Kur’an kıssaları, klasik tefsir geleneğinde genellikle ahlaki öğütler veya tarihsel ibret olarak toplumsal düzeni sağlamak amaçlı okunmuştur. Ancak Yusuf Kıssası, bu geleneksel okumanın sınırlarını zorlayan; vahiy, rüya, arzu ve iktidar arasındaki girift ilişkileri ifşa eden derinlikli bir manifesto niteliği taşır. Modern siyaset felsefecisi Carl Schmitt’in “Modern devlet kuramının tüm önemli kavramları, dünyevileştirilmiş ilahiyat kavramlarıdır” tespiti, Yusuf’un hikayesinde görünür hale gelir. Yusuf’un kuyu dibinden Mısır’ın iktidar zirvesine giden yolculuğu, sadece bir peygamberin biyografisi değil, aynı zamanda iktidarın meşruiyet kaynağının “rasyonel olandan” değil, “bilinçdışından” neşet ettiğinin psiko-politik tarihsel anlatısıdır. Yapmak istediğimiz şey; iktidarın rasyonel bilgiyle değil, travmayı sistematize eden irrasyonel/dikey bir epistemolojiyle kurulduğunu ve vahyin, rasyonel aklın kurucu temeli olduğunu tartışmaya çalışmaktır.
Yusuf’un iktidar yolculuğunun en çarpıcı unsuru, yönetim erkine giden yolun “rüya bilgisi” ile açılmasıdır. Modern seküler akıl, rüyayı bireysel bir nöro-psikolojik atık veya Freudyen anlamda bastırılmış arzuların geri dönüşü olarak görür fakat Yusuf Kıssası, rüyayı “egemenliğin kurucu bilgisi” olarak konumlandırır.
Kral (Melik), Mısır’ın siyasi ve askeri otoritesini temsil etmesine rağmen, geleceğe dair kördür. Gördüğü rüya, devletin ve toplumun “bilinçdışıdır”. Bu, kaotik, ham ve işlenmemiş bir bilgidir. İktidarın krize girdiği bu noktada, rasyonel danışmanların “bunlar karmakarışık düşlerdir” diyerek aciz kaldığı görülür. Çünkü rasyonel akıl, yalnızca mevcut olgularla, deneyim ve gözlemle çalışır; bilinmeyene, yani “gayb”a dair bir projeksiyon üretemez.
İşte Yusuf’un “te’vil” (yorumlama) yeteneği tam burada devreye girer. Yusuf, rüya yoluyla gelen bilinçdışı bilgiyi, rasyonel bir devlet politikasına (stoklama ve dağıtım ekonomisine) dönüştürür. Bu durum, siyasal meşruiyetin kökenine dair kritik bir gerçeği açığa çıkarır: İktidar, görüneni yönetmek değil, görünmeyeni öngörüp onu nizama sokmaktır. Yusuf, vahiy kaynaklı bir bilgiyle Kral’ın bilinçdışını yöneterek devleti yönetir. Dolayısıyla vahiy, rasyonel bilginin karşıtı değil; rasyonel siyasetin üzerine inşa edildiği “kurucu üst-bilgi”dir. Bilinçdışı, iktidarın hammaddesi; vahiy ise onu işleyen teoridir.
Aslında Yusuf’un iktidar yürüyüşündeki ilk büyük kırılma, Züleyha ile yaşadığı “arzu imtihanı”dır. Bu sahne, salt bir “iffet” hikayesi olmanın ötesinde, psiko-politik açıdan yönetici olacak öznenin “haz” ile imtihanıdır.
Lacan’a göre insan, “arzu eden bir varlıktır” ancak toplum ve yasa, bu arzunun sınırlandırılmasıyla kurulur. Yusuf, Züleyha’ya meyletme noktasındayken “Rabbinin burhanını (kesin delilini)” görür. Yusuf’un ahlaki bir zaaf göstermeden durması, bilinçli bir rasyonel karardan ziyade, onu engelleyen dikey bir bilgi (vahiy/burhan) sayesinde gerçekleşir.
