Sitem, iğneleme, taşlama, haşlama, hesaplaşma yok

MAHMUT TOPTAŞ- 27.06.2018

Sitem, iğneleme, taşlama, haşlama, hesaplaşma yok

Benim yediğim benim mideme, senin yediğin senin midene gittiği gibi, benim dediğim, yazdığım ve yaptığım benim amel defterine, seninkiler de senin defterine yazılır.

İşadamlarının sene sonu yıllık hesap yaptığı gibi her Müslüman da yatsı namazından sonra okuduğu şu ayetle kendini hesaba çeker: ?Allah, kişiye ancak gücünün yeteceği kadarını teklif eder. Kişinin yaptığı iyilik kendinedir, isteyerek yaptığı kötülük de kendi aleyhinedir?? (Bakara süresi ayet 2/286)

Biz, maddi ve manevi sahip olduğumuz güçlerimizden sorumluyuz.

Rabbimiz haber veriyor: ?Allah, hiçbir kimseye verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz?? (Talak süresi ayet 65/7).

Dilimizi kendimiz yaratamıyoruz ama onunla neyi söyleyeceğimize kararı biz veriyoruz.

Bazen olur ki dilimize sahip olamıyoruz.

Onun için de Rabbimiz tevbe/pişmanlık kapısını hep açık tutmuştur.

 

Birbirimize söylediğimiz ağır sözleri geçin, İslam´dan başka dinden olanların İslam´a dönmeleri halinde, Müslüman iken dinden dönen ve sonra geri gelenler için bile tevbe kapısının açık olduğunu haber verir Rabbimiz;

?Ancak, bundan sonra tevbe edenler ve nefislerini düzeltenler müstesna. Çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayandır merhamet edendir.? (Al-i Imran süresi ayet 3/89).

Şu bir ay içerisinde sözle, yazıyla, jest ve mimiklerle yapılan bütün yanlışlarımıza tevbe edelim.

Bize yapılan hakaretleri hatırlamayalım, yapana hatırlatmayalım.

Fırtınalı deniz, dindikten sonra çarşaf gibi hareketsiz durur ya işte böyle bir hale girelim.

?Ben onunla yüz yüze gelmem? dediğinize bir selam gönderin.

?Selamını almam? dediğinizin kapısını çalın ve eski günlerde yaptığınız iyi, güzel hizmetlere ?Haydi? deyin.

Sevgili Peygamberimizin, ?Allah´ın kılıcı? dediği Halid bin Velid, Uhud savaşında Müslümanların mağlup olmasını sağlayan kâfir komutandı.

Kâfirken Hazreti Hamza´yı şehit eden Vahşi, Müslüman olduktan sonra, İslam düşmanı, sahte peygamber, Müseyleme´yi harp meydanında öldürmüştü.

 

Allah, hiçbir şeyi gayesiz, hikmetsiz, başıboş yaratmamıştır.

Onun yarattığını beğenmezlik yapmayacağız.

Elimizdeki malzeme bu.

Biz, birbirimize benzeriz.

Onda beğenmediğimiz huy, aslında bizde de var da, biz kendimizi göremediğimizden, onda kendimizi görürüz.

Rabbimiz, İslam öncesi yanlış yapanlar için, o yanlışların doğrusunu haber verirken yanlışı yapanlar ve de doğruları uygulayanlar şöyle hitap eder:

??Geçmişte olanlar hariç/Yani geçen geçmiştir?? (Nisa süresi ayet 4/22).

Hatta geçmişte kâfirlik yapanlara da bu kelimeler kullanılır:

?Kâfirlere söyle: «Eğer (kâfirlikten) vazgeçerlerse geçmişteki (yaptıkları) afvedilir?» (Enfal süresi ayet 8/38).

Bizim dervişimizle berduşumuz, aynı okullarda, okuduklarından, aynı havayı soluduklarından, kültür kabının doluluğu aynıdır.

Onun için gönlümüzdeki karanlık köşelerden fırlayan yanlış sözlerden dolayı kimseyi suçlamamaya dikkat edelim ve haşlamadan, taşlamadan, iğnelemeden, sitemden, kinayeli dokundurmalardan dahi uzak duralım.

Kendi prensibimdir; beni rahatsız edecek bir kelimesini duyduğum bir arkadaşımla bir araya geldiğimde, o kelimeyi normal cümlelerim arasında kullanmamaya dikkat ederim.

?Rabbin rahmetine doğru koşun? emrini Rabbimiz vermiş:

?Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği gök ile yer genişliği gibi olan, Allah?a ve peygamberlerine iman edenlere hazırlanan, Cennete doğru yarış yapınız. Bu, Allah?ın dilediğine verdiği bir lütuftur. Allah, büyük lütuf sahibidir.? (Hadid süresi ayet 57/21).

Müsabaka/yarış esnasında hesaplaşma, laf üretme olmaz.

Eski dostları bulundukları yerlerden alıp, yeni dostlarla yarışa devam.