Türkiye – İsrail yakınlaşmasının uluslararası arenaya ve ülkemize izdüşümleri…

Fehmi Koru yazdı;

Türkiye – İsrail yakınlaşmasının uluslararası arenaya ve ülkemize izdüşümleri…

İsrail ile yakınlaşmanın etkileri hemen her alanda kendini belli ediyor. Bize dönük yüzünde kendini belli eden, ülkemize ve AK Parti iktidarına karşı belirgin bir yumuşama… 

Özellikle de son on yılda bunun tam aksi bir çizgiyi izlemiş olan İsrail medyasında hissediliyor bu yumuşama.

Geçtiğimiz günlerde bir grup İsrailli gazeteci ülkemizde ağırlandı. Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığının davetiyle… Olumlu izlenimlerle dönmüş olmalılar ki, İsrail basınında Türkiye’yi tanıtan haber ve yazılar arttı. 

Haber ve yazıların dili bile değişti.

Dün, İngilizce çıkan Jerusalem Post gazetesinde İsraillileri Antalya’ya davet eden bir yazı yer aldı.

İki ülkenin arasının düzelmesini sağlayan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un ziyaretiydi. Onun geleceği günler öncesinden yazıldı, ziyareti medyamıza konu oldu, basın toplantısı canlı yayınlandı.

Ancak İsrailli gazetecilerin ülkemizde ağırlandığı nedense pek fark edilmedi.

Bugüne kadar. Biraz önce göz gezdirdiğim T-24 haber sitesinde Karel Valansi’nin “İsrailli gazeteciler Türkiye’deydi” yazısıyla karşılaştım. Yedi İsrailli gazetecinin 11-13 Nisan tarihlerinde ülkemize geldiğini, Edirne, İstanbul ve Ankara’da gözlem ve temaslarda bulunduğunu, Türkiye, ilk o yazıdan öğrenecek.

Şu bilgiler de oradan:

“Edirne’de Edirne Büyük Sinagogu, Selimiye camii ve şehri gezen gazeteciler, İstanbul’da Neve Şalom Sinagogu, Türk Musevileri Müzesi, Sultanahmet Meydan’ını gezdiler. Gazeteciler ziyaretleri sırasında birçok yetkiliyle de bir araya geldi. Bu ziyaretler arasında TRT, Anadolu Ajansı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi de bulunuyor. En öne çıkan ise olumlu bir havada geçen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Enerji Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar ile olan buluşmalarıydı.”

Gelecek ayın ortasında dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İsrail’i ziyaret edecekmiş. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bekleniyormuş…

İsrail-Türkiye ilişkilerinin tazelenmesiyle ilgili dünya medyasının dikkatinden kaçmayan bir başka gelişme daha oldu, ancak onunla ilgili bir haber veya değerlendirme bizim medyaya henüz yansımadı.

Ben haberle Arab News adlı Suudi Arabistan gazetesinde Menekşe Tokyay’ın imzasıyla karşılaştım; o da gelişmeden İran rejimine muhalif medyada değerlendirildiği için haberdar olmuş…

Konu şu: Türkiye’nin Washington büyükelçisi Murat Mercan’ın Turkeyscope adlı internet sitesinde bir makalesi yayımlandı. İnternet sitesi, Tel Aviv Üniversitesi bünyesinde bulunan Dayan Center for Strategic Studies adlı kurumun yayın organı.

‘Turkeyscope’ sitesi büyükelçinin yazısı yanında Türkiye ile ilgili başka değerlendirme yazılarına da yer vermiş bulunuyor.

Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan.. (Fotoğraf Arab News’den)..

Büyükelçi Mercan’ın okunmaya değer yazısı hayli kapsamlı.

[Yazının yayını için bir üniversitenin internet dergisinin tercih edilmesinin hikmetini kavrayamadım. Herhangi bir İsrail gazetesi, hatta ABD’nin New York Times ve Washington Post gibi çok okunan gazeteleri rahatlıkla bu yazıyı sayfalarında görmek isterlerdi. “Hikmetinden sual olunmaz” deyip geçiyorum.]

Londra merkezli Iran International TV kanalı o yazıdaki İsrail ile Türkiye arasında terörle mücadele konusunda öngörülen işbirliğine dair satırlara takılmış. 

“Ankara’nın Washington’daki temsilcisi bölgesel tehditleri karşılamak için İsrail-Türkiye işbirliğinin gerekli olduğunu belirtirken, bununla muhtemelen İran’ı ima etmiş oluyor” demekte kanalın yorumcusu.

[Murat Mercan’ın AK Parti kurucusu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yol arkadaşı olduğu haberde özellikle belirtiliyor.]

Büyükelçi Mercan’ın yazısının o bölümü şöyle:

“Türk-İsrail yakınlaşması, zararlı aktörler ve eğilimler göz önünde tutulduğunda, bölgeyle ilgili geleneksel ortaklıktan (partnership) daha ileri bir anlam taşıyor. Geleneksel ortaklıklar ya bir tehdide veya bir amaca yönelik olmak üzere konu eksenli olur. Geleneksel ortaklıkların son kullanma tarihi vardır. Türkiye ile İsrail ise, ortak bir mahallede bulunuyor, ortak mirasa sahipler ve en azından ortak bir gelecekleri var. (..) Zararlı aktörler ve onların bölgemizdeki eylemlerine tavır ise, genişletilmiş işbirliği için özel bir alandır. Türk-İsrail ortaklığı geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da (MENA) istikrarı bozacak hareketlenmeleri boşa çıkarmada etkili olabilir.”

Bu satırlardan İran’ın tehdit olarak kast edildiği sonucu çıkartılabilir mi?

Iran International kanalı o sonucu çıkartmış. 

Yazının Türkiye’nin Filistin sorunundan uzak duramayacağını beyan eden bölümü de var. 

Herzog’un ziyaretiyle açılan yolda iki ülkenin her konuda aynı görüşte olamayacağını belirtiyor Büyükelçi Mercan

Dediği şu: 

“Filistin ve Filistinlilerin geleceği gibi konulardaki farklı yaklaşımlar bir gecede yok olmayacak. Fakat Türkiye ile İsrail’in jeo-stratejik çıkarları yakın ve çok yönlü ortaklığı dikte ediyor. Türkiye ve İsrail farklı görüşlerini bir kenara bırakıp ortak noktalar üzerinde durmalı ve sürdürülebilir bir diyalogu desteklemelidir.” 

Nitekim, dünkü İsrail gazeteleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mescid-i Aksa’nın İsrail askerleri tarafından basılmasını şiddetli bir dille kınadığını haberleştirdiler.

 

Geçen gün (14 Nisan) İsrail’in Haaretz gazetesi yazarı Zvi Bar’el’in Herzog’un Türkiye gezisi üzerine yazdığı, bölgede yeni bir blok oluşmakta olduğuna dair yazısını burada dikkatlere sunmuştum. 

O yazıda şu bölüm önemliydi:

“Bunu sağlamak için Türkiye Ortadoğu’nun arzu edilir üyesi statüsünü yeniden elde edecek, Sisi ve Esad ile kardeşliğini pekiştirecek, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da iki yıldır kıskacına almış ekonomik krizden Türkiye’nin kurtulmasına katkıda bulunacak. Erdoğan da Türk lirasının değer kaybıyla kamuoyu yoklamalarında dibe vuran oylarını artırabilecek.”

Konuyla ilgisi var mıdır, bilemem, ancak ABD dışişleri bakanlığı sözcüsü Ned Price, dün, ilginç bir açıklama yaptı.

Okuyalım:

“Türk ortaklarımızla bir dizi ortak çıkarlarımız var. Şu an hala uzak olmasına rağmen F-35 programı söz konusu olduğunda bunun yeniden gündeme geleceğini düşünüyorum.”

İsrail’de de iletişim başkanlığı benzeri bir kurum herhalde vardır, belki bizden gazeteci davet ederler de, İsrail’in bu yakınlaşmaya nasıl baktığını öğreniriz.

[NOT: Yazılarımda kaynak olarak link verdiğim gazete ve dergiler haber ve makalelerine erişilmesi için abonelik şartı arıyor olabilir; erişilemiyorsa, sebebi budur.]