Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Toplumsal Enerji Teorisi Açısından “Kendini Değiştirmedikçe…” Ayeti Üzerine Bir Yorum

Kadir Canatan Yazdı:

Toplumsal Enerji Teorisi Açısından “Kendini Değiştirmedikçe…” Ayeti Üzerine Bir Yorum

Kur’an’da yer alan şu temel ilke, tarihsel değişimin içsel dinamiklerine dikkat çeken oldukça derinlikli bir ifadedir: “Bir toplum, kendinde olanı değiştirmedikçe Allah da onların durumunu değiştirmez.” (Ra’d, 13/11) Bu ayet yalnızca bireysel sorumluluk ya da dua pratiğiyle ilgili değildir; aynı zamanda toplumsal dönüşümün ilahi yasasına dair kurucu bir perspektif sunar. Bu bakımdan, ayeti toplumsal enerji teorisi çerçevesinde yorumlamak, Kur’an’ın tarih anlayışını dinamik ve sosyolojik bir düzleme taşır.

1) “Kendinde Olan”: Toplumun Enerji Düzeyi

Ayetin merkezindeki “kendinde olan” ifadesi, yüzeysel bir davranış biçiminden çok daha derin bir duruma işaret eder. Burada kastedilen, bir toplumun ruhu, kolektif yönelimi, değer sistemleri, inanç yapısı ve dayanışma biçimleri olabilir. Toplumsal enerji teorisi bu unsurları bir araya getirerek tanımlar: Toplumun içsel enerjisi, yani eyleme geçme gücü, anlam üretme kapasitesi, umut, inanç ve hedef birliği gibi unsurların bütünüdür.

Bir toplum, bu enerji düzeyini yükselttiğinde, yani kolektif olarak amaç sahibi olduğunda, ahlaki bir uyanış yaşadığında, yaratıcılığını ve dayanışmasını artırdığında kendi iç dönüşümünü başlatmış olur. Tam tersi şekilde, bu enerji pasifleşirse, umut yerini korkuya, hedef yerini yönsüzlüğe, dayanışma yerini çözülmeye bırakırsa, toplum çözülmeye başlar. Ayet, değişimin yukarıdan değil, bu içsel enerjinin dönüşümünden doğduğunu vurgular.

2) Tarihsel Örnekler: Enerjinin Değişimiyle Toplumun Değişimi

a.) Hz. Musa ve İsrailoğulları: Kölelikten Özgürlüğe Geçiş

Kur’an’da detaylıca anlatılan İsrailoğulları kıssası, toplumsal dönüşümün enerjik yasasını örnekleyen tipik bir anlatıdır. Firavun’un zulmü altındaki halk, başlangıçta yılgın, korku dolu ve boyun eğmiş bir durumdadır. Ancak Musa’nın liderliği altında toplumun iç enerjisi değişmeye başlar: Umutsuzluk yerini direnişe, korku yerini inanca, dağınıklık yerini kolektif yürüyüşe bırakır. Bu içsel dönüşüm, Allah’ın yardımını da beraberinde getirir. Bu örnek, Kur’an’ın tarih anlayışında ilahi müdahalenin, toplumun iç enerjisine uygun biçimde işlediğini gösterir. Değişim, içeriden başlar; yardım, bu iç dönüşümle eş zamanlıdır.

b.) Medine Toplumu: Kabilecilikten Ümmete

Hz. Muhammed’in Mekke’de uzun süren tebliğ faaliyetine rağmen, toplumsal dönüşüm sınırlı kalmış, ancak Medine’de kısa sürede bir ümmet bilinci doğmuştur. Bunun nedeni yalnızca politik şartlar değil, Medine’deki Ensar ve Muhacirler arasında doğan manevi dayanışma, ortak hedef ve ilahi rızaya yönelimdir. Bu dönüşüm, toplumsal enerjinin hem manevi hem de yaratıcı biçimde yoğunlaştığını gösterir. Kur’an’daki ayet bu bağlamda, Medine örneğinde ete kemiğe bürünür: Toplum kendini dönüştürdüğü anda, Allah da onları dönüştürür.

c.) Osmanlı’nın Yükselişi ve Gerilemesi: Enerji Yoğunluğu ve Dağılması

Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde toplumda yüksek düzeyde bir kurucu manevi enerji ve adalet ideali mevcuttu. Gazi anlayışı, vakıf sistemi, fetih ruhu ve hukuk düzeni bu enerjinin dışavurumlarıydı. Ancak zamanla bu ideal zayıflamış, merkezileşme artmış, anlam ve amaç duygusu çözülmeye başlamıştır. Özellikle 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı toplum yapısında entropik enerji belirtileri (yozlaşma, çıkarcılık, liyakat kaybı, güven erozyonu) gözlemlenir. Tanzimat gibi reform hareketleri ise bu enerji kaybını yeniden toparlama çabalarıdır. Osmanlı örneği, ayetin tersinden tezahürüdür: Toplum, kendindeki inancı, adaleti ve vizyonu yitirdikçe, tarihsel güç kaybı da kaçınılmaz olmuştur.

d.) Modern Japonya (Meiji Restorasyonu): Bilinçli Enerji Dönüşümü

0ndokuzuncu yüzyılın sonlarında Japonya, Batı’nın işgal tehdidi altındayken, feodal yapısını hızla dönüştürerek kolektif bir enerji seferberliği başlatmıştır. Eğitim reformları, teknolojik modernleşme ve ulusal bilinçlenme, kısa sürede Japonya’yı bölgesel bir güç hâline getirmiştir. Burada toplum, kendi iç dinamiklerini değiştirerek dış müdahalelere karşı tarihsel rotasını yeniden belirlemiştir. Bu örnek, ayetin “kendini değiştirme” ilkesinin tarihsel, sosyolojik ve stratejik boyutlarını gözler önüne serer.

3) İlahi Müdahale ve Enerji Yasası

Ayetin ikinci kısmı, toplumsal enerji teorisi açısından oldukça çarpıcıdır: Allah, bir toplumu kendisi değiştirene kadar değiştirmez. Bu ifade, ilahi iradenin reaktif değil proaktif bir toplumsal dinamizm istediğini gösterir. Yani Allah’ın sünneti, toplumların iç enerjilerine uygun biçimde tecelli eder. Burada ilahi irade, fiziksel doğa yasaları gibi işleyen bir ahlaki enerji yasası ile bütünleşmiştir: Kollektif bilinç uyanmadıkça toplumsal değişim mümkün olmaz.

Bu bağlamda Allah’ın değiştirmemesi, cezalandırma değil, toplumsal enerji düzeyinin gerçekliğine uygunluk anlamına gelir. Enerji yoksa hareket de yoktur. Bu yaklaşım, dua, kader ve sorumluluk gibi kavramları da daha dinamik bir düzlemde yeniden düşünmeye çağırır.

4) Değişim: Enerjinin Yeniden Yönlendirilmesi

Toplumsal enerji teorisi, her toplumun iç dinamiklerinde potansiyel bir dönüşüm taşıdığını varsayar. Ancak bu potansiyelin açığa çıkabilmesi için, toplumun kendi özündeki durağanlık, korku, güvensizlik ve anlamsızlık gibi entropik unsurlardan arınması, yeni bir manevi, ahlaki ya da yaratıcı enerjiyle yüklenmesi gerekir. Kur’an’da bu tür dönüşümler tarihsel örneklerle sunulur: Hz. Musa’nın İsrailoğullarını Firavun’un baskısından çıkarması, Hz. Muhammed’in Mekke toplumunda gerçekleştirdiği dönüşüm gibi örnekler, hep bir içsel uyanışın, ardından gelen ilahi yardımın sonucu olarak anlatılır.

Sonuç: Değişimin Enerjik Yasası

Ra’d Suresi 11. ayeti, bir anlamda toplumsal enerji yasasını ifade eder: Toplumlar kendilerinde olanı, yani inançlarını, değerlerini, yönelimlerini, kolektif duygularını ve amaçlarını değiştirmedikçe, dışsal bir değişim beklemek boştur. Toplumsal uyanış, ancak enerjinin yön değiştirmesiyle; umudun, cesaretin ve ahlaki duyarlığın yeniden doğmasıyla mümkündür. İlahi irade ise, bu dönüşüme karşılık verir. Dolayısıyla bu ayet hem metafizik hem sosyolojik düzlemde, hareketi önceleyen bir etik yasayı temsil eder: Enerjini değiştir, dünyan da değişsin!

 

Kaynak: farklı bakış



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER