Tarikatlar neden siyasete bu kadar yakın duruyor? Seçilmişlik inancı devleti nasıl etkiliyor? Türkiye’deki dini yapılar, İran’daki ruhani liderliğe mi benziyor? Seçilmiş bir lideri kabul etmek laikliği nasıl tehdit eder?
Cemaatlerin siyasete etkisi
Tarık Çelenk, Türkiye’deki bazı dini hareketlerde görülen mesiyanik anlayışın altını çizerek başladı:
“Bugünün Türkiye’sinde bazı cemaatler var. Bu çok mesiyenlik. Aslında tarikatlarda da herkesin kendi şeyhini, Mehdi bilmesi falan hoş karşılanıyor. Ama bu iş tabi siyasete girince Osmanlı’da da, Türkiye’de de sıkıntılar yaratıyor.”
Gökhan Bacık, bu durumun hem Osmanlı döneminde hem modern Türkiye’de bir sorun alanı oluşturduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Osmanlı İmparatorluğu, ya biz bir modern devlet kuruyoruz, bunun bir hiyerarşisi var ama bir de birçok tarikat var. Bunları nasıl yöneteceğiz diye bir sorunsal ortaya çıkarılıyor. Siz birisini dini lider kabul ediyorsanız ve bunun tırnak içinde böyle bir ekümenik seçilmişliğini, Şii narrativ içinde kabul ediyorsanız sorunumuz şurada başlıyor. Bu kişi bizden politik bir şey isterse ne olur?”
Bacık, Türkiye’de dinden konuşmanın ne kadar hassas bir alan olduğunu vurgularken, dini alanın mistik doğasına dikkat çekti.
Bacık, “Türkiye’nin bu yapısal sorunlarını, bizim Osmanlı modernleşmesinin eksiklerini,
fazlalıklarını tartışırsak, günün sonunda varacağımız yer, eğitim, işte altyapı şeyleri olacak.
Bunları çözülmediği sürece bu kendini tekrar edecek maalesef.” dedi.
Kaynak: medyascope.tv