedalaştılar, geride kalanların hüznünü nasıl taşıdılar? Evlerini, tarlalarını, hayvanlarını bırakıp anavatan bildikleri bir ülkeye birkaç parça eşya ile orada ne ile karşılaşacağını bilemeden gözü kapalı gitmek, nasıl bir duyguydu? Umdukları gibi oldu mu, hiç pişmanlık duydular mı? Anavatana göç edip bir süre sonra tekrar Bulgaristan'a dönenler, neden geri döndüler. Bunun gibi daha pek çok soru ve konu zihnimi kurcaladı yıllarca.
Ailemin göç hikâyesi hakkında çok şey bilmiyordum ama 89 göçmenleri ile 90'lı yıllarda gelenlerin maceralarını bizzat kendilerinden dinleyince daha çok merak etmeye başladım ailemin göç hikâyesini. Ailemin göç macerasını araştırıp bilgi alabilmek için, o dönem annemlerle birlikte gelen akrabaları ve son dönem 80 ve 90'lı yıllarda gelen akrabalarımızdan göç hikâyelerini anlatmalarını istiyordum. Bu hikâyeleri dinledikçe kısa kısa notlar almaya başladım.
Böyle başladı 'bir göç hikâyesi'ni yazma düşüncesi.