Tarih: 02.02.2023 13:41

Umran Dergisi Şubat 2023/342. Sayı Çıktı!...

Facebook Twitter Linked-in

TARİH MÜŞTEREK HAFIZADIR

Siyasi Mantıklar, Bugünün ve Yarının Tarihi

Tarihyazımı, tarihin açıkça geçmişin şeffaf bir ifşası olmadığının göstergesidir, zaten tarih, geçmişin temsillerinin kavrayışını değiştirerek okuyan kişinin dünya telakkisini etkilemeye çalışan retorik bir sanattır.Uzun zamandır tarihyazımına yön veren hâkim paradigmalar artık işlevini yitirirken müşterek hafıza önem kazanıyor. Esas olarak tarih, belgelerden edinilen bilgidir ancak, belgelerin hiçbiri olayın kendisi olamayacağından, tarihsel hikâye bütün belgelerin ötesine geçer.Son tahlilde tarih hafızanın çocuğudur. Hâsılı tarihçilerin kendilerini çevreleyen dünyanın ortaya çıkışını yorumlamalarındaki sürekliliklerle ilgilenirken ümmet merkezli müştereklikleri içeren irade ortaya koyan perspektifler geliştirilmelidir. Geri kalan her şey bunun sonucu olacaktır.

Günümüz dünyasında modern zihniyetin neden hâkim olduğunu, küreselleşmenin niçin kolaylıkla benimsendiğini anlamak, kimliksizleşmenin gerekçelerini görmek ve bu sorunlardan kurtulmanın yollarını aramak için tarih metafiziklerine başvurmak kaçınılmaz bir gerekliliktir.İktisadi ve siyasi yapıdaki değişikliklere bağlı olarak gelişen modern değerler, toplumun geleneksel değerlerinin sorgulanmasına yol açmıştır. Modern toplumun ihtiyaç duyduğu din dışı bir evren tasavvurunun nasıl bir yapıya sahip olması gerektiği problemine eğilen önde gelen düşünürlerin tarih metafizikleri, felsefe ile toplum sorunları arasındaki ilişkinin çok güçlü olduğunu ortaya koyan en açık örneklerdendir.  Modern dünyayı her yönüyle biçimlendiren Sanayi Devrimi, liberal devrim ve Fransız İhtilali’ne bağlı olarak ortaya çıkan yeni değerler ve akabinde vuku bulan bunalımları aşmak için evren tasavvurunun yeniden oluşturulması sorunu, tarih metafiziklerinin itici gücü olmuştur. 

Müslüman toplumlar tarihin belli dönemlerinde karşılaştıkları yeni durumları, yaşadıkları ağır buhranları aşmak için İslâmî referanslar, anlamlar, temeller doğrultusunda çok yoğun, çok nitelikli çaba sarf etti. Kavramsal emperyalizme maruz kalınan modern zamanlar da bunun dışında değildi.Günümüzde de modern düşüncenin ve tarih metafiziklerinin en önemli kavramları arasındaki akıl, özgürlük, ilerleme, tarihte anlamın olup olmadığı, çöküş, gaye, köken sorunları eleştirel bir tarzda ele alınıp ve toplumsal değerlere nasıl dönüştükleri İslâmî cihetten sorgulanmalıdır.

İslâm’ı siyasi ve sosyal alanda sınırlamaya çalışan tüm girişimlerin adı durumundaki Kemalizm’le Müslümanların failliğini vurgulayan İslâmcılık mantıklarının hâlâ ümmet genelindeki büyük çatışmaları yapılandırdığı söylenebilir. İşte bu yüzden Müslümanların sadece kendi dinlerini bilmeleri değil fakat aynı zamanda kendi tarihlerinide bilmeleri gerekli.İslam ümmeti genelinde Müslüman otonomisini savunanlar ile buna karşı çıkanlar arasında sarmal bir çatışma var. Hilafet, Müslümanlar arasındaki millî, mezhepsel ve etnik ayrımları aşan büyük bir gücü temsil etmektedir.Türkiye’de yüzyılı aşkın bir zamandır yaşanan değişim, Cumhuriyet dönemindeki kırılmalar kamuoyunda hep tartışıldı.Tarihçinin elinden çıktığı şekliyle yaşanan, aktörlerin yaşadıklarından bambaşkaydı. Yeniden kurgulanan tarih birçok ‘tarihî gerçeği’ milliyetçiliğe kurban etmişti.Zaten milliyetçi ideolojiler; kurguyu hazırlarken maziyle bugünü birleştirir ve maziyi bugünün ideolojik süzgecinden geçirerek yeniden tasarlar.

 

Bazı Başlıklar:

Tarihyazımı Sorunu,Kemalizm ve HilafetiHatırlamak/Salman SAYYİD

Tarihin Modern KesitindeAnlam Arayışı ve Eğitim/Mehmet Furkan ÖREN

İslâm DünyasınınTemel Sorunları/Burhanettin CAN

Düşünme Farklılıkları, TenkitYoksunluğu ve Eleştiri Âdâbı/Mustafa AYDIN

Bir Demokrasi SürgünüYaşar Kaplan/Metin Önal MENGÜŞOĞLU

İslâmcıların SiyasiBaşarısızlığına Dair Söylemler/Nasır HAMDADUŞ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —