Suriye Özgürleştiğinde Misafirperverliğimiz Unutulmamalı! Muhacirler Emanetimizdir

Mazlumder Genel Başkanı Ramazan Beyhan´ın, Özgün İrade Dergisi 2019 Ağustos ayı 184. Sayısında yayımlanan, muhacirler konusu ile ilgili analiz yazısı?

Suriye Özgürleştiğinde Misafirperverliğimiz Unutulmamalı! Muhacirler Emanetimizdir

Komşumuz Suriye´de 8 yıldır devam eden savaşta yüzbinlerce insan öldürüldü, bir o kadarı da yaralandı. Zindanlarda tutulanların ve işkence görenlerin hesabını kimse bilmiyor, milyonlarca insanda ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Ülkesini terk eden bu milyonlarca insan pek tabii olarak komşu ülkelere sığındılar. Bunların dört milyon kadarı Türkiye´de; bir kısmı kamplarda önemli bir kısmı şehirlere dağılmış, hayatlarını sürdürmek için çetin bir mücadele vermektedirler. Milyonlarca insan ayakta kalmanın, hayata tutunmanın mücadelesini verirken uluslararası camia ne yazık ki üzerine düşeni yapmamıştır. Siyasi, ekonomik kaygıların arkasına saklanarak, yollarda telef ola ola sınırlarına dayananları da ne yazık ki geri çevirmektedir.

Komşu ülkelere ihale edilmiş olan göç kütlesinin sorunlarına yardımcı olma noktasında da komşu ülkelerle pazarlıklar yapmaktadır. Uluslararası camia mülteci olarak tanımladığı bu insanlara yardım elini uzatmalı ve söz konusu ülkelere destek olmalıdır. Bütün bunları ifade ederken uluslararası camianın önemli bazı aktörlerinin de bütün bu mağduriyete sebep olan Esed rejimine askeri ve lojistik destek verdikleri unutulmamalı.

Türkiye Devleti/Hükümeti ölümden kaçıp kendisine sığınan Suriyelileri misafirleri olarak tanımladı. Yıllardır milyonlarla ifade edilen Suriyeliye ev sahipliği yapan ülkemizin, düzensiz göç ile mücadele başlığı altında son günlerde yapılan uygulama misafir-ev sahibi ilişkisine zarar vermeye başladığı görülmektedir.

Özellikle İstanbul´da ki Suriyeli misafirlere karşı uygulanan geri gönderme faaliyetleri Suriyeli misafirleri fazlasıyla tedirgin etmiştir. Bu konuda MAZLUMDER´ e yoğun şikâyet başvuruları yapılmaktadır.

,İstanbul Valiliği bu konuda duyarlı olan STK´larla görüşmüş ve bu sorunun insani standartlar çerçevesinde çözüleceğine dair bilgi vermiştir. Bu yaklaşımın son derece insani ve misafir-ev sahibi ilişkisine daha uygun olacağını söyleyebiliriz.

Suriyelilerin şahsında ırkçı ve yabancı düşmanlığı gibi ayrımcılık yapanların tezviratları ülkemizin yıllardır verdiği emeği gölgelememelidir. Halkımız ise Suriyelileri muhacir kardeşleri olarak kabul etmiş ve bağrına basmıştır.

Zaman zaman iş yerinde, mahalle aralarında meydana gelen bazı münferit olayları istismar ederek, gelişmeleri Suriyelilere karşı düşmanlık fırsatına çevirmeye çalışan art niyetli ideolojik odaklara halkımız sağduyusuyla izin vermemelidir.

Bu konuda, İslam´ın bidayetinde bir dayanışma ve kardeşlik örneği sergileyen Ensar ve Muhacir olmalı. O dönemde Ensar, tüm maddi sıkıntılara, Yahudi ve münafıkların tüm ifsat ve tahriklerine rağmen, muhaciri bağrına basmış, maddi imkânlarını muhacirlerle paylaşmıştı.

Elimizden işimizi, aşımızı alacaklar endişesi bizim ne inancımızla ne de kültürümüzle bağdaşan bir tutum değildir. Toplum olarak paylaştıkça, verdikçe daha da bereketin artacağına inanıyoruz. Bu konuda örneğimiz, kılavuzumuz, Haşr Suresi 9 ve 10. ayetler olmalıdır.*

Bugün Suriyelilere karşı olumsuz tutum içinde olanlar, ilk günde de aynı şeyleri söylediler. Müslüman halkımızın sağduyusu ve duyarlılığı onların seslerini kısmalarına yol açtı. Ancak son zamanlarda yeniden cesaretlenerek, sosyal medya üzerinden saldırıya geçtiler. Asılsız iddialar ve iftiralarla siyaseti de etkileme çalışıyorlar.

Halkımıza çağrımız, Allah´ın emanetleri olan bu kardeşlerimize sahip çıkalım, onları art niyetli magandalara terk etmeyelim. Suriye özgürleştiğinde bu kardeşlerimiz yurtlarına geri dönecekler ama misafirperverliğimizi asla unutmayacaklardır. Ve iki toplumun hafızasında silinmeyen bir güzellik olarak daima yaşayacaktır.

????????????????????????????
*9.Onlardan önce bu yurda yerleşmiş ve gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar; ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı başarırsa işte kurtuluşa erecekler onlardır.

*10.Bunların ardından gelenler de ?Ey rabbimiz? derler, ?Bizi ve bizden önceki iman etmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı kötü bir düşünce ve duyguya yer bırakma. Rabbimiz! Kuşkusuz sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin.?

Kaynak: Özgün İrade Dergisi,