TEKNOLOJİK YALNIZLIK HİKİKOMORİ'YE NEDEN OLUYOR!

Japonca'daki anlamı 'elini ayağını çekmek' olan Hikikomori’ye yakalananlar, sanal dünyaya ve dijital teknolojilere kendini kaptırıp gerçek dünyadan kopmakta, böylelikle iletişimsizlik sorunu meydana gelmektedir.

TEKNOLOJİK YALNIZLIK HİKİKOMORİ

Doç. Dr. Ali Murat Kırık Hikikomori olgusunu analiz ediyor.

Teknolojinin gelişim göstermesiyle birlikte dijital dünyanın kapıları hepimize ardına kadar açılmakta, bireyselleşme giderek ön plana çıkmaktadır. Sanal ortamda geçirilen sürenin uzaması ise başta bağımlılık olmak üzere bir takım riskleri beraberinde getirmektedir. Belki çoğunuzun ilk defa duyacağı Hikikomori ise dijital çağın yeni hastalıkları arasında yer almaktadır. Zira hastalıklar da dijital teknolojilerin varlığıyla birlikte adeta kabuk değiştirmiştir. Bu hastalık ilk defa Japon psikiyatr “Tamaki Saito” tarafından tanımlanmış ve literatüre kazandırılmıştır.

Nedir bu Hikikomori?

Japonca'daki anlamı 'elini ayağını çekmek' olan Hikikomori’ye yakalananlar, sanal dünyaya ve dijital teknolojilere kendini kaptırıp gerçek dünyadan kopmakta, böylelikle iletişimsizlik sorunu meydana gelmektedir. Kısacası Hikikomori; insanların kendilerini toplumdan uzak tutmalarına, sıklıkla aylarca evlerinde kalmalarına neden olan psikolojik bir sorundur. Özellikle Z Kuşağı’nda ve gençler arasında yaygın bir şekilde görülen bir hastalık olan Hikikomori teknolojiyi haddinden fazla kullanan toplumlarda çok tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Hikikomori yalnızca dünyada değil, Türkiye’de de büyük bir risk durumuna gelmiştir. Teknolojik bir tehdit olan Hikikomori’de Japonya başı çekmektedir. Burada Japon toplumumun karakteristik özellikleri de yoğun bir etki gücüne sahiptir.

Japonya istatistiklerine göre 2015 yılı itibariyle Japonya'da 15-39 yaş arası 541.000 Hikikomori hastası bulunmaktadır. Diğer yaş grupları hakkında herhangi bir veri yoktur. Ancak uzmanlara göre diğer yaş gruplarında, rakamın giderek daha büyük bir hal alacağı düşünülmektedir.

Hikikomori'nin sebepleri nelerdir?

Hikikomori, insan psikolojisi ile doğrudan ilintilidir. Önemli bir sınavda başarısız olan, siber zorbalığa uğrayan bunun üzerine toplumdan elini ayağını çeken bir lise ya da üniversite çağındaki öğrencilerde daha sık görülmektedir. Hikikomori, ani bir gelişim gösterebildiği gibi tedavi edilmezse hayat boyu devam edebilmektedir. Gençler yavaş yavaş dünyadan uzaklaşmakta, adım adım kendilerini tamamen sanal ortama kaptırmaktadırlar. Psikologların çoğu, Hikikomori'nin altında yatan temel etmenler arasında; temelde toplumdaki itibar elde etme gayesi ve başkalarını etkileme için oluşan baskın durumu görmektedir.

Araştırmalar gerçeği ortaya koyuyor!

Japonya'daki Akita Üniversitesi Tıp Fakültesinde Halk Sağlığı Anabilim Dalı araştırmacıları Roseline Yong ve Kyoko Nomura, 15-39 yaş grubundaki rastgele seçilen 200 farklı şehir ve banliyöden seçtikleri 3287 erkek ve kadın katılımcının anket verilerini analiz etti. Anket verilerine dayanarak, Hikikomori’nin yalnızca büyük şehirlerde değil aynı zamanda köylerde de yaşanma olasılığı görülmüştür. Hikikomori rahatsızlığından muzdarip olanların çoğunlukla ailesinin uzun süre boyunca sıkıntı yaşamadan bakabileceği orta sınıf ailelere mensup kişiler olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat Hikikomori’ye yakalanan bireylerin saldırgan bir tutum içine girmesi çok karşılaşılan bir durum asla değildir. Yani çevreye zarar verme durumu söz konusu olmamaktadır. “Zararım kendime” ifadesi Hikikomori hastalığına yakalananlar için biçilmiş kaftandır.

İnternet, bilgisayar, oyun başında vakit geçiren birey kendisine yemek verilmediği müddetçe talepte bulunmamakta, odasından sadece tuvalet ihtiyacını gidermek için çıkmakta, nadiren duş almaktadır. Yani ev ortamı onun tüm dünyası halini almaktadır. Hikikomori’nin başlangıcı çoğunlukla okula gitmeyi reddetmek olmaktadır. Zamanla bu durum alışkanlık durumuna gelmekte ve sosyal hayattan izole bir bireyin ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Hikikomori mutlaka psikolojik tedavi gerektiren bir hastalık olduğu için asla ikinci plana atılmamalıdır.