?Sportmenlik´.. Yarın yapılacak seçim sportmenliğin siyasi hayattan emekli edilmesi anlamına da geliyor?

Fehmi KORU´nun Analizi;

?Sportmenlik´.. Yarın yapılacak seçim sportmenliğin siyasi hayattan emekli edilmesi anlamına da geliyor?

Uzun mesafeli koşuya ?maraton´ deniyor. Maratona katılan yarışçılar 42 kilometre 195 metreyi koşmak zorundalar. Dünyada kent isimleriyle meşhur olmuş belli başlı birkaç önemli ?maraton´ var. Bunlardan biri İstanbul maratonu ise, diğeri de Boston maratonu.

[Siyasi hayatımızın maraton koşucularından Süleyman Demirel, umudun kesilmesinin yanlışlığına işaret etmek için yanındakilere, ?Maraton 42 kilometredir, ama 42 kilometreden sonra 195 metreyi daha koşmak zorundadır yarışçılar. Önümüzde hâlâ 195 metre var? derdi.]

Boston maratonu, pek çok kişi tarafından, üç kişinin ölümüne 400´e yakın kişinin de yaralanmasına sebep olan 2013 yılındaki terörist saldırısı sebebiyle hatırlansa bile, benim için onu özel kılan, 1980 yılında iki yıl yaşamak üzere kente gittiğimde tartışması hala süren bir kandırmaca öyküsüydü.

Rosie Ruiz adlı Kübalı bir kadının bütün rekorları kırarak kazandığı yarışta hile yaptığı kısa süre sonra anlaşılmıştı. Yarışa başladıktan bir süre sonra seyirci kalabalığına karışan Ruiz rakipleri kulvarda öne çıkmak için ter dökerken bir süre kenarda dinlenmiş, daha sonra yarışın bitme noktasına yakın bir yere kadar metroyla seyahat ederek yeniden yarışçı kalabalığına karışarak ipi en önde göğüslemişti.

Aylarca konuşuldu bu olay.

Bu yılın Boston maratonu bu defa başka bir hile olayına tanık oldu. Maratona katılabilmek için daha önce koşmuş ve uzun bir mesafeyi belli bir zamanda tamamlamış olmak gerekiyor. Bu yıl Çin´den katılan 951 yarışçıdan 100 kadarı gerekli nitelikten yoksun oldukları halde yalan söyleyerek numara almış. İçlerinden ikisi de belli bir bölümü koşmamış. Çin hükümeti hile yaptığını tespit ettiği o iki kişiyi ömür boyu yarışlardan men etme cezası verdi.

Maraton önemli, tabii seçim de?

Nereden çıktı bu maraton konusu?

Tahmininiz doğru: İstanbul belediye başkanlığı yarışının tekrarlanması kararıyla başlayan ve yarın sona erecek seçim sürecini izlerken, sürecin her aşamasında, aklıma, 1980 yılında Kübalı hilebaz kadının ipi rakiplerinden dakikalarca önce göğüsleyerek birincilik kürsüsüne çıkma pişkinliği geldi.

Rosie Ruiz yalnız maratona hazırlanmak için aylar boyu sabahın köründe kalkarak kilometrelerce koşan ve çoğu dünyanın dört bir tarafındaki ülkelerden büyük harcamalar yaparak Boston´a gelmiş onbinlerce sporcunun hakkını yemedi, bir büyük ve önemli spor olayı geleneğini de hilesiyle kirletmiş oldu.

Adı bugün de ?hilebaz´ olarak anılıyor.

[Google´a kadının ismini yazdığınızda karşınıza onun isminin geçtiği 800 bine yakın madde geliyor. Hile yapmak anlamına ?Rosie çekmek? (Pulling a Rosie) diye bir kavram da onun sayesinde İngilizceye girmiş oldu.]

Sportmenliğe aykırı bir davranış Rosie?nin yaptığı? Utanç verici bir şey.

Yarın yapılacak seçim de, sandıktan çıkacak sonuç ne olursa olsun, 31 Mart´ta yapılan ilk seçimden ve onun iptal edilip tekrarlanması kararından başlayıp sandık başına gideceğimiz yarına kadar da süreceği anlaşılan olağanüstülükler yüzünden siyasi tarihimizde izini bırakacak.

Bakın, aradan 40 yıl gibi uzun bir süre geçtiği ve olayın yaşandığı yerde zihinlere çakılı kalan ölümcül bir terör eylemi de gerçekleştiği halde, Rosie Ruiz ismini ben bugün bile hatırlıyorum.

Amerikalıların çoğu ve maraton meraklısı spor camiası ise o günü ve Rosie?nin sebep olduğu olayı hiç unutmuyor.

Tekrarlanan seçim de hep hatırlanacak

Öyle sanıyorum ki, 31 Mart ve 23 Haziran tarihleri ile İstanbul´un belediye başkanlığı için yapılan tekrar seçim de ülkemizin siyasi hayatında aynen öyle bir iz bırakacak.

Üzülünecek bir durum, ama ne yapayım ki gerçek bu.

Sadece seçimin tekrarlanması ve her zaman takdirle hizmetleri anılmış Yüksek Seçim Kurulu´nun tekrar kararı verebilmesi ya da kampanyaya yansıyan yadırgatıcı dil yüzünden de değil, medyanın süreç boyunca yayınları sebebiyle de unutulmaz olacak bu seçim.

Sandık başına gitmemize artık saatler kaldı. Siz bu yazımı ülke içi ve dışında bulunduğunuz yerlerde okurken, biz İstanbul´da yaşayanlar, üç aydan daha kısa sürmüş bir aradan sonra bir kez daha sandık başına gidip oy kullanacağız. Bir önceki seçimde kullandığı oyu yeniden sandığa atacak olanlar yanında, kampanyalardan etkilenerek taraf değiştirmiş olanlarımız da bulunacak.

Kafası karışmışlar veya tepesi atmışlar olarak?

Oysa seçimlerde esas olan öfke gibi hislerin devreye girmesi değil, aklın yönlendirici olmasıdır.

?Sportmenlik´ kavramı yalnız spor için kullanılmaz; siyasette de her siyasi yarışa katılandan ?sportmen´ olması beklenir.

Bu konuyu yarından sonra daha yoğun biçimde tartışacağımızı sanıyorum.

????