Buradaki “Burhan”, psikanalitik düzlemde “Babanın Yasası”nı temsil eder. Eğer Yusuf, arzusuna yenik düşüp Züleyha ile birleşseydi, sarayın “kölesi” veya “nesnesi” olarak kalacaktı. Ancak hazzı erteleyerek ve yasayı (Tanrısal sınırı) arzuya önceleyerek, kendini “yönetilen” bir bedenden “yöneten” bir iradeye dönüştürdü. Siyasal liderlik, kendi nefsini yönetebilme kapasitesiyle başlar. Yusuf, Züleyha’nın odasında aslında gelecekte Mısır’ı yönetebilecek iradi altyapıyı inşa etmiştir. Bu süreç, iktidarın “haz ilkesi” üzerine değil, “gerçeklik ilkesi” ve “yasa” üzerine kurulduğunu gösterir.
Kıssanın en dramatik veçhesi, Yusuf’un kardeşleri tarafından kuyuya atılmasıyla başlayan ihanet ve terk edilme sürecidir. Siyasal teoloji açısından bakıldığında, egemenlik çoğu zaman bir “ilk günah” veya “büyük travma” üzerine kurulur.
Yusuf’un kuyuya atılması, toplumsal sözleşmenin dışına itilmesi, Agamben’in tabiriyle “kutsal insan” (homo sacer) haline gelmesidir. O artık hukukun koruması altında değildir. Bu noktada kıssanın en güçlü tezi karşımıza çıkar: Ağır travmalar, insanı rasyonel nedensellik zincirinden koparır. Normal şartlarda okulda, ailede veya sarayda öğrenilen rasyonel bilgi, travma anında işlevsizleşir. Kuyu dibinde veya zindan karanlığında rasyonel bilgi yoktur; orada sadece çaresizlik vardır.
Vahiy, tam da bu rasyonel aklın iflas ettiği “travmatik boşlukta” devreye girer. Yusuf’un bilgisi, konforlu bir akademik sürecin değil, travmatik bir kopuşun ürünüdür. Rasyonel bilgi statükoyu korur, ancak travmatik bilgi (vahiy ile desteklenen bilgi) yeni bir düzen kurar. Yusuf, travmalarının (kuyu, kölelik, iftira, zindan) yarattığı kaosu, vahiyle sistematize ederek yeni bir epistemoloji geliştirmiştir. Bu süreç gösterir ki; insan, travma dışı süreçlerde rasyonel bilgiyi üretir, ancak travmatik süreçlerde “anlamı” arar ve bu anlam ancak vahiyle tamamlanır. İktidar, bu travmatik süreçten sağ çıkan ve onu bir “bilgiye” dönüştürenin elindedir.
Yusuf Kıssası üzerinden yapmaya çalıştığımız bu okuma, Aydınlanma aklının “vahiy ve akıl çatışması” tezini yeniden düşünmemizi sağlaya bilir. Umarım öyle olur. Yusuf örneğinde görüldüğü üzere, iktidarın kuruluşu, krizin yönetimi ve ahlaki öznenin inşası salt rasyonel/yatay bir düzlemde gerçekleşmez. Aksine, rasyonalitenin bizzat kendisi, irrasyonel gibi görünen, kaynağı belirsiz (bilinçdışı/rüya) veya dikey (vahiy) bir temele muhtaçtır.
Kral’ın rüyası irrasyoneldir, Yusuf’un çözümü rasyoneldir. Ancak bu rasyonel çözümü mümkün kılan şey, rüyanın te’vili, yani vahyi bilgidir. Travma yıkıcıdır, Yusuf’un devlet adamlığı yapıcıdır. Ancak bu yapıcı düzen, o travmanın içinden geçilerek elde edilen olgunlukla kurulmuştur.
Nihai olarak; okuma yöntemimiz üzerinden vahiy, rasyonel aklın alternatifi değil, onun kurucu ögesidir. Aklın sınırlarının bittiği, travmanın başladığı ve kaosun hakim olduğu yerde vahiy, kaosa bir form vererek onu “anlaşılabilir” ve “yönetilebilir” kılar. Yusuf, vahyi bir bilgi türü olarak kullanarak sadece Mısır’a tahıl değil, aynı zamanda kaotik bir dünyaya “anlam” ve “düzen” sunmuştur. Bu da, gerçek iktidarın kaba kuvvette değil, kaosu kozmosa çevirebilen epistemolojik üstünlükte yattığını kanıtlayan bir formasyon sunar.
Kaynak: konuyorum.com

