Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Suriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair

Bekir Berat Özipek yazdı:

Suriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair

Süveyda’da Dürzilerle Şam Yönetimi arasında yaşanan çatışmalar, Suriye’de yeni devletin şekillenmesi sürecinin İsrail’in provokasyonuna hala açık olduğunu bir kez daha gösterdi.

Yeni sosyo-politik sistemin sağlıklı bir biçimde şekillenişi için normal şartlar altında birkaç yıl uzun değil.

Ama İsrail’in “Dürzilerin hamisi” rolüne soyunarak Suriye’yi rahat bırakmayacağını açıkça gösterdiği ve kendi çıkarını Suriye, Türkiye, İran dahil tüm bölge ülkelerinin istikrarını ortadan kaldırmaya bağladığı ölçüde çok da geniş bir zaman yok demektir.

“Acele et ama yavaşça”

Bu durumda ne yapmalı?

Öncelikle yeni yönetim yapısını oluşturmada acele etmek ama aceleye de getirmemek gerek.

Kadim bilgelik “acele et ama yavaşça” diyor (Roma İmparatoru Augustus’a atfedilen söz). Suriye’de devletin yeniden inşası sürecinde bu sözün anlamı şu olabilir: Odağı kaybetme, başka işlerin bunun önüne geçmesine izin verme, her şey iyi görünse bile bu sorunu çözmek için istikrarlı biçimde adım atamaya devam etmeyi ihmal etme ve sündürme.

Güven inşa etmek, anayasa ve beraber yaşamanın çerçevesini somutlaştırmak 

Suriye’de yeni dönemdeki tartışmalardan biri de anayasa olacak. Kısa zamanda ideal bir anayasa üzerinde uzlaşmak mümkün olmayabilir. Ancak öyle bir durumda dahi anayasa konusunu bir engel olmaktan çıkarmak mümkün.

Bu anlamda aslında bütün mesele, çocuğun anası olabilmekte.

Eğer Suriye’nin tüm renklerini bünyesinde toplayabilen, birbirine güven duymayan ve intikam almak isteyen ailenin tüm fertlerini çocukların annesi gibi bir araya getiren bir iradenin egemen olduğu, yeni dönemde kuruluş çalışmalarını onun yürüttüğü şeklinde güçlü bir kanaat hâkim olursa, şaşırtıcı bir biçimde devletin şekli, rejim ve anayasa tartışmasının önemini kaybettiği ve görülecektir.

Eğer bu olmazsa, dünyanın en ideal anayasa yapımı bile sorunları çözmeyecektir.

Talepleri uzlaştırabilmek

Bunu yapmaya çalışırken en uzlaşmaz görünen talepleri uzlaştırmak mümkün olabilir mi?

Her zaman değil ama evet, mümkün olabilir.

Birlikten yana olmakla da iş bitmiyor. Devletin yapısı üniter mi, federal mi konfederal mi olacak? Bu konuda da bir karar vermek gerekiyor.

Merkeziyetçiliğin sorunlarından kurtulmanın da tek yolu yok. Bunun üniter sistem içinde de pek çok ara kademesi var.

Bazen birlik için merkezi ve tek biçimli yönetim yapısında ısrar etmemek doğrudur. Farklılıkları tanıyarak onları bir uyum içinde bir arada yaşatmak birliği de güçlendirir.

Üniter sistemin kendi içinde ve onunla federal sistem arasında da ara formlar var. Kimi zaman toplumlar bu sınırı aradan bir yerden de geçirebiliyor.

“Üniter devlet” ile “ülke bütünlüğü” birbirine karıştırılmamalı

Bölünmekten yana olmamak zorunlu olarak üniter devlet formunu savunmayı gerektirmiyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunmanın tek veya en iyi yolu da üniter sistem olmayabilir.

Yani ülkenin bütünlüğü ile devletin üniter olması arasında da bir ayrım yapmamız, bu ikisini birbirine karıştırmamamız gerek.

Bazı Dürzi grupların İsrail ile işbirliği yapmasının hiçbir açıklaması olamaz elbette. Bölgedeki varoluşlarını ırkçı ve yayılmacı bir devlete bağlamak ve onun yayılmacı emellerinin aracı olmayı içine sindirebilmek, ahlaki bakımdan kabul edilebilir olmadığı gibi, birlikte yaşamanın zeminini de tahrip edici bir tercihi ifade ediyor. Baas rejimi altında 50 yıl boyunca susup, şimdi onu devirip Suriye’de yeni bir sayfa açan ve herkesin özgür biçimde içinde yer alacağı bir ülke iddiasında bulunan bir iradeye şans vermeyenlerin tutumu makul değil.

Ama buradan hareketle Dürziler hakkında indirgemeci yorumlar yapmak yanlış. Suriye’de ve Lübnan’da Dürzilerin çoğunluğunun İsrail İşbirlikçiliğini onaylamadığı çok açık. Ama çoğunluğu onaylasaydı ve beş kişilik bir Dürzi grubu kalsaydı bile, onların da bugünün ve geleceğin Suriye’sinde onurlu biçimde içinde yerlerini alabilecekleri bir düzeni kurmak gerekirdi.

Birliğin en garantili yolu

Birliğin garantisi, bir dış gücün, mesela yabancı bir devletin ülkedeki bir toplum kesimine, “isyan et” dediğinde, onun “niye ki?” diye sormasını sağlamaktır.

Herkesin hukukunu koruduğu, kendi dini, etnik ve kültürel haklarını garanti altına aldığı, merkezi hükümetin bu alanlara müdahale etmeyeceğinden emin olduğu bir sosyo-politik sistemin barış ve bütünlük açısından en garantili zemin olduğunu gönül rahatlığıyla tespit edebiliriz. Bu tespit, Kürtler, Nusayriler ve diğer tüm gruplar için aynı şekilde geçerlidir.

Birlik için merkeziyetçiliği tek çözüm sanmak veya gerçekçilik adına geçmişte yaşananlara takılıp gruplar hakkında özcü değerlendirmeler yapmak (“Bunlar öteden beri böyledir” gibi) doğru değil. Çünkü kimlikler de değişmez değil.

Ama değişmeyeceğini varsaysak bile, olabildiğince sorunsuz biçimde birlikte yaşamanın yolu yine aynıdır.

 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER