SİYASET KÜTÜPHANEYE KARIŞMASIN

Taha AKYOIL'UN ANALİZİ...

SİYASET KÜTÜPHANEYE KARIŞMASIN

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Atatürk Kitaplığı’nın başarılı müdürü Ramazan Minder’in görevinden alındığını, arkadaşımız Beşir Ayvazoğlu’nun pazar günkü yazısında okudum. Şaşırdım, teessüf ettim.

Kütüphaneye çağ atlattıran müdür Ramazan Minder’in Mezarlıklar Müdürlüğü’nde bir memuriyete atandığını duydum!

Bu ayıplı bir atama değil mi?

MİLYONLARCA BELGE

Benim kitap ve belgesellerimde de Ramazan Minder’in katkısı önemlidir. Hangi eski Türkçe gazeteyi, kitap veya risaleyi istediysem hemen temin edip dijital olarak gönderirdi.

Kütüphaneyi dijital hale getirdi. Artık internetten kütüphaneye girerek gazete ve kitaplara ulaşabiliyorsunuz.

Latin harfli materyallerin dijitalleştirilmesi bazı kategorilerde 1930’lara kadar geldi.

Atatürk Kitaplığında, şu anda 6 milyon görüntü internete açıktır. Yurt içinden ve yurt dışından 35 bin ücretsiz üye internete girip milyonlarca sayfa indiriyor.

Kütüphanenin dijitalleşmesinde Atatürk Kitaplığı ve Ramazan Minder Türkiye’de öncü isimler arasındadır. Atatürk Kitaplığı yedi gün 24 saat açıktır. Gece aklınıza bir belge mi geldi; hemen indirip alabilirsiniz.

Minder aynı zamanda kütüphaneyi zenginleştirdi. Osmanlı coğrafyasına ait on binlerce kartpostalı kütüphaneye aldı.  Rauf Orbay, Fahrettin Paşa, Karabekir Paşa, Mimar Kemalettin gibi tarihi şahsiyetlerin arşivleri de artık bu kütüphanedir.

BİLENLERE SORMAK

Bazı okurlar “ya Atatürk dönemi?” diye sorabilir. Eğer İstanbul Belediyesi’ndeki yeni iktidarın böyle bir endişesi varsa, üniversitelerdeki devrim tarihi, inkılap tarihi, Atatürk ilkeleri gibi kürsülerde görev yapan akademisyenlere Ramazan Minder döneminde Atatürk Kitaplığı’nın nasıl geliştiğini sorabilirler.

Bu kitaplıktan yararlanmadan son yüz elli yılık tarihimiz yazılamaz.

Yakın dönem tarihçiliğimizin büyük isimlerinden Zafer Toprak’a sorulabilir.

Kitabın ve kütüphanenin değerini çok iyi bilen Doğan Hızlan’a sorulabilir.

Atatürk dönemiyle ilgili belgelerin büyük çoğunluğu Ankara arşivlerindedir. Ramazan Minder Atatürk Müzesi’ni ve buradaki tabloları restore ettirdi, yeni eserlerle zenginleştirdi.

Atatürk’ün yaveri Cevat Abbas’ın eşyalarını bu müzeye alarak kaybolmaktan kurtardı.

“Havadis, 100 Yıl Önce” adlı belge yayınlarından başka elli kadar belgesel kitap yayınladı.

Minder bütün varlığıyla kendisini müzeciliğe adamış, Atatürk Kitaplığı’nı bugünkü kalitesine ve zenginliğine ulaştırmış bir müdürdü. Görevden alınması müzeciliğimiz için vahim bir kayıptır.
Minder müzeciydi, ideolog değil.

ARAŞTIRMA KÜTÜPHANESİ

Yerine kim atanacak bilmiyorum. Kim gelirse gelsin bu hizmetlerin kötüleşeceğini de sanmıyorum. Ama gelişmenin duraklamasından endişeliyim.

Minder’in “Şehir Kütüphanesi” projesinin duraklamasından, bu büyük kültür müessesenin “halk kütüphanesi” diye avamlaşmasından endişe ederim.

Kütüphanecilikte böylesine uzman ve başarısını kanıtlamış bir isim bulmak kolay değildir.

Bu kütüphane herkese açıktır, herhangi bir gün gidin, kütüphanenin öğrencilerle dolu olduğunu, bazen halktan insanların da geldiğini görürsünüz.

Ama bu kütüphane bir “araştırma kütüphanesi”dir; bu vasfı kaybolmamalı, aksine geliştirilmelidir.

Taksim’deki Atatürk Kitaplığı binası, bu hızlı gelişim karşısında artık dar geliyordu. Gümüşsuyu Hastanesi binalarının kitaplığa devredilmesi düşünülüyordu; çok isabetli olurdu. Bu proje yürümelidir.

‘ÖNCE LİYAKAT’

Sayın Ekrem İmamoğlu “önce liyakat” demişti. Kendi partisi içinden tepki çeken ilkeli davranışları da olmuştu.

Kütüphane ve Ramazan Minder olayını dikkatine sunmak isterim. Yakın tarih üzerine çalışmalar yapan araştırmacılardan kimlere güveniyorsa, Ramazan Minder’in hizmetlerini sorabilir.

Telafi edici bir tavra girmek İmamoğlu’na yakışır ve kendisinden beklenir.

AK Parti’nin ilk iki dönemden sonra reformist tavrını bırakarak “liyakat”ten çok “sadakat”e önem verdiği biliniyor, kamu sınavlarında “mülakat”ların niteliği bellidir.

Hakim ve savcı sınavlarında “mülakat”ın değiştirilmesine ihtiyaç duyulması, aslında bir itiraftır.

Yanlış, emsal olmamalı değil mi?

Belediye şirketlerinin yöneticilerinden kimler geldi, kimler gitti? Yanlış atamalar kendini bilançolarda gösterir. Ama kütüphanecilikte nesiller boyu tahribat yapar.