Tarih: 25.06.2020 13:06

Tarım arazisini korumakta geç kalındı

Facebook Twitter Linked-in

Tarım arazilerinin korunması hususunda atılacak her adıma geç kalmış bile olsa destek vermek gereklidir. Çünkü yıllardan beri bu alanlar kendi haline bırakıldı. Gelinen noktada tarım arazileri büyük ölçüde konut alanına ya da organize sanayi bölgelerine çevrildi. Buna rağmen tarım alanı olarak kalmış kırsal kesimlerde insan kalmadığı için gerektiği gibi ekilemedi. Büyük şehirlerde uzun yıllar çalışıp emekli olmuş insanlarımızın büyük şehirden bunalmışlıkla kendilerini memleketlerine atmaları sonucu yaşlılardan oluşan bir yerleşik nüfus oluşmaya başladı. Ama belli bir yaşın üzerine çıkmış, şehir hayatının şartlarına alışmış insanlarımızın tarım ile uğraşacak gücü kalmadığı için ya da geçen zaman içinde tarım alanlarının miras yoluyla ufalarak tarıma katkı sağlayacak bir verimin elde edilememesi sebebiyle tarım hayatının yok olmaya başladığını söylemek yanlış olmaz. Zaten patates, soğan gibi tarım ürünlerinin bile ithal edilmeye başlandığı gerçeği bu hususu gözler önüne seriyor.

AK Parti tarafından hazırlanan yasal düzenlemede büyük şehirlerin çevresinde oluşmaya başlayan hobi bahçeleri ile ilgili bazı hususların ön plana çıkartılmış olmasını insan anlamakta güçlük çekiyor. Hobi bahçeleri aslında şehrin gürültüsünden bunalan insanların küçük bir alanda oluşturulmuş bahçenin bir köşesine güneş ve yağmurdan kurtulmak için yapılan küçük barakalardan ibaret yerler. Görünen o ki, bu barakaların tarım hayatımızı sıkıntıya soktuğu gibi bir anlayış ortaya çıkmış.

Hobi bahçeleri ekilen alanlardır. Yani, insanlar toprakla kurdukları ilişki ile ruhen ve bedenen bir rahatlığa ulaşırken, öbür yandan kendi elleri ile yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri ya kendileri tüketmekte ya da çevreleri ile paylaşmaktadırlar. Yani hobi bahçelerinin para kazanmaya dönük bir yanı yoktur ama üretime katkıları söz konusudur. İnsanımızın toprak ve tarımla ilişkisini sürdürmesine katkı sağlıyor. Bu noktada kendime ait hobi bahçem olmadığını özellikle söylemek isterim.

Bu hatırlatmanın ardından tarımsal alanların daralmasından hobi bahçelerini sorumlu tutmak işin özüne girmeden adım atmak anlamına geliyor. Çünkü tarım alanında ülkemiz 50 yıl önce tarımsal üretim konusunda kendi kendine yeterli birkaç ülkeden birisi iken bugün patates, soğan gibi tarım ürünlerini ithal etme noktasına gelişimizin sebebini hobi bahçelerine bağlamak soruna doğru teşhis koyamamış olmak anlamına gelir.

Peki, neden tarımsal üretimde giderek dışa bağımlı hale geldik? Bu soruya verilecek farklı cevaplar olmakla birlikte sanıyorum kırsal alanların giderek boşalmış olması, köy ve ilçelerde tarım yapacak insanların ya kalmamış olması ya da çok azalmasıdır. Bunun yanında miras yoluyla tarım alanlarının giderek küçüldüğü, kalan alanlarda verimli bir tarım yapmanın imkânsız hale gelmesidir. Özellikle gençlerimiz için kırsal alanların cazibesinin kalmayışı, bunun da ötesinde tarım ile uğraşmak zor geldiği için, dededen, babadan kalan arazilerin bölüne bölüne küçülmesi sebebiyle harcanan emeği karşılamaz bir üretimin yapılabilmesinden ibarettir.

Kırsal kesimin göç yoluyla adeta boşalmasının sorumlusu kimlerdir sorusuna verilecek cevap yıllar öncesine dayanıyor. İlkokul yıllarımda kırsal kesimdeki nüfusun yüzde 70-80’lerde olmasının gelişmemişlik ifadesi olduğu ders kitaplarımızda yazardı. Gelişmişliğin ölçüsü şehir nüfusu kırsal kesimdeki nüfusa göre ne kadar yüksek ise ona göre ölçülüyordu.

Bu mantık ister istemez köyden şehre göçü teşvik ediyordu. Gelinen noktada tarım alanlarının korunması hususunda yapılacak yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır ama hobi bahçelerindeki barakaları yıkarak ne tarımsal alanlar genişletilebilir ne de tarımsal üretim artırılabilir. Öncelikli olarak bugüne kadar yapılmış yanlışları doğru tespit etmek gerekiyor. Özellikle şehirlerin sürekli olarak tarımsal alanlara doğru genişlediğini unutmamak gerekiyor. Yüzyıllar öncesinde şehirler tarım arazilerine değil, yamaçlarda kurulurken düzlüklerde tarım yapılmıştır. Eskiyi reddetmek için midir bilinmez günümüzde de hep düzlüklere binalar dikiliyor ve yağan bir yağmurda da söz konusu yerlerdeki binalar sular altında kalıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —