Tarih: 20.12.2020 17:11

Toprak işleyenin veri kullananın

Facebook Twitter Linked-in

Mikdat Karaalioğlu yazdı;

Türkiye’de nerdeyse günlük değişen gündemden kafayı kaldırıp, daha temel konular hakkında yazı yazmak, heyecanlı gündeme dair çarpıcı yorum bekleyen kişileri için hayal kırıklığı olabiliyor. Oysa dünya gündeminde takip edilemez yoğunluk ve hızda belirleyici olan dijitalleşme, siyasi gündemden sıyrılıp dikkatlerimiz yönlendirmemiz gereken konuların başında geliyor.

Geçen hafta başta GAFA’lar (Google, Apple, Facebook ve Amazon)  olmak üzere dünya devlerinin ki, buna  Alibaba Tencent Baidu gibi Çin şirketlerini de dahil etmek lazım, dünya üzerinde sahip oldukları veri hakimiyetinden bahsetmiştik. Bu şirketler piyasada iyi kötü  palazlanan ve kendilerinin muadili olabilecek startupları da satın alarak hem piyasa hâkimiyetlerini güçlendiriyor hem de yeniliklerin ününü kesiyor.  

Bu yazıyı aslında dünya devlerine karşı alınan/alınması gereken tedbirleri üzerine tasarlamıştım. AB’nin Gaia-X ve Rusya’nın Runet projelerinin ne denli alternatif olabileceği, ulusal düzeyde neler yapılabileceği üzerine bir yazı yazmayı planlıyordum. 

* * *

Ancak bu teorik arka plan yerine, en az verilere sahip olmak kadar öneme sahip, verileri kullanabilme kabiliyeti hakkında konuşmak daha yararlı olacak. 

AB’de resmi gayri resmi her türlü dijital aktivite ile elde edilen verilerin, ancak 7’de biri kullanılabiliyor/değerlendiriliyor. Devasa masraflarla elde edilen veriler atıl bir şekilde duruyor. Türkiye ile ilgili benzeri bir veriye ulaşamadım. Ancak Türkiye’de de durumun en iyi ihtimalle AB düzeyinde olduğundan hareket ediyorum.  

Birey, şirket, kurum hatta devlet olarak elde ettiğimiz dijital verileri ne kadar kullanabiliyoruz sorusu can alıcı bir soru. Kullanımın yasal ve teknik altyapısı bir yana, mevcut dijital verileri nasıl kullanabiliriz sorusuna verilecek gerçekçi cevap dijital marifetlerimizin sınırlarını da belirliyor. 

* * *

Türkiye’de dijital kabiliyetlerini geliştirmek isteyen her kurumun – bu artık bir istek arzu meselesi değil bir mecburiyet- elimde hangi veriler var? Hangi verilere ulaşabiliyorum ve bu verileri etkin kullanabilmek için hangi donanımlara sahip olmam gerekir?  gibi sorulara net cevaplar bulması gerekiyor. İşe buradan başlayabiliriz.

Klasik ticarette müşteri memnuniyetine dayalı satış stratejisinin yanına, e ticarette algoritma hakimiyeti eklendi. Hatta çoğu kez algoritmaların ‘’memnuniyeti’’ müşterilerin beklentilerinin şekillenmesinde belirleyici oluyor. Yani satıcıların müşterilerin beklentilerini oluşturmak ve gidermek için önce algoritmaları ‘’memnun’’ etmesi gerekiyor. 

Verilerin kullanılması bağlamında, ne derece ahlaki olduğu tartışılabilir bu örnek, sadece e ticaretin değil, tüm  dijital etkileşimin vasatını oluşturuyor: Elde edilen verilerin en verimli, etkin ve hızlı bir şekilde kullanılması. 

* * *

Henüz etkilerini ve boyutlarına teorik olarak kavramaktan uzak olduğumuz dijitalleşmeyi tartışırken, internet devleri nerdeyse tüm dünya pazarına hakim oldu. Toprak işleyenin su kullananın ilkesi dijital dünyada da geçerli.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —