Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Umran Dergisi Aralık 2025/376. Sayı Çıktı!

Umran Dergisi’nin Aralık Sayında, Afrika’nın ‘yeniden’ diriline dair “Eski/Yeni Sömürgecilik, Çatışan Ufuklar ve Öze Dönüş” konularına yer verilmiş bulunmaktadır.

Umran Dergisi Aralık 2025/376. Sayı Çıktı!

Bundan tam yüz yıl önce, 1925’te dünyaya gelen Frantz Fanon, Afrika tahayyülü ve Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nın ortasında çok sayıda yazı kaleme almıştı. O, sömürgeciliğin ideolojik ve psikolojik saldırılarını faş eden yetkin analizleriyle Afrika’ya dair birtakım gerçeklerin ayırdına varılmasını sağlamıştı. O yıllarda Küresel Güney’in uluslararası ilişkilerde etki gücü arayışını temsil eden ve Bandung olarak bilinen 1955 Asya-Afrika Konferansı, Batı merkezli düzene güçlü bir eleştiri yöneltmişti. Dönemin ruhunun etkisiyle Malcolm X, Gana Üniversitesi’nde 13 Mayıs 1964’te şöyle demişti: “Afrika’nın herhangi bir yerinde kendimi ziyaretçi gibi hissetmiyorum. Bu hayatımda gördüğüm en güzel kıta; gördüğüm en zengin kıta.”

Günümüzde Batı dünyası dışındaki güçlerle birlikte Afrika da küresel siyasette daha fazla söz hakkı talep ediyor. Afrika kıtasındaki devletlerin önemli bir kısmı uluslararası düzene ilişkin hoşnutsuzluklarını dile getirirken Bandung’un söylemini hatırlatan ifadeler kullanmaktan kaçınmıyorlar. Hiç şüphesiz onlar küresel siyasette daha büyük bir etki doğurmanın, daha adil bir uluslararası düzen kurmanın uğraklarından birinin Bandung değerleri olduğunun bilincine varmış durumdalar. Aynı zamanda çok kutuplu dünyada kaderlerini kendilerinin tayin etmeleri gerektiğinin altını çiziyorlar. Ancak otantik dilleri ortadan kaldıran sömürgeci dil; kendini güç, entelektüalizm ve zekâ dili olarak normalleştirerek müstemleke siyasetini sürekli kılmaya çalışmaktan vazgeçmiş değil.

Gelgelelim Afrika’nın tarihi, kültürü, felsefesi, edebiyatı, sineması ve düşüncesine dair bilgi seviyemiz içler acısı durumda. Afrika siyasetin hep odağında; onlarca vakıf, araştırma merkezi var ancak kıtanın insani kültürüne dair çok fazla malumat yok. Oysa Ngugi Wa Thiong’o’nun vurguladığı üzere Afrika’nın görülmeyen kültürel yapılarının yeniden keşfi olan öze dönüş mücadelesi kurtuluşun gerçekleşmesi için elverişli zemini inşa ediyor. Afrika’nın bağımsızlığı ve sömürgecilikten tümüyle kurtuluşu gayesiyle çaba harcayan kişilere dair farkındalığımızı arttırmamız gerekiyor. Sömürgeci bilgi üretme stratejisinin Afrika’yı “antropolojize” ederek egzotik bir nesne hâline getirmesinin önüne de ancak bu sayede geçebiliriz.

Eski bir düzenin kesin bir şekilde çöktüğü ve yeni bir düzenin, ister vaatlerle dolu isterse tehditlerle yüklü olsun, kaçınılmaz göründüğü bir tarihsel dönüm noktasına yaklaşıyor gibiyiz. Bu, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi ya da Soğuk Savaş’ın kapanışı gibi bir an olabilir; eski düzenin kesin bir şekilde sona erdiği ve yeni düzenin yükseldiği bir dönem. Irkçılık, eşitsizlik, terör, insan hakları ihlalleri ve kimlik sorunlarının hâlâ güncelliğini koruduğu Afrika kıtasına burun kıvrılan zamanlar geride kaldı. Üzerinde durmaya değer, önemli bir değişimdir bu. Küreselcilerin borazanı yayın organlarından biri 2000 yılında Afrika’yı “umutsuz kıta” şeklinde resmetmişti. Ancak aynı dergi sonra dünyanın ne yöne meylettiğini anlayınca 2011’de “Afrika yükseliyor” diye yazmıştı. Daha sonra 2013’te ise bu meylin imkânları net bir şekilde ortaya çıkınca Afrika için “dünyanın en hızlı büyüyen kıtası” ifadesini kullanmıştı.

Küresel kapitalizm ve emperyalizmin sömürgecilik mirasını sürdürenler Afrika’nın hammaddelerine düzenbazlıkla el koymaya çalışıyor. Sömürgeci mantığın her siyasi vakada dolaşıma sokulmasının altında da bu var. Küreselleşmenin özelleştirme stratejisinin Afrika’nın köleleştirilmesi süreciyle aynı mantığı taşıdığını söyleyen düşünürler haksız değil. Bu hem aktüel hem de tarihsel hakikatlerin ortaya çıkarılmasında belirleyici bir aşamadır. Afrika’nın önemi Güney Afrika’da düzenlenen G20 zirvesiyle bir kere daha anlaşıldı. ABD yönetimi, Güney Afrika’ya zarar vermek amacıyla zirveye katılmadığı gibi hazırlık sürecini de baltalamaya çalışmıştı. Ancak bu girişim başarısız oldu ve zirve nispeten başarılı bir şekilde sona erdi.

Afrika’ya dair hesapları olanlar, tertipledikleri zirvelerle Afrika kıtasındaki etkilerini güçlendirmek için çeşitli güç unsurlarını devreye sokuyorlar. Buna karşın Avrupalıların Afrika kıtasındaki iktisadi etkisi son yıllarda önemli ölçüde azaldı. Elbette eski sömürge güçleri, münhasır sömürge etkilerinin devam etmesi sebebiyle kıtadaki yabancı yatırımlar açısından hâlâ başı çekiyor. Afrika’nın yükselişinin farkında olan Çin, son yirmi beş yılda kıtaya toplam 42 milyar dolar yatırım yaptı. Bencillik, tesis edilmiş hâkimiyet ve birikmiş servet koruyuculuğu altında Batılıların kalkınma yardımlarını dramatik bir şekilde azaltması hatta neredeyse tamamen kaldırması Afrika’da milyonlarca insanı aşırı yoksulluğa sürükledi. Olası olanla mümkün arasında dostane bir ilişki kurmayı başaran Türkiye’nin Afrika siyasetinin temelinde ise dostluk, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma var.

Batı’ya mahsus kurulu düzen kendini idame ettirmek için neyi uydurursa uydursun Batı’nın kurucu söylemi ciddi sarsıntılar geçiriyor. Artık onların bireyi Emmanuel Todd’un tespitlerine göre temel değerlerden yoksun durumda. Bunun yol açtığı “Boşluk korkusu, boşluğun yüceltilmesine, bir yıkım tutkusuna dönüşüyor. Batı’nın mevcut ruh hâli kısmen budur: Nihilizm. Bu da zihinlerde savaşa duyulan bir tutkuya ve jeopolitikada savaşı tercih etmeye yol açıyor.” Ancak sömürgeci Batı’dan gerçekten kurtulmak için ödememiz gereken bedelin tam manasıyla anlaşılması gerekiyor. Aynı zamanda Batı’nın bize belki de sinsice ne ölçüde yaklaştığı bilinmeli. Hiç şüphesiz siyasi, ekonomik, kültürel ve fikrî anlamda Batı’yla hesaplaşmanın ve basiretli olmanın ilk şartı hangi çağda yaşadığının hem bilgisi hem bilincidir. Rahmetli Hasan Turabi’nin ifadesiyle “İnsan, kazanım ve başarılarından önce hatalarını, eksiklerini, tutulduğu hastalıkları ve bunların neticelerini bilmelidir.” Hâsılı nihilist ruh hâlinden kurtuluşun yegâne yolu “Allah’ın ipine sarılmak”tır.

Yeni sayımızda buluşmak temennisiyle.

Umran



Anahtar Kelimeler: Umran Dergisi Aralık /. Çıktı!

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